Partimiz Şehitler Partisidir!

Parti tarihimiz aynı zamanda bir “şehitler geçidi” gibidir. Ülkemizde komünizm davası uğruna toprağa düşenler, parti tarihinin “özü ve özeti”ni oluştururlar. Partimiz kuruluşunun ardından geçen ve yarım asra yaklaşan zaman diliminde 400’e yakın önder, kadro, militan ve taraftarının büyük çoğunluğunu faşizmle mücadele içinde kaybetmiştir.

Bu şehitler aynı zamanda Türkiye işçi sınıfı ve halkının geleceği kazanma iradesinin ürünleridirler.

Ülkemizde komünist partisi kuruluş kongresinden kısa bir süre sonra, önderlerinin Karadeniz’de katledilmeleriyle karşılaşmış; aradan geçen yarım asırlık bir süreden sonra bile burjuva-feodal gericiliğin, faşist diktatörlüğün sınıf tavrı değişmemiş ve KP’nin yeniden kurulmasına önderlik eden İbrahim Kaypakkaya başta olmak üzere kadro ve militanlarının katledilmeleri ya da tutsak düşmeleri yaşanmış ve yenilgi almıştır. KP’nin yeniden kuruluşunun daha ilk adımlarında düşman saldırısıyla karşılaşması, sadece teorik olarak ortaya konulan tezlerle değil pratik olarak da düşman karşısında ideolojik bir karşı konumlanışı (düzen dışılığı) bilinçlere mıhlamış; diğer yandan bu süreç sonrası atılan her adımda bu olgunun -adeta bir uyarı gibi- daima gündemde olmasına neden olmuştur.

Tarihimiz aynı zamanda parti genel sekreterlerimizin bizzat mücadele içinde şehit düşmeleriyle de yazılmıştır. Partimizin kurucusu ve kuramcısı İbrahim Kaypakkaya, 18 Mayıs 1973’de Amed’de işkenceyle katledilmiş, “ser ver sır verme”yi bir ilke olarak Türkiye devrimci ve komünist hareketine mal etmiştir.

Süleyman Cihan, 12 Eylül 1980 Askeri Faşist Cuntası’na karşı mücadelede içinde 28 Temmuz 1981’de tutsak düşmüş ve İstanbul’da 15 Eylül 1980’de işkenceyle katledilmiştir. Partimizin genel sekreterlerinden Kazım Çelik, Elazığ’ın Palu ilçesinde 20 Mayıs 1987’de yaşanan çatışmada şehit düşmüştür. (Aynı çatışmada Hıdır Aykır, Cihan Taş, Müslüm Emre, Ali Kayadoğan ‘da ölümsüzleşti.)

Partimizin bir başka genel sekreteri olan Mehmet Demirdağ, 24 Kasım 1997’de, Tokat, Ese Yaylası’nda yaşanan çatışmada şehit düşmüştür. (Aynı çatışmada Ümit Dinler, Duran Salman, Dilek Konuk ve Ümit Çağlayan San ölümsüzleşti.)

Partimiz, kuruluşunun ardından kısa bir süre sonra, Halk Savaşı’nın pratikleştirilmesinin ilk adımları atılırken, Dersim’de 24 Ocak 1973’te yaşanan köm baskınında, Ali Haydar Yıldız’ın ölümsüzleşmesi ve İbrahim Kaypakkaya’nın yaralanması ve birkaç gün sonra tutsak düşmesiyle, önemli bir darbe almasından hemen sonra, 22 Ocak’ta İstanbul’da yaralanan Meral Yakar, 25 Ocak 1973’te ölümsüzleşti.

Meral Yakar – Urfa direnişinde yer alan ve Osmanlıya teslim olmamak için son kurşunuyla intihar eden Sultan Simian ve 28-29 Ocak 1921’te TKP kadrolarının Karadeniz’de M. Kemal tarafından öldürtüldüğü katliamda, bu grubun içinde yer alan ve sayısız tecavüz ve akıl almaz işkencelerle katledilen Maria Suphi‘nin yanında- Türkiye devrimci hareketinin de ilk kadın şehitlerinden birisidir. Bu anlamıyla Meral Yakar sadece partimiz açısından değil, aynı zamanda Türkiye devrimci ve kadın hareketi açısından da önemli bir misyona sahiptir.