HKP (Maoist): Bangladeş’de Taleplerini Gerçekleştirmek İçin Canlarını Ortaya Koyan Şehitlere Kızıl Selamlar

 

HİNDİSTAN KOMÜNİST PARTİSİ

(MAOİST)

Merkez Komite

Basın Bülteni

Yayınlama: 31 Ağustos, 2024

 

Bangladeş’de Taleplerini Gerçekleştirmek İçin Canlarını Ortaya Koyan Şehitlere Kızıl Selamlar!

Faşist Hasina’nın Awami Ligi Hükümetini Deviren Bangladeş’in Militan Öğrenci Hareketini Selamlayın!

Hükümetin değişmesi değil, sömürü düzeninin yıkılması tek çözümdür
Hindistan’ın Brahmanik Hindutva RSS-BJP’si tarafından hareketin ele geçirilmesine karşı çıkalım!

HKP (Maoist) Merkez Komitesi, HKGO ve Devrimci Halk Komiteleri, demokratik ve ilerici dokuz maddelik talepler için hayatlarını ortaya koyan ve aynı zamanda faşist Avami Ligi Hasina hükümetini devirmek için mücadele eden 560’tan fazla cesur ve militan öğrenciye ve Bangladeş’in diğer tüm ajitatörlerine devrimci saygılarını sunar. Bangladeş halkı, özellikle de öğrenciler ve gençler, dünyanın tüm baskıcı ve sömürücü egemen sınıflarına, egemen sınıfların tüm baskılarına birleşik ve güçlü bir demokratik kitle hareketiyle karşılık verileceği mesajını açıkça göndermiştir. Bir kota reformu hareketi olarak başlayan öğrenci hareketi, göz açıp kapayıncaya kadar siyasi taleplere bağlı bir harekete dönüştü: “Hasina istifa etmeli ve cezalandırılmalıdır”.

Temmuz ayında Bangladeş Yüksek Mahkemesi, özgürlük savaşçılarının aileleri için devlet işlerinde yüzde 30’luk kotanın yeniden uygulanması yönünde bir karar aldı. 16 Temmuz’da çeşitli üniversitelerden öğrenciler kararı adaletsiz ve hatta Bangladeş anayasasına aykırı olarak nitelendirdi. Bunun üzerine Bangladeş’teki tüm üniversite ve kolejlerde öğrenciler örgütlenmeye başladı ve Mukti-Bandho (özgürlük savaşçıları) ailelerine tanınan yüzde 30’luk kotaya karşı ajitasyonlara başladı. Awami League lideri ve Bangladeş Başbakanı Şeyh Hasina, mevcut kota sistemini protesto eden öğrencileri “razakarların [gönüllü ed.] çocukları” olarak adlandırdı. Bangladeş’in baskıcı devlet aygıtı, Polis, Awami Ligi Partisi’nin/ana egemen sınıf partisi Bangladeş Chatra Ligi’nin faşist öğrenci kanadı hem gün ışığında hem de gecenin karanlığında protestocu öğrencileri takip etmeye, saldırmaya ve öldürmeye başladı.

Hasina hükümeti, hareketi yıldırım hızıyla bastırmak için büyük çaplı bir para-militer güç olan BGB’yi (Bangladeş Sınır Muhafızları) görevlendirdi. Faşist devletin paramiliter güçleri, polis ve fedaileri sadece dört gün içinde 100’den fazla öğrenciyi öldürdü ve Bangladeş topraklarını gençlerin kanıyla ıslattı. Sonunda Bangladeş Yüksek Mahkemesi öğrenci hareketini destekleyen bir karar verdi. Bu zafer onları bir adım daha ileri götürdü ve hareket, Başbakan’ın halka ve ulusa karşı işlediği sayısız suçtan dolayı cezalandırılması gerektiği yönünde haklı bir slogan attı.

Son bilgilere göre Bangladeş hükümeti ve onun baskıcı güçleri 400’den fazla öğrenciyi öldürmüştür. Katliamlarla ilgili bilgiler egemen sınıflar ve medya da dahil olmak üzere ajansları tarafından sıkı bir şekilde manipüle edildiği için ölü sayısı kesinlikle daha yüksektir. Acımasız baskılara ve değerli fedakarlıklara rağmen Bangladeş halkı, özellikle de bu ulusun gençleri ve öğrencileri haklı taleplerini elde etmek için hareketlerini yükselttiler.

Mevcut katliamlar, 1960’larda Bangladeş’in kurtuluş hareketinde müthiş bir rol oynayan Parti tarafından gerçekleştirilmiştir. Ancak Awami Ligi zamanla egemen sınıfların – toprak ağalarının, çeşitli emperyalist güçlerin desteğini alan komprador bürokratik burjuvazinin ve bu hareketin liderinin kızı Şeyh Hasina’nın ülkeyi bir diktatör Başbakan olarak yönetmesinin partisi haline geldi. Brahmanik Hindutva Faşist RSS-BJP hükümeti Hindistan’da iktidara geldiğinden beri, Bangladeş Awami Ligi Partisi Hindistan’ın yayılmacı politikalarını ve emperyalistlerin LPG politikalarını [liberalleşme, özelleştirme, küreselleşme, ed.] tam güçle uyguladı. Hindistan hükümetinin yönlendirmesiyle Hasina ve askeri güçleri, Hint Yayılmacılığına karşı Kuzeydoğu Milliyetlerinin bu toprakları savunan haklı kurtuluş mücadelesi liderlerini ve kadrolarını acımasızca tasfiye etti.

Partimiz, Bangladeş’te hüküm süren acınası sosyo-ekonomik koşulların, komprador egemen sınıfların sömürücü ve baskıcı politikalarından kaynaklandığı görüşündedir. Emperyalizmin ve Hint yayılmacılığının çıkarlarına hizmet eden Bangladeş’in CBB [Komprador Bürokrat Burjuvazi ed.] ve Büyük Toprak Ağası sınıfları ile Hasina Hükümetinin faşist yönetimi, militan öğrenci hareketinin kota sisteminin reforme edilmesi şeklinde patlak vermesinin ardındaki temel nedenlerdir. Bangladeş’te nüfusun yüzde 40’ı tarım sektöründe çalışmaktadır ancak tarımın GSYİH’ye katkısı sadece yüzde 11’dir. Burjuva ekonomistlerine göre ‘Demir Leydi’ Hasina’nın 15 yıllık iktidarı boyunca Bangladeş ekonomisi ‘etkileyici’ bir büyüme kaydetti ve milyonlarca insan yoksulluktan kurtuldu. Ancak gerçek şu ki, bu büyüme işsiz bir büyümedir ve milyonlarca insanı yoksulluktan kurtarmaktan söz etmek gerçeklerden çok uzaktır. Bangladeş hala işsizlik, yoksulluk, cehalet, yetersiz beslenme ve daha birçok sorunla boğuşmaktadır. Şu anda devam etmekte olan hareket, bu ülkede var olan krizin canlı bir örneğidir.

Bu, tüm yarı-sömürge ve yarı-feodal ülkelerde olduğu gibi tarımın büyümesini engelleyen krizi ifade etmektedir. Bangladeş’in dünyanın en büyük hazır giyim ihracatçısı olduğu bilinen bir gerçektir. Ancak Bangladeş’teki hazır giyim işçilerinin çalışma koşulları ter atölyelerinden çok daha kötüdür. İşçi sınıfının gerçek ücretleri, emek-güçlerini yeniden üretebilmeleri için onları zar zor hayatta tutuyor. İşsizlik oranı yüzde 3.5’e yükselmiş durumda ve bu veri devlet kurumu olan Bangladeş İstatistik Bürosu’ndan (BBS) geliyor. BBS tarafından belirtildiği üzere 2022 yılında kayıt dışı sektörde toplam 59.80 milyon kişi istihdam edilmiştir. Bangladeş dünyadaki en düşük ücretlerden bazılarını ödüyor ve baskıcı iş kanunları bakımından ilk 10 ülke arasında yer alıyor. Enflasyon yüzde 10’a ulaşmış ve temel emtia fiyatları son birkaç yılda neredeyse iki katına çıkmıştır. Bangladeş para birimi ‘Taka’ yüzde 30 oranında değer kaybetmiştir. Eşitsizlik ve servet yoğunlaşması da, özellikle Hindistan’da olduğu gibi ‘Pandemi krizinden’ sonra arttı. Ülkenin yüzde 10’luk milyarderleri servetin yüzde 41’ini kontrol etmektedir. Bangladeş’te verginin GSYİH’ye oranı sürekli düşmekte ve Bangladeş’teki toprak ağalarına ve CBB’ye muazzam vergi imtiyazları verilmektedir. Devlet işlerine talip olan işçi sınıfından ve orta sınıftan öğrenciler ve gençler iş bulmakta zorlanıyor. Devlet işlerinin çoğu, özgürlük savaşçılarının aileleri için yüzde 30 kota adı altında Awami League’in egemen sınıfların güç blokları tarafından gaspediliyor. Bangladeş ve Hindistan’daki egemen sınıflar, başarısızlıklarını örtbas etmek ve geniş bir halk hareketine dönüşen öğrenci hareketini gayrimeşrulaştırmak için harekete yandaş bir bakış açısı kazandırıyorlar; elbette hareketin içinde kendi iktidar hırsları için hareketi paraya çevirmek isteyen bazı güçler olabilir, ancak bu hiçbir şekilde hareketin demokratik ve anti-faşist olan özünü değiştirmez. Dolayısıyla HKP (Maoist), Hindistan ve Bangladeş egemen sınıflarının bu senaryosu ülkenin gerçek meselelerinin gizlemek ve saptırmak için kullandıkları bu bölücü ve yandaş yaklaşıma şiddetle karşı çıkmaktadır. HKP (Maoist) Hindistan devletinin ikili tutumunu kınamaktadır. Hindistan Hükümeti açıkça meselenin bu ülkenin iç meselesi olduğunu söylemiş ancak asıl suçluyu arka kapıdan kabul etmiş ve Şeyh Hasina’ya sığınak sağlamıştır. Partimiz bu diktatörün Bangladeş’e geri gönderilmesini talep etmektedir. Hindistan’a komşu birçok ülke, yayılmacı ve ABD yanlısı emperyalist politikaları nedeniyle Hindistan hükümeti ile gergin ilişkiler geliştirmiştir. Emperyalistler arası çelişkiler bu bölgeye hakim olmak için yoğunlaşmaktadır.
Hindistan hükümetinin ve Sovyet Sosyal Emperyalistlerinin 1960’lardaki Bangla Kurtuluş Hareketindeki rolü çok açıktır. Halk bu hareket için pek çok fedakârlıkta bulundu ancak gerçek özgürlük ve demokrasiye bu hareketle ulaşamadı. Şimdiki hareket, geniş kitlelerin sadece gerçek özgürlük ve demokrasi özlemlerini değil, aynı zamanda sömürücü yönetimin yağma ve talanına karşı ve tüm sosyo-ekonomik-politik sorunların pençesinden kurtulma isteklerini yansıtmaktadır. Diktatör Başbakan, halkın birliği ve bu hareketin tüm ajitatörlerinin militanlığı ve cesareti karşısında paniğe kapıldı ve görevinden istifa ederek iktidarı Orduya devretti ve Hindistan’a kaçtı. Aynı zamanda, bir diktatörün kaçmasına izin veren ordu ön plana çıktı ve ülkenin yönetimini ele geçirdi. Hareket askeri yönetimi kabul etmedi ve sivil bir hükümet için güçlü bir şekilde talepte bulundu.
Hareket o kadar militan bir boyuta ulaşmıştır ki, protestocu kitleler Vikalpo Aami sloganıyla Bangladeş’teki toplam 600 polis karakolundan 450’sini yakmış ve bu karakollardaki silahlara el koymuştur. Ancak rejim değişikliği halkın talepleri için nihai çözüm değildir. İster Awami Ligi, ister Bangladeş Milliyetçi Partisi, ister Jamiaat olsun, hepsi egemen sınıfların ajanlarıdır. Nobel ödüllü ve halkın asalağı olarak bilinen Muhammed Yunus’un ordu tarafından iktidara getirilen geçici hükümetinin göstergeleri, hareketi durdurmak ve emperyalist politikaları yeni bir biçimde uygulamak istediğini göstermektedir.

Bangladeş halkı devrimci hareketler yoluyla, eski devlet mekanizmasını parçalayarak ve yeni bir halk devleti yaratarak, iç ve dış düşmanların yağma ve talanından kurtulmuş, onurlu ve kendine saygılı bir yaşam için nefes alabilir. Partimiz ve Hindistan’ın ve dünyanın devrimci kitleleri, Bangladeş halkının yoldaşlarının kanının boşa gitmesine izin vermeyeceğine yürekten inanmaktadır.
“Hayat nedir ki omuz omuza bayrağımızı dalgalandırmaktan başka, hayat nedir ki haklı bir direnişte havaya kalkmış bir yumruktan başka” sözünü ezbere hatırlayalım. Aynı zamanda Partimiz, Bangladeş proletaryasının gerçek öncülerinin, geniş kitleleri yeni halk iktidarını inşa etme yönünde birleştirmek için bu kahramanca harekette ön saflarda yer alacağından tamamen emindir.
Bu nedenle Partimiz, tüm işçi sınıfı öncü partilerini, tüm emperyalist güçlere ve Hindistan Komprador Bürokrat Burjuvazisi ve onun özellikle Güney Asya’daki yayılmacılığına karşı birleşmeye çağırmaktadır. Güney Asya’da gerçek ulusal bağımsızlık ve egemenliğin, gerçek demokrasi ve kendine güvenin, ilerleme ve barışın, kardeşlik ve karşılıklı işbirliğinin tesisi için Güney Asya’daki komünal güçler de dahil olmak üzere Hindistan devlet yayılmacılığına, emperyalizme ve gerici egemen sınıflara karşı mücadele etmek üzere halkları, örgütleri ve güçleri birleştirmek ve aynı zamanda tüm dünyadaki anti-emperyalist ve anti-feodal hareketlere ve işçi sınıfı hareketlerine hizmet etmek günün ihtiyacıdır. Güney Asya’daki Maoist Partiler ve güçler tarafından ilgili ülkelerdeki tüm demokratik ve devrimci hareketlerin önünde olmak ve onlara öncülük etmek günün ihtiyacıdır. Vikalpo Aami (Alternatif Biziz), bu sloganla ilerleyin, yanınızdayız.

Abhay
Sözcü
Merkez Komite