TKP-ML MK-SB: Irkçı Faşist Saldırıların Sorumlusu TC Devletidir!

Açıklama No: 2021/6

Irkçı Faşist Saldırıların Sorumlusu TC Devletidir!

Saldırıların Hesabını Birleşik Mücadelemizi Zafere Taşıyarak Soracağız!

TC faşizminin yönetememe krizi derinleştikçe her alanda saldırganlığı artmaktadır. AKP-MHP faşizmi iktidarını sürdürebilmek için her türlü yol ve yöntemi kullanmaktadır. Son günlerde Kürt halkına yönelik artan ırkçı saldırılar bunun en somut göstergesidir. İzmir’de Deniz Poyraz’ın faşist bir saldırı sonucunda katledilmesinden sonra Kürt halkına yönelik artarak devam eden ırkçı saldırılarda onlarca insan yaralanmış, Ankara’da bir kişi öldürülmüştür. Son olarak daha önce Konya’da saldırıya uğrayan Kürt aile, TC faşizminin ilgisi ve bilgisi dahilinde bir kez daha ırkçı faşistlerin saldırısına uğradı ve yedi kişi Kürt ulusuna mensup oldukları için katledildi.

Kürt halkına yönelik bu ırkçı faşist saldırganlık sadece faşist katliamlar olarak gerçekleşmemektedir. Örneğin son yaşanan orman yangınları dahi Kürt ulusuna yönelik karşı devrimci kontra gerilla operasyonunun aracı olarak kullanılmaktadır. Burjuva-feodal medya, yalan haberlerle bu karşı devrimci operasyonu beslemektedir. Kürt halkına yönelik faşist saldırganlığın sistemin sıkışma haliyle doğrudan bağlantısı vardır. AKP-MHP faşist iktidarı, yaptığı her açıklamada Kürt ulusunu hedefe koymakta, ırkçı ve faşist saldırıları teşvik edip örgütlemektedir.

Nitekim Konya’da yaşanan saldırıyı sadece sıradan ırkçı faşist bir saldırı olarak görmek eksik olacaktır. Bu saldırı, doğrudan faşizmin kolluk ve yargısının yol vermesinin de gösterdiği üzere ırkçı faşist katillerin birer maşa olarak kullanıldığı bir kontrgerilla eylemidir. Bu nedenle saldırının sadece ırkçılıkla açıklanması yeterli değildir. Elbette TC, ırkçıdır. Kuruluşundan itibaren ırkçılık politikası izlediği bir gerçektir. Bilinmektedir ki; Ermeni, Rum ve Süryani soykırımları üzerinden yükselen devlet geleneği, daha sonra başta Kürt ulusu olmak üzere Türk ve Sünni olmayan milliyet ve inançları hedefe koymuştur. Başta Kürt ulusuna yönelik uygulanan ulusal baskı, katliam, tehcir ve tenkil politikası bunun en somut örneğidir. Alevi inancına sahip olan halkımıza yönelik saldırı, katliam ve baskılar da bilinmektedir.

Dolayısıyla ırkçılık, TC devletinin kuruluşundan beri izlediği bir politikadır. Bu gerçeği partimizin kurucu önderi İbrahim Kaypakkaya “Türkiye’de ırkçılık politikası, yerli hakim sınıfların politikasıdır; burjuvazinin siyasi bakımdan en geri kesimlerinin ve feodalizmin politikasıdır; feodal ve feodal-burjuva eğilimidir. Bu karakterinden dolayı ırkçılık politikası, tutarlı burjuva demokratizminin bile düşmanıdır. Türkiye’de bu akımın en aşırı temsilcisi, Hitler taslağı Türkeş ve onun partisidir. AP, MGP, CHP ve benzer partilerde ırkçılık politikası, taraftarlığı çok kuvvetli olarak mevcuttur. Irkçılık politikası diğer millet ve milliyetleri, feodal sopayla ezme, sindirme, yoketme politikasıdır. Türkiye’de Kürt ulusuna ve diğer azınlık milliyetlere karşı ırkçılık politikası güdenler, işte bu feodal ve feodal-burjuva sınıflar ve onların siyasi partileri, iktidarlarıdır” ifadeleriyle net bir şekilde ifade etmiştir.

Konya’da yaşanan ırkçı saldırıyı, AKP-MHP faşist iktidarının Kürt ulusuna yönelik ezme ve yok etme politikasının bir ürünü olmasının yanında şu an içinde bulunduğu yönetememe krizinin, sıkışma halinin bir sonucu olarak da görmek gerekir. Kürt ulusuna yönelik sınır içi ve sınır dışında artan saldırılar, faşist TC’nin içinde bulunduğu durumun da etkisiyle daha da artmış, Rojava ve Irak Kürdistanı’na yönelik işgal ve ilhak saldırılarıyla sürdürülmektedir. Dolayısıyla Kürt ulusuna yönelik gerçekleştirilen bu saldırılara yönelik aktif devrimci tutum almak anın devrimci görevlerinden biri olarak kavranmalıdır.

Başta Kürt ulusu olmak üzere ezilen milliyet ve inançlardan halkımıza yönelik her türlü ırkçı faşist saldırıya karşı mücadele her şeyden önce Türk hakim sınıflarına ve onların şu andaki temsilcileri olan AKP-MHP ve Ergenekon artığı Doğu Perinçek hempalarına karşı mücadele olarak öne çıkmaktadır. Başta Kürt halkı olmak üzere, halkımız kendini savunmak için örgütlenmelidir. Irkçı faşist saldırılara karşı et etkili çözüm anladıkları dilden yanıt olmaktan, devrimci mücadeleyi yükseltmekten geçmektedir.

Kürt ve Türk uluslarından, çeşitli milliyet ve inançlardan halkımızın birleşik devrimci mücadelesi TC faşizminin ırkçı ve şovenist saldırılarına karşı anın devrimci görevi olarak ortaya çıkmaktadır. Faşizmin başta Kürt ulusu olmak üzere, kendinden olmayan herkese yönelik bu faşist, ırkçı ve şovenist saldırılarına karşı her alanda birleşik devrimci mücadeleyi örgütlemekle karşı karşıyayız. Bu görevimizi yerine getireceğiz, başta Kürt halkı olmak üzere, ezilen milliyet ve inançlardan halkımıza yönelik ırkçı faşist saldırıların hesabını birleşik mücadelemizi zafere taşıyarak soracağız.

Irkçı Faşist Saldırıları Hesabını Soracağız!

Kahrolsun Faşizm, Yaşasın Mücadelemiz!

Yaşasın Kürt Ulusunun Özgürce Ayrılma Hakkı!

Yaşasın Partimiz TKP-ML, Önderliğindeki TİKKO, KKB, TMLGB!

TKP-ML MK-SB

31 Temmuz 2021