HBDH Milisleri’nden Mersin’de Eylem

HBDH Milisleri’nden Mersin’de Eylem

19 Ekim 2020 günü 19:00 sularında Mersin Akdeniz ilçesinde yer alan Hal kompleksinde, İbrahim Gülerler adlı Saray faşizminden beslenen şahsa ait üç soğuk hava deposuna eylem düzenlenmiştir. Eylem sonrası depo ve içerisindeki ürünler tamamen imha olmuş, 5 milyon TL civarı maddi kayıp verdirilmiştir. Birimimiz kayıp vermeden eylem alanından uzaklaşmıştır.

Eylemimiz HBDH’ın “Faşizmi Yıkacağız, Özgürlüğü Kazanacağız” devrimci seferberlik çağrısı kapsamında sömürüden ve sömürgecilikten beslenen güçlere yönelik faşizm yok edilene kadar artarak sürecektir. Faşizmin anladığı tek dil ondan hesap soran devrimci eylemlerimizdir.

Bugün Soma ve Ermenek maden işçilerinin yolunu kesen asker ve polislerin hizmet ettikleri tek şey sömürü iktidarının, yani devletin tek sahibi bir avuç asalak patronu korumaktır.

Peki onları “Kimden” korumaktadır? Yerin yedi kat altında çalışarak evine ekmek götürmek için patronların daha fazla kar hırsı yüzünden kölelik koşullarında çalıştırılırken gözünü kaybeden, ayağını yitiren, ciğerleri çürüyen ve hakları ödenmeden sokağa atılan işçilerden, emekçilerden korumaktır.

Manisa’da maden işçisini tekmeleyen, önüne barikatlar kuran askerle, Kürdistan’da köylüleri Kürt oldukları için helikopterden atan asker aynı merkez karargahça yönetilmektedir. Ceylan Önkol’u katledenle, Berkin’i vuranlar, tecavüzcü faşist asker Musa Orhan’la, tecavüzcü faşist vekil Şirin Ünal aynı ideolojiye hizmet eden uşaklardır. İki ayrı coğrafyada zulüm eken tek bir iktidar var onun adı FAŞİZM, karargâhı SARAY’dır.

Faşizmin iktidarını bugün ancak postalla, süngüyle, işkenceyle, tecavüzle, zindanla sürdürmektedir. Onun bu zulüm makinaları ancak silahlı direnişle, devrimci eylemle yıkılacaktır. Soma işçisinin, Kürt Özgürlüğünün, Kadın Kurtuluşunun birleşik silahlı direniş gücü HBDH ve KBDH’dır.

Faşizmi ezmeye, saraylarını yıkmaya, özgürlüğü kurmaya geliyoruz. Devrimci seferberlik hamlesine katılmaya her yerde faşistlerin anladıkları dilden konuşmaya çağırıyoruz. Şimdi söz değil eylem zamanı…