Baş Eğmeyen Öğrenciler Yalnız Değildir!
Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin faşist iktidarın üniversiteleri tümüyle faşistleştirme politikasının bir parçası olarak “kayyum rektör” atamasına karşı başlattıkları eylem genişleyerek ve artan bir kararlılıkla devam ediyor.
Faşist iktidarın eylemi kırmak için giriştiği hiçbir saldırı ve provokasyon amacına ulaşamadığı gibi iktidarın her girişimi ateşe dökülen benzin etkisi yaptı. Polisin saldırısı, gözaltı ve tutuklamalar “baş eğmeyeceğiz” sloganıyla karşılandı. Öğrenci gençliğin faşizme karşı bu yiğit direnişi, faşizme, sömürüye, açlık ve yoksulluğa karşı mücadele eden tüm güçlere esin kaynağı oldu.
Boğaziçi Üniversitesi’nde tutuşan ateş hızla yayılıyor. Hareket genişliyor ve faşizme karşı bir isyana, bir ayaklanmaya doğru genişliyor.
Ankara, Hatay, Van, İzmir ve İstanbul öğrenci gençliği harekete geçti. Üniversitelerin demokrat, ilerici, anti-faşist öğretim görevlileri Boğaziçi Üniversitesi gençliğini desteklemek için eylemlere başladılar.
Faşist devletin, Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerine vahşi saldırısı, yüzlerce öğrenciyi gözaltına alması, gözaltı sırasında uyguladığı vahşet, işkence Türkiye ve Kürdistan emekçilerini, gençliğini yıldırmak bir yana, harekete geçirdi. “Aşağı Bakmayacağız, Baş eğmeyeceğiz” sloganındaki kararlılık ve cesaret ruhu her tarafa yayılıyor, bulaşıyor, harekete geçirici bir rol oynuyor.
Faşist iktidar yeni bir “Gezi”den korkuyor. “Kabe” provokasyonu, polisin vahşeti, iktidarın tüm kadrolarının açıklama üzerine açıklama yapmaları hep bu korkunun sonucudur. Çünkü, Türkiye ve Kürdistan’ın ufak bir kıvılcımla tutuşacak kadar kuru bir bozkıra döndüğünün farkındalar.
Korkularını gerçek kılmak, Boğaziçi Üniversitesinde çakan kıvılcımı bozkırı tutuşturan bir yangına çevirmek mümkün. Bu yangınla dinci faşist iktidardan, onun arkasındaki sermaye sınıfı ve kapitalist sömürüden kurtulmanın yolunu açmak mümkün.
Bunun için şimdi, tüm devrimci, demokrat, ilerici, anti-faşist, emekten yana güçlerin tüm varlıklarıyla, enerji ve güçleriyle; sözle değil eylemle öğrenci gençliğin yanında olması zamanı.
Dinci faşist iktidar, onun dayandığı faşist devlet ve sermaye düzeni çektiğimiz tüm acıların, açlığın, yoksulluğun, işsizliğin gerçek nedenidir. Boğaziçi Üniversitesi öğrenci gençliğine vahşice saldıran, gözaltına alan, tutuklayan, işkence yapan; üniversiteleri dinci faşistlerin yuvası haline getirmek için elinden geleni yapan iktidar aynı iktidardır. Kürt halkını genç yaşlı, kadın erkek demeden işkence eden, katleden, helikopterlerden atan, kadınlara tecavüz eden, kadın katillerini koruyan, teşvik eden bu aynı iktidar, aynı devlettir.
Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri dinci faşist iktidara, polisine, valisine; karşısına kim çıkarsa “baş eğmeyeceğiz” sloganıyla dişe diş bir mücadele, bir savaş yürütüyorlar. Bu durumda ortak düşmana karşı savaşan öğrenci gençliği yalnız bırakamayız; bırakmamalıyız. Bugün, dinci faşist iktidardan acı çeken, ondan kurtulmak isteyenlerin bundan daha önemli bir işi yoktur ve olamaz.
İşçiler, Emekçiler, Gençler, Kürt Halkı;
Halkların Birleşik Devrim Hareketi olarak sizi bu önemli, tarihsel görevi yerine getirmeye çağırıyoruz.
Öğrenci gençliğin mücadelesi, bir isyana, bir ayaklanmaya doğru gelişme yönünde ilerliyor. Dinci faşist iktidar politikasında ısrar ve kararlılık görüntüsü veriyor. Çünkü geri adım atarsa bu iktidardan, bu faşist devletten, sermaye düzeninden kurtulmak isteyen herkesin cesaret bularak harekete geçeceğinden korkuyor. Kararlılık gösterisi yapıyor ama gerçekte büyük korku içindedir.
Çünkü, sayıları milyonlarla ölçülen emekçilerin, Kürt halkının, gençliğin, aç, yoksul bıraktığı kitlelerin kendisine diş bilediğini biliyor. İsyan ve ayaklanma seslerinin emekçiler, Kürt halkı arasında giderek yayıldığını biliyor.
Onların bu korkusunu gerçeğe çevirelim. Ayağa kalktığımızda önümüzde hiçbir gücün duramayacağını “Gezi Ayaklanması”nda, 6-8 Eylül Serhıldanında gördük. Ayağa kalktığımızda, bugün karşımızda nara atanların o zaman kaçacak delik aradıklarını gördük.
Ayağa kalkalım ve öğrenci gençliğin, Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin yanına koşalım. Faşizmi yıkmak ve emeğin iktidarını kurmak için ayağa kalkalım. Faşizmden, çektiğimiz acılardan, yoksulluktan, açlıktan, işsizlikten, baskı, terör ve katliamlardan, kadınların her gün katledilmesinden kurtulmanın başka yolu yok.
HBDH-Avrupa