Faşizme Karşı Emeğimizi, Özgürlüğümüzü Savunuyoruz! Kadın Grevindeyiz!
Türkiye ve Kürdistan’da, dünyanın dört bir yanında, Avrupa’da vahşi kapitalist sömürüye, faşist baskılara, kadın kırımına, cinsiyetçi beden politikalarına, ırkçılığa, ataerkil düzene karşı kadınlar, işçiler, emekçiler, öğrenciler sokakları boş bırakmıyor.
Bu sokakları uluslararası mücadele günü olan 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününde de kadın greviyle büyüteceğiz. Bu sokakları “Faşizmi Yıkalım, Özgürlüğü Kazanalım” şiarıyla dolduracağız.
Biz kadınların, pandemi koşullarına rağmen 8 Mart kadın grevinde meydanlara çıkarak erkek egemen kapitalist, emperyalist, faşist düzenleri hedefe koymak için oldukça çok sebebimiz var.
Pandemi döneminde kadına yönelik şiddete dair egemenler gerekli önlemleri almıyor.
Kapitalizmin ekonomik krizi ve sömürü çarkı altında yoksulluk, sefalet, güvencesiz çalışma ve işsizlikle boğuşan halklarımızdan, en ağırını işçi, emekçi kadınlar yaşıyor.
Eşit olmayan ücretlerle kadın emeğinin gaspına devam ediliyor.
Evdeki emekçi kadının emeği yok sayılıyor, görünmüyor, karşılığı ödenmiyor.
Kadın cinayetleri, taciz, tecavüz, kadına yönelik her türlü şiddet erkek-devlet adaleti tarafından iyi hal indirimiyle ödüllendiriliyor, caydırıcı cezalar verilmiyor.
Şiddet uygulayan erkeğe karşı özsavunma eylemi yapan kadınlar burjuva-erkek adalet tarafından ağır biçimde cezalandırılmaya devam ediyor.
Yaşam tarzına müdahale edilen kadınların sayısı artıyor. Politik İslamcı çizgiyle kadınların yaşamı geleneksel, gerici çizgiye çekilmek, kadılar evsel köleliğe mahkum edilmek isteniyor.
Cinsel yönelimlere, LGBTİ+lara dönük nefret cinayetleri, homofobik saldırılar bitmek bilmiyor.
Irkçı, cinsiyetçi saldırılar Avrupa başta olmak üzere tüm hızıyla devam ediyor.
Kayıp annelerine yenilerini eklemeye dönük kaybetme politikaları yeniden yürürlüğe konuyor.
Politik tutsak kadınların sayısına her gün yenileri ekleniyor, tecrit koşulları ağırlaştırılıyor.
Bakur, Başûr ve Rojava Kürdistan’da işgalci Türk devlet saldırılarında kadınların demokratik kazanımlarına karşı özel savaş yürütülüyor. Faşist Türk devleti Rojava ve Başûr da yeni işgaller peşinde. Avrupa emperyalistleri tarafından satılan silahlarla gerçekleştirilen bu işgallerin en büyük acısını kadınlar yaşıyor. Kürt kadınları işgalci Türk devlet güçleri ve işbirlikçi çeteleri tarafından kaçırılıyor, işkence ve tecavüze uğruyor, gözleri önünde çocukları öldürülüyor.
Hayır, bütün bunlara boyun bükmüyoruz, baş eğmiyoruz, aşağı bakmıyoruz. Direniyoruz. Direnerek çoğalıyoruz.
Tüm bu baskı, zülüm, kırım, şiddet karşısında bir yandan Kadınların Birleşik Devrim Hareketi ile, diğer yandan demokratik kadın hareketinin güçleri ile faşist düzeni hedef alan eylemlerle, isyanlara yürüyoruz.
Politik İslamcı AKP-MHP faşist iktidarının uzun yıllara varan hapis cezalarına, tutuklamalara, gözaltında cinsel şiddet işkencesine, üniversitelerde saçlarından sürüklemelere, Kürdistan’da kadın kurumlarının kapatılmasına, kayyumlarla eşbaşkanlık kazanımının gaspedilmesine dönük saldırılara rağmen kapitalist sömürüye, erkek egemen faşist devlete karşı mücadeleyi ilmek ilmek örgütlenerek büyütüyoruz.
Kadınlar! Bizi kapitalizmin, faşizmin ve her türlü erkek egemen baskıdan, kölelikten kurtaracak tek yol bu örgütlenme ve direniş çizgisidir.
Kadınlar! Biz dünyanın yarısıyız. Biz durursak dünya durur. Birleşelim, 8 Mart’ta her alanda, işyerlerinde, fabrikalarda, evlerde, sokaklarda hayatı durduralım, faşizme karşı isyana dönüştürelim. Kadın gücünü erkek egemen kapitalist sisteme birleşik mücadele ile gösterelim. Dünyanın her yerinde kadınların değiştirici gücünü gösterelim, kadın devrimiyle toplumsal hareketin öncü gücü olduğumuzu gösterelim. Avrupa’da bulunan antifaşist, mücadeleden yana tüm kadın örgütlerini Türkiye ve Kürdistan’da kadınlara dönük politik İslamcı faşist iktidarın saldırılarına karşı durmaya, gündem yapmaya çağırıyor, 8 Mart Kadın Grevinde faşizme karşı ortak mücadeleye çağırıyoruz.
KBDH – Avrupa