
“İbrahim Kaypakkaya’nın Anısını Onurlandırıyoruz”
(yeni) İtalyan Komünist Partisi Merkez Komitesi’nden TKP-ML’ye İbrahim Kaypakkaya yoldaşın şehitliğinin 52. yıldönümü anısına selamlar –
10 Mayıs 2025
Sevgili yoldaşlar,
Yoldaş İbrahim Kaypakkaya’nın anısına düzenlenen bu etkinliğe davet edildiğimiz için teşekkür ederiz.
Emperyalist çağda, yani proleter devrimin ve burjuva toplumun çürümesinin çağındayız. Sosyalizmin kurulması ile burjuva toplumun çürümesinin mücadelesinde belirleyici bir dönüm noktasının eşiğindeyiz, dolayısıyla Lenin’in devrimci durumun özellikleri olarak belirttiği nesnel değişikliklerin zirvesindeyiz: “(1) egemen sınıfların hiçbir değişiklik yapmadan iktidarlarını sürdürmelerinin imkansız hale geldiği; (2) ezilen sınıfların acılarının ve yoksulluğunun her zamankinden daha şiddetli hale geldiği ve (3) yukarıdaki nedenlerin sonucu olarak kitlelerin faaliyetlerinde önemli bir artış olduğu” dönem.
Emperyalist dönemin temel özelliği, insan varoluşunun maddi koşullarının meta olarak üretilmesinin, burjuvazinin faaliyetlerinin ve sermayenin değerleşmesinin ikincil bir parçası haline gelmesidir. Her ne kadar bu faaliyetlerin kaçınılmaz bir parçası olmaya devam etse de: bu faaliyetler, finansal ve spekülatif işlemler yoluyla sermayenin gelişimi tarafından domine edilmektedir. Emtia üretiminde kullanılan sermaye, emperyalist burjuvazinin faaliyetlerinin yöneldiği toplam sermayenin küçük bir kısmına indirgenir. Tüm bunlar, sermayenin mutlak aşırı üretimi (GCxAOC) nedeniyle ortaya çıkan ve halk kitleleri için bir dizi yıkıcı sonuçlara yol açan ve insanlığın ve gezegenin varlığını tehdit eden ikinci genel krizin sonucudur ve bu krizi beslemektedir: savaşların ve savaş amaçlı üretim faaliyetlerinin ve araştırmaların yayılması, insan tüketimine yeni meta olarak giren malların çoğalması, gezegenin tahribatı, 1917-1976 döneminde özellikle emperyalist ülkelerde halk kitlelerinin burjuvaziden kopardığı kazanımların (güvenlik, eşitlik, dayanışma, eğitim ve sağlık alanlarında) ortadan kaldırılması, ve bunun sonucunda ilan edilmemiş bir yok etme savaşı, eski sömürge ülkeleri ve eski sosyalist ülkelerin yeniden sömürgeleştirilmesi, plantasyon ve madencilik faaliyetleri için yer açmak zorunda kalan nüfusların göç etmeye zorlanması, entelektüel ve ahlaki vahşileştirme.
Bu da kitlelerin kendiliğinden direnişini artırır, kitleler ile egemen sınıf arasındaki uçurumu genişletir, sosyalist devrimde proletaryanın potansiyel müttefiklerini artırır. Kendi krizine gömülmüş burjuvazinin körüklediği bu kendiliğinden direniş, yükselen bir dalga haline gelip kapitalist sistemi süpürmek için biz komünistlerin çalışmasına ihtiyaç duyan zemindir.
Komünistlerin görevi, bu direnişi burjuvazinin egemenliğine ve dolayısıyla ABD-NATO emperyalist gruplarının III. Dünya Savaşı’nı geliştirmesine son verecek devrimci bir güce dönüştürerek bu direnişin önderliğini üstlenmektir.
İnsanlık, milyarlarca insanın itici gücü haline gelene kadar bilinçli ve örgütlü komünist hareketin yeniden doğmasına ve güçlenmesine ihtiyaç duymaktadır. İkinci GCxAOC’nin[mutlak aşırı üretimin, ed.] kötüleşmesi, Filistin halkının Siyonistler tarafından işlenen soykırıma karşı kahramanca direnişi, Rusya Federasyonu’nun ABD-NATO, AB emperyalistlerine karşı Ukrayna’daki özel askeri operasyonda fiili zaferi, mevcut uluslararası düzenden (UD) memnun olmayan tüm ülkeleri birleştiren Çin Halk Cumhuriyeti’nin artan rolü ve diğer ayaklanmalar, ABD, Siyonistler ve AB emperyalist grupları ile onların suç ortaklarının geçen yüzyılda zorlukla inşa ettikleri ilişki sistemini bozuyor.
Sosyalist devrim, tek bir emperyalist ülkede veya birkaçında bile, III. Dünya Savaşı’nın patlak vermesini önlemek ve yeni bir proleter devrim dalgasını yükseltmek için bir koşuldur.
Biz İtalyan komünistler, UD’nin zayıf halkası olan İtalya gibi bir emperyalist ülkede sosyalizmi kurmak için tüm güçlerimizi seferber ediyoruz. Bu, Türkiye’de ve tüm dünyada sosyalist devrimin ilerlemesine katkıda bulunur ve proleter enternasyonalizmin özüdür. Bu yaklaşımla, girişime başarılar diliyoruz ve komünizm davasına adanmış bir yoldaşın parlak örneği olan İbrahim Kaypakkaya’nın anısını onurlandırıyoruz.
Onun mücadelesinin ateşi, milyonlarca erkek ve kadının kurtuluş mücadelesinde yanıyor!
Yaşasın TKP-ML’nin Türkiye’yi yeni bir sosyalist ülke yapma mücadelesi!
(yeni) İtalyan Komünist Partisi Merkez Komitesi