Filipinler, ABD ve Çin arasındaki rekabetin arttığı bir ortamda savaş alanı haline geliyor
Filipinler Komünist Partisi
16 Mart 2023
ABD ve Çin arasındaki süper güç anlaşmazlığı artmaya devam ediyor ve Filipinler giderek artan bir şekilde bu anlaşmazlığın girdabına çekiliyor. Her iki güç de Filipin halkının dostu olduklarını iddia etseler de aslında Filipin egemenliğini tamamen hor görmektedirler.
Marcos rejimi, ülkenin bağımsızlığını savunmak yerine, ABD’nin ülkede daha fazla askeri üs inşa etmesine izin verme planını ve Çin’in Batı Filipin Denizi’ndeki bölgelerde genişleyen ekonomik ve askeri hakimiyet iddiasına hizmet etmesini haklı çıkarmak için “kimsenin düşmanı değil” politikasını benimsedi. Sonuç olarak, ülkenin yeniden emperyalistler arası çatışmanın savaş alanı haline gelmesi olasılığı artmaya devam ediyor.
ABD hükümetinin Filipinler Silahlı Kuvvetleri (FKP) kamplarında dört ya da beş askeri tesis daha inşa etmek için acele etmesi, açıkça savaş tiyatrosu hazırlıklarının bir parçasıdır ve Çin’i kışkırtmayı ve silahlı gerilimin seviyesini yükseltmeyi amaçlamaktadır. Bu durum, “takımadaları savunmak” bahanesiyle Balikatan tatbikatları için en az 12.000 Amerikan askerinin konuşlandırılması da dahil olmak üzere bir dizi ortak savaş tatbikatı gerçekleştirme planlarıyla daha da kötüleşmektedir.
ABD, Filipinler’deki askeri yığınağına ek olarak Japonya, Kore ve Çin’i çevreleyen diğer ülkelerdeki askeri varlığını da arttırmaktadır. Uçak gemileri de Filipinler’in batı ve doğu denizlerinde, Japon denizinde ve Tayvan boğazı çevresindeki sularda daimi varlıklarını sürdürmektedir. Avustralya’ya sattığı nükleer güçle çalışan iki denizaltı, ABD’nin ve denizaltılarının Güney Çin Denizi’ndeki askeri varlığını daha da genişletmeyi amaçlıyor.
ABD tüm bunların “askeri caydırıcılık” stratejisinin bir parçası olduğunu iddia etse de aslında Çin’i askeri eyleme geçmeye kışkırtmak için hesaplanmıştır. Çin’i askeri gücünü ortaya koymaya itmek için sürekli olarak Tayvan’ın ayrılmasını körüklüyor ve karşılığında ABD’nin silahlı müdahalesini haklı göstermek için Tayvan’ı savunma bahanesini kullanıyor.
Buna karşılık olarak Manila’daki Çin Büyükelçiliği, ABD’nin daha fazla askeri tesis inşa etme planlarını hayata geçirmesine izin vermenin “Filipinler’in ulusal çıkarlarına ciddi zarar vereceği ve bölgesel barış ve istikrarı tehlikeye atacağı” yönünde üstü kapalı bir tehdit yayınladı. Bu tür tehditler tansiyonun düşmesine yardımcı olmuyor. Çin’in kendisi de Güney Çin Denizi’nde ülkenin egemen deniz alanını ihlal eden büyük askeri tesisler bulunduruyor.
Emperyalistler arası gerilimin yükseldiği bir ortamda Parti, Filipin halkını ABD ve Çin’in kılıç şakırtılarını kınamaya, Filipin topraklarını kapsayan savaş hazırlıklarını kınamaya, Filipin egemenliğini korumaya ve emperyalist güçlerin rekabetlerinde gerçek ulusal bağımsızlık ve bağlantısızlık için mücadele etmeye çağırmaktadır.
Filipin halkı emperyalist ABD ve Çin’den kılıçlarını çekmelerini talep etmeli, Filipin topraklarını kapsayan savaş hazırlıklarını kınamalı, Filipinler’de daha fazla ABD askeri üssü ve tesisi inşa etme planlarına karşı çıkmalı, ülkedeki tüm ABD askerlerinin geri çekilmesi çağrısında bulunmalı, ülkenin deniz sahalarını ihlal eden ve Filipinli balıkçıların geçim kaynaklarını ellerinden alan tüm Çin savaş gemilerinin geri çekilmesi çağrısında bulunmalı, büyük ölçekli savaş tatbikatları yapma planlarına karşı çıkmalı ve ister Amerikan ister Çinli olsun tüm yabancı askeri üslerin kapatılmasını talep etmelidir.
Filipin halkı, ülkelerine yönelik emperyalist askeri müdahaleye karşı direnen Asya’nın ve dünyanın diğer bölgelerindeki diğer halklarla bağlantı kurmaya devam etmelidir. Emperyalist savaşlarla mücadele etmek için birleşik bir cephe kurulmalı, güçlendirilmeli ve bunların bir yangına dönüşmesi sağlanmalıdır.
Yükselen ABD ve Çin çatışması, akut küresel kapitalist krizin ortasında emperyalistler arası çatışmaların nasıl hızla kötüleştiğinin tezahürleri arasındadır. Derinleşen ve uzayan ekonomik yavaşlama ve düşen kar oranlarının bir sonucu olarak, önde gelen kapitalist ülkeler kendi ekonomilerini ve yatırım alanlarını korumaya ve genişletmeye itilmekte, bu da dünyanın emperyalist süper güçler arasındaki mevcut paylaşımını değiştirmek için savaşlara ve çatışmalara yol açmaktadır.