Yaşasın Afganistan Halkının Haklı Mücadelesiyle Uluslararası Dayanışma!
15 Ağustos 2021’de Taliban güçlerinin Afganistan’ın başkenti Kabil’e girmesi ve ABD kukla rejiminin çökmesiyle, ülkenin ABD emperyalizmi ve NATO müttefikleri tarafından 20 yıllık askeri işgali, ani ve karmaşık bir şekilde sona erdi.
ABD ve İngiltere tarafından eğitilmiş ve tepeden tırnağa silahlanmış kukla hükümetin ve Afgan ordusunun tamamen çöküşü, Taliban’ın ülkeyi hızla ele geçirmesine ve ABD birliklerinin ve personelinin düzenli bir şekilde geri çekilmesini reddetmesine yol açtı. Taliban, Afgan askerlerinin ve ABD ordusunun geride bıraktığı milyarlarca dolarlık silah, mühimmat ve makinelere el koydu.
ABD emperyalizminin 20 yıllık işgal ve savaştan sonra Afganistan’daki başarısızlığı, aslında “yeni Amerikan yüzyılı projesinin” çöküşüdür ve çok daha geniş etkileri vardır. Bu, ABD’nin küresel üstünlüğünün askeri yollarla azalmasını önleme planıydı. Emperyalist ABD’nin “önleyici” askeri eylemler kisvesi altında egemen ülkelere saldırması ve işgal etmesine ve “sonsuz savaş” kavramını kullanılmasına yol açan “Bush Doktrini” olarak tanındı. Eylül 2011’deki terör saldırısından sadece üç hafta sonra meydana gelen Afganistan saldırısı ve işgali, “terörü sona erdirmeyi”, “Afganistan’a demokrasi getirmeyi” ve “özgür kadınları” amaçlayan “terörle savaş” olarak başlatıldı. Afganistan’ın işgali ile başlayan bu strateji, 2003 yılında Irak ile devam etti ve Kuzey Afrika ve Suriye’deki diğer ülkelere de yayıldı.
ABD, İngiltere ve bölgedeki diğer emperyalist güçler ve gericilerin tarifsiz suç ve zulmü Afganistan, Irak ve Orta Doğu ve Kuzey Afrika’nın geri kalanına ölüm ve yıkımdan başka bir şey getirmedi. İslamcı köktendinci terörü, iç savaşı ve istikrarsızlığı alevlendirdi ve yaydı. Savaşın yıktığı bu ülkelerden milyonlarca mültecinin akmasına neden oldu. Özellikle Afganistan’da uyuşturucu üretimi ve kaçakçılığı bu dönemde üç katına çıkmıştır. Bu ülkelere hiçbir şekil ve biçimde “demokrasi” getiremeyi başaramamış, bunun yerine bölge tarihinin en gerici ve geri kalmış görünümlü rejimlerini güçlendirmiş ve iktidara getirmiştir. Bölgedeki işçilere, diğer emekçi kitlelere ve ulusal azınlıklara yönelik baskının uzatılmasının yanı sıra, kadınlar bugün en kötü baskı ve kötü muamelenin hedefidir.
Taliban’ın geri dönmesi ve diğer emperyalist güçler ve Rusya, Çin, İran, Türkiye ve Pakistan gibi bölgesel gerici rejimlerin ABD’nin çekilmesinin yarattığı boşluğu doldurmak için acele ederek bir Taliban hükümetini desteklemeye ve işbirliği yapmaya istekli olduğunun ilan edilmesi, Afganistan halkı için gelecek şeylerin açık bir işaretidir.
İslamcı AKP ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başını çektiği faşist Türk devleti, yurtiçinde ve bölgede uzun bir halk karşıtı suç ve zulüm geçmişine sahiptir. Uzun zamandır Taliban, El Kaide ve IŞİD de dahil olmak üzere gerici İslamcı köktendinci güçle bağlantılar kurmuştur. Bu gericileri eğitmiş ve silahlandırmış, Türkiye, Suriye ve diğer bölge ülkelerinde halkın devrimci ve haklı mücadelelerine karşı konuşlandırmıştır. Ancak her gerici girişimde ve askeri macerada Türk devleti halkın ve devrimci güçlerin sert direnişiyle karşı karşıya kaldı.
Açıkçası, bölgedeki barış ve istikrardan bahseden her şey sadece bir yanılsama. Emperyalizm ve gericiler var olmaya ve bölgeye hakim olmaya devam ettiği sürece barış ve istikrar asla olamaz.
Ortadoğu’nun geri kalanında olduğu gibi Afganistan’ın emekçileri ve diğer ezilen insanları için özgürlük, demokrasi ve toplumsal özgürlüğe giden yol, iktidardaki tüm gerici ve bağımlı rejimlerin devrimci bir şekilde alaşağı edilmesinden ve emperyalist sistemden tamamen kopuştan geçmektedir.
Emperyalizme ve tüm gericilere karşı ortak mücadelemizde Afganistan halkıyla omuz omuzayız.
Yaşasın Uluslararası Dayanışma!
Kahrolsun Taliban ve Afganistan’daki Gericilik!
Kahrolsun Faşist TC Devleti!
Kahrolsun Emperyalizm ve Bütün Gericiler!
Yaşasın Ortadoğu Halklarının Demokratik Anti-Emperyalist Mücadelesinin Zaferi!
Türkiye Komünist Partisi – Marksist Leninist (TKP-ML)
Enternasyonal Büro
Ağustos 2021