Halkların Birleşik Devrim Hareketi (HBDH) Kuruldu!

Halklarımıza

Emperyalistler ve gerici ulus-devlet yapıları Ortadoğu’da yaşanan tüm kitlesel katliamların baş sorumlusudur. Emperyalistlerin Suriye’ye müdahalesiyle bölgesel savaş tüm insanlığı tehdit eden topyekun bir dünya savaşına doğru evrilmektedir. Emperyalistler ve yerli gerici faşist işbirlikçi iktidarlar bir yandan bölgedeki statüko, iktidarlarını ve hakimiyetlerini güçlendirerek yeniden kurmak için kendi aralarında kıyasıya rekabet ederken, diğer yandan ulusal, dinsel ve mezhepsel temelde halkları birbirine kırdırarak tüketmesi için de her türlü çabayı göstermektedir. AKP hükümeti emperyalistlerle birleşen ve çatışan çıkarları temelinde bölge halklarına karşı sürdürülen bu kanlı savaşta uluslararası ve bölgesel en kirli ittifaklar içerisindedir. Aynı biçimde ülke içinde de tüm halklarımıza karşı kanlı ve topyekûn bir saldırıya geçmiş durumdadır. Kendine yönelen tüm muhalefeti devlet terörü, sokak infazları, kitlesel katliamlar ve yaygın tutuklamalarla ezmeye çalışırken aynı zamanda Kürt halkına karşı da yüz binlik şehirleri tank ve top ateşiyle yerle bir ederek kitlesel soykırım uygulamaktadır. TC egemenlik sisteminin geleneksel, modern ve tüm gerici ve faşist güçleri arkasında toplayarak tüm muhalefeti ezmek ve tek parti diktatörlüğünü kurmak için çalışmaktadır. Bu kanlı ve faşist ittifakı da Kürt düşmanlığı üzerinden sürdürmektedir.
Bütün bunlar bir yandan halklarımız üzerinde ağır tahribata, acıya ve sömürüye yol açarken bir yandan da devrimci durumu olgunlaştırarak Halklarımızın Birleşik Devriminin önünü açmaktadır. Bugün bölgemizde ve ülkemizde devrim için imkanlar ve fırsatlar her zamankinden daha fazladır. Bu durum başaran bir devrimci öncülüğü acil ihtiyaç haline getirmiş bulunmaktadır.
Bu temelde dünyada ve bölgemizde ırkçı, dinci ve mezhepçi çatışmalar yükselirken bunlara alternatif olarak Rojava devrimi bütün gericilikleri reddeden ve tüm ezilenlere güven veren parlak bir umut ışığı olarak doğmuştur. Bundan dolayı Rojava ve birleşik olarak gelişen öz yönetim direnişi emperyalizmin olduğu gibi faşist AKP ve TC’nin de hedef tahtasındadır. Dolayısıyla bugün Rojava devrimini, Kürt öz yönetim direnişlerini ve halklarımızın Birleşik Devrim mücadelesini savunmak ve sürdürmek demek tüm ezilenlerin, emekçilerin, aydınların, demokratların ve tüm halkın can güvenliğini ve geleceğini savunmak demektir. Söz konusu bütün değerlere sahip çıkmak demek dünya halklarının geleceğini savunmak demektir. Bu düzen altında Türkiye’de hiçbir toplum kesiminin geleceği güvende değildir. Aleviler, laik demokrat kesimler, emekçiler, yoksullar, tüm muhalif güçler saldırı altındadır. Kürt özyönetim direnişleri kırılırsa AKP aynı saldırganlıkla ve acımasızlıkla Türkiye’deki muhalefeti kanla bastıracaktır.
Dolayısıyla Türkiye’de tüm ilerici, devrimci güçlerin ve emekçi halkın geleceği Kürt direnişinin geleceği ile iç içe geçmiştir.
Bizler Türkiye ve Kürdistan devrimci ve sosyalist güçleri olarak işbirlikçi faşist AKP ve TC egemenlik sistemine karşı silahlı mücadele de dahil tüm alanlarda ve tüm araç ve yöntemlerle devrimi yükseltmek için güçlerimizi Halkların Birleşik Devrim Hareketi’nde birleştirdik. Birliğimiz dışımızdaki tüm direniş güçlerine açık olduğu gibi oluşacak tüm mücadele ve eylemlerin de içinde olacak, destek sunacak ve ileriye taşıyacaktır.
Birleşik Devrim Hareketimiz emperyalizme, kapitalizme, şovenizme, faşizme ve ırkçılığa karşı halklarımızın demokratik ve özgür geleceğini kazanmayı hedefler. Sistemle bütünleşen faşist AKP’nin toplumsal dayanaklarıyla birlikte halkın devrimci gücüyle yıkılmasını zorunlu görür.
AKP hükümeti toplumla birlikte doğayı da imha etmektedir. Kadına ve gençliğe düşmandır. İşçi sınıfı ve tüm emekçiler üzerinde sömürüyü ağırlaştırıp, kölelik koşullarını dayatmaktadır. Tüm halk kesimleri üzerinde baskıcı ve katliamcıdır.
Halkların Birleşik Devrim Hareketi, AKP hükümeti ve TC burjuva devletinin saldırısı altındaki tüm bu güçleri eğitip örgütlemeye ve birleştirip mücadeleye seferber etmeyi esas alır.
Halkların Birleşik Devrim Hareketi ekolojik ve kadın özgürlükçü toplum için, işçi sınıfı ve emekçilerin hak ve özgürlüklerinin elde edilmesi için, Türkiye’de halk iktidarını ve Kürdistan’da demokratik öz yönetimleri kurarak halklarımızın özgür geleceğinin kazanılması için mücadele eder.
Halkların Birleşik Devrim Hareketi, faşizm ve gericilikten zarar gören herkesi başta kadınlar, gençler, işçiler ve emekçiler olmak üzere tüm ezilen halk kesimlerini özgürlük, demokrasi ve halkların kardeşliği için örgütlenmeye, birleşmeye ve mücadele etmeye çağırır.
Eğer önlenmezse mevcut durum kaçınılmaz olarak daha kanlı bir diktatörlüğe doğru gidecektir. Bu gidişi engelleyecek hiçbir düzen gücü ve kurumu kalmamıştır. Bu gidişi yalnız ve yalnız halkların birleşik direnişi ve devrimi önleyebilir. Ya daha kanlı bir diktatörlük kurulacak ya da halklarımız örgütlenip silahlanarak cihatçı faşist AKP çetesini dayanaklarıyla birlikte yerle bir edecektir.
Faşizm yıkılacak, Halklarımızın Birleşik Devrimi kazanacaktır.
Faşizmi Halklarımızın Birleşik Devrimi ile ezeceğiz.

Halkların Birleşik Devrim Hareketi

(TKP/ML, PKK, THKP-C/MLSPB, MKP, TKEP-LENÎNÎST, TÎKB, DKP, DEVRÎMCÎ KARARGAH, MLKP)

 

“HALKLARIN BİRLEŞİK DEVRİM HAREKETİ (HBDH)

Temel Amaç ve İlkeler
Sovyetler Birliğinin çözülüşünün ardından, dünyayı yeniden paylaşmak isteyen emperyalistler, krizin derinleştiği koşullarda, Ortadoğu’yu kan gölüne çevirdi. Uygulanan emperyalist politikalardan dolayı Ortadoğu’daki statüko kesin bir şekilde sürdürülemez hale geldi. Bu yüzden de, uluslararası tekelci sermaye güçleri kendi çıkarları doğrultusunda Ortadoğu’yu ve bölgeyi yeniden dizayn etmek istemektedir.
1991 Körfez Savaşıyla başlayan, Afganistan ve Irak’la devam eden ve bugün Suriye, Irak ve Türkiye üçgeninde odaklanmış olan Ortadoğu’daki savaşla, bölgedeki eski yapılanma ve güç dengelerinde çok önemli değişiklikler ortaya çıkmıştır. Kapitalist-emperyalist güçler, bölgenin parçalı ve çatışmalı yapısından yararlanarak, kendi egemenlik sistemlerini yeniden tesis etmeye çalışmaktadır. Bölgenin statükocu ulus-devlet güçleri de, daha çok faşizme ve diktatörlüğe yönelerek, mezhepsel-dinsel ve etnik çelişki ve çatışmaları öne çıkarmaktadır. Bu yolla, kendi varlıklarını sürdürebilmek için çaba harcamaktadır. Tüm bunlara karşı, Arap halklarının isyanı baş göstermiş, sonrasında ise halkların demokratik alternatifi olarak Rojava Özgürlük Devrimi bir kıvılcım biçiminde belirmiştir. Bu devrim başka bir Ortadoğu’nun da var ve imkân dahilinde olduğunu herkese kanıtlamıştır.
Bölgenin en temel özgürlük ve demokrasi meselelerinden biri olan Kürt sorununun demokratik çözümü, bugün her zamankinden çok daha fazla kendini dayatmaktadır. Rojava Kürdistan’ında gelişen devrimci çıkış, demokratik Ortadoğu devrimi ekseninde, Kürt sorununun çözümünün nasıl bir temelde olabileceğini ortaya koymuş durumdadır. Bu nedenle, kapitalist-emperyalist, statükocu ve yerel gerici güçler, elbirliği ederek baskı ve saldırılarla Rojava Özgürlük Devrimini boğmak istemektedir. Dolayısıyla Özgür Rojava’nın korunması, savunulması ve çoğaltılması bugün tüm devrimci-demokratik güçlerin en önemli görevlerinden biridir.
Gezi-Haziran ayaklanması, 6-8 Ekim serhildanları ve 7 Haziran 2015 genel seçiminde kaybeden faşist AKP ve Erdoğan çetesi Türkiye ve Kürdistan halklarına topyekün savaş ilan etti. DAİŞ ile işbirliği içinde, Rojava Devrimine, emekçi halklarımıza ve bölge halklarına karşı siyasi, askeri saldırılar yürütmektedir. Onlar, bir yandan Rojava’yı işgal planları yaparken, diğer yandan da, Silopi, Cizre ve Sur başta olmak üzere, tüm Kuzey Kürdistan kent ve kasabalarında tam bir faşist terör ve soykırım uygulamaktadır.
Emperyalizmin işbirlikçisi Türk egemen sınıfları ve faşist AKP iktidarı, devrimci-demokrat güçlere, aleviler başta olmak üzere, ezilen inanç gruplarına, Kürt ulusunun demokratik kazanımlarına, ezilen ulusal topluluklara, laik demokratik kesimlere, işçi ve emekçilere, kadınlara, gençliğe, ekolojistlere, ilerici aydınlara, LGBTI’lere düşmanlık etmekte, saldırmakta, katliamlara başvurmakta ve şovenizmi kışkırtmaktadır.
Faşist TC’nin ve AKP’nin söz konusu terör ve soykırım uygulamaları, halklarımızın birlikte ve kardeşçe yaşama zeminini yok edecek kadar büyük bir tehlike içermektedir. Dolayısıyla AKP faşizmine dur demek ve onu yenilgiye uğratmak, bugün tüm Türkiye halklarının ve devrimci-demokratik güçlerinin en önemli, birincil ve ertelenemez görevi haline gelmiştir.
Faşist AKP iktidarının ve Türk gerici egemen sınıflar devletinin yenilgisi, Türkiye ve Kuzey Kürdistan’ı halklar için, özgür ve demokratik yaşam toprağı haline getirecek, Ortadoğu devriminin önünü açacaktır.
Ancak bu sonuçların elde edilebilmesi için, emekçi halklarımızı eğitip örgütleyecek ve mücadeleye seferber edecek güçlü bir devrimci öncülüğe ihtiyaç vardır. Mevcut haliyle devrimci parti ve örgütlerin yürüttüğü çalışmalar, belli gelişmeler yaratsa da, ihtiyaç duyulan öncülük düzeyini oluşturmaya yetmemektedir. Güçlü bir devrimci mirasa sahip Türkiye Devrimci Hareketi, bugün çok büyük bir potansiyele sahip olsa da, Kürt özgürlük direnişince beslense de, mevcut parçalı duruş, gereken politik ve pratik gücü ortaya çıkaramamaktadır. Dolayısıyla faşizme ve egemen sisteme karşı, devrimimizi zafere götürebilmek için, devrimci parti ve örgütlerin politik ve pratik birliği önemli bir şart olmaktadır.
Mevcut durumu bu temelde değerlendiren bizler; Kürt ulusunun, Türkiye emekçilerinin, gençlerin ve kadınların, Ortadoğu halklarının ve insanlığın başına bela haline gelmiş Erdoğan sultası ve AKP faşist iktidarını yıkmak, demokratik bir Türkiye ve Özgür Kürdistan’a varmak, tüm Ortadoğu’da ve dünyada özgür ve demokratik yaşama katkı sunmak amacıyla ve aşağıdaki ilkeler temelinde bir araya geldik. Faşizme karşı Halkların Birleşik Devrim Hareketi’ni ilan ederek, bu temelde mücadeleyi büyütmeye karar verdik. Bilincimiz, inancımız ve yoldaşça dayanışmamız, tüm görev ve sorumluluklarımızı başarmada gerçek güç kaynağımızı oluşturacaktır.

A-Siyasi Amaçlar

Emperyalizme karşı olunması. Tüm antifaşist, devrimci, demokrat, sol, sosyalist, komünist, feminist, ekolojist ve özgürlükçü hareketlerle ilişki ve dayanışmanın geliştirilmesi.
Faşizme ve her türden gericiliğe karşı olunması. 12 Eylül faşist-askeri rejimini restore ederek sivil faşist diktatörlük biçiminde kurumlaştırmak isteyen AKP iktidarının ve dayandığı mevcut sistemin yıkılması. Tam bir ifade, örgütlenme ve inanç özgürlüğü temelinde, tüm ezilen kimliklerin kendini özgürce örgütleyip yaşattığı, yeni demokratik bir sistemin kurulması. Dinin siyasallaştırılmasına ve devlet dinine karşı mücadelenin geliştirilmesi. Demokratik islami hareketle dostluk çizgisinde hareket edilmesi.
Emperyalist ve işbirlikçi tekelci kapitalist baskı ve sömürüye karşı olunması. İşçi sınıfı ve yoksulların taleplerine sahip çıkılması ve bu uğurdaki bütün mücadelelerin aktif savunulması. ”İşçilerin birliği ve halkların eşit temelde kardeşliği”nin savunulması. Üretenin yönetmesi ilkesi temelinde ve yeni bir ekonomik ve sosyal yaşamın esas alınması.
Kürdistan üzerindeki inkârcı ve soykırımcı sisteme karşı olunması. Kürt ulusunun iradesinin koşulsuz kabul edilmesi. Kürt sorununun Türkiye’nin demokratikleştirilmesi temelinde çözümünün gerçekleştitrilmesi için özgür koşulların yaratılması.
Ulusal topluluklara demokratik haklarının tanınması, özgür gelişiminin desteklenmesi ve tam hak eşitliğinin sağlanması.
Erkek egemen sisteme karşı, kadın özgürlüğünün ve eşitliğinin esas alınması. Bu temelde özgün kadın örgütlülüğünün ve mücadelesinin geliştirilmesi için aktif çalışılması.
Başta Kürt halk önderi Abdullah Öcalan olmak üzere tüm devrimci tutsakların özgürlüğü için mücadele edilmesi.
Gençlik örgütlenmesine ve mücadelesine özel önem ve destek verilmesi.
Doğanın ve çevrenin korunması. Doğayı rant kapısına çeviren ve dünyayı yaşanamaz duruma getiren tüm politikalara karşı konulması.
Fiili meşru mücadele temelinde, silahlı veya silahsız miting, yürüyüş, protesto, grev ve boykottan en kapsamlı kitle direnişleri ve yerel ayaklanmalara kadar zengin kitle eylemliliklerinin geliştirilmesi. En dar bireysel eylemden milise ve gerillaya varan, devrimci şiddet eylemlerini içeren çok yönlü ve zengin bir eylem çizgisinin uygulanması.
Böyle bir eylem çizgisini hayata geçirebilmek için, başta kadınlar, gençler, işçiler ve emekçiler olmak üzere, toplumun ezilen ve sömürülen tüm kesimlerinin ve demokrasiden yana olan güçlerinin örgütlendirilmesi, eyleme seferber edilmesi. Tüm demokratik kurum ve kuruluşların, demokratik kitle örgütlerinin mücadelesinin desteklenmesi.

B-Örgütsel İşleyiş ve İlkeler

Halkların Birleşik Devrim Hareketi (HBDH) yukarıda belirlenen siyasi amaç ve ilkeler doğrultusunda yasadışı ve gizli temelde örgütlenir. HBDH, demokratik siyaset alanının alternatifi değildir. Demokratik siyaset alanının gelişmesinden yana olur.
HBDH’ye katılma ve ayrılma her örgütün özgür iradesiyle olur. HBDH içerisinde örgütsel işleyişe ve ilkelere devrimci disiplin temelinde uyulur.
Her örgüt bulunduğu alanlarda ve yürüttüğü çalışmalar temelinde HBDH’ye katılım gösterir. HBDH’ye en fazla katılım ve amaçlarının başarıya götürülmesi için seferber olma esastır.
Tüm HBDH çalışmalarını koordine eden ve HBDH içerisinde yer alan tüm örgütlerin temsilcilerinden oluşan bir Konsey oluşturulur. Konsey belirlenen süreler içerisinde toplanır. Kararlarda genel mutabakat aranır, bunun sağlanamadığı durumlarda kararlar salt çoğunlukla alınır. İki konsey toplantısı arasında pratik çalışmaları yürütmek ve takip etmek amacıyla kendi içinden bir koordinasyon oluşturur.
HBDH Konseyi, kendi altında mücadelenin ihtiyaç duyduğu her alanda komite, koordinasyon ve komutanlıklar örgütleyebilir.
HBDH tüm organları arasındaki örgütsel işleyiş rapor alma ve talimat verme temelinde olur.
HBDH içerisinde yer alan örgütler arasındaki ilişkiler yoldaşça güvene ve burada sıralanan ilkelere dayanır. Bunlara ters düşenler için eleştiri ve özeleştiri mekanizması işletilir.
HBDH içerisinde yoldaşça ideolojik mücadele ve siyasal-eylemsel birlik ve ajitasyon/propaganda da serbestlik ilkesi esastır.
HBDH, temel ilke ve bağımsız siyasi irade konularında her bileşen üyesinin bağımsız tavır alma hakkını garanti eder, kararlar karşısında azınlığın haklarını korur, her bileşenin şerh düşme hakkı vardır.
23 Şubat 2016

PKK- TKP/ML- MLKP- DKP- TKEP/LENİNİST- MKP- THKP-C/MLSPB- DEVRİMCİ KARARGAH- TİKB”