MLKP/KKÖ: TKP-ML TİKKO KKB’nin Kuruluşunu Coşkuyla Selamlıyoruz!

 TKP-ML TİKKO KKB’nin Kuruluşunu Coşkuyla Selamlıyoruz!

Türkiye/Kürdistan coğrafyasında, erkek egemenliğine, kapitalizme ve sömürgeciliğe karşı yeni bir örgütsel pozisyon almanın ifadesi olan, kongrenizi kutluyor ve özerk örgütlenme kararlılığınızı selamlıyoruz. Kadın özgürlük mücadelesi ve kadın devriminin zafer yürüyüşünde üstlendiğiniz bu yeni sorumluluk da sizlere büyük başarılar diliyoruz.

Türkiye ve Kürdistan devrimci hareketinin en önemli özelliği tüm yenilgi ve tasfiyecilik koşullarında, zora dayalı devrim stratejinden hiç değilse ana bölükleri olarak vazgeçmemiş olmasıdır. Bugün, devrimci hareketin bu birikim ve deneyimini eleştirel bir tarzda kadın ve LGBTİ+ mücadelesine taşımanın büyük bir sorumluluk olduğunun bilincindeyiz. 50 yıldır devrimci örgütlerin saflarında, hemen her cephede savaşmış kadın gerçeğinin kollektif kadın yapılanmasına içerilmesini son derece önemli görüyoruz.

TKP-ML KKB’nin kongresi ve aldığı kararlar bir kez daha göstermektedir ki; Türkiye/Kürdistan Devrimci Hareketi ve karma örgüt yapısı erkek’le karakterize edilemez. Erkekleştirilemez!

Elbette erkek egemenliğine karşı mücadele aynı zamanda bir ideolojik mücadele olarak karma yapılar içinde de vardır. Ama bu baştan karma örgüt gerçeğini “erkek” kategorisine yerleştirmez. Devrimci hareketin tarihinde ve bugününde devrimci kadınlar vardır. Bugün ölümsüzleşmiş devrimci kadın sayısı yüzlercedir. Hapishanelerde binlerce kadın uzun hapislik ve işkence saldırılarına karşı cinsi ve halkı için boylu boyunca kavganın içindedir. Ve o devrimci kadınlar, gecenin evinde yangın çıkarmak için, kentlerde ve kırlarda silah çatmakta, erkek egemenliğinin en rafine biçimlerine karşı her mevzide savaşa girmektedirler.

Devrimci kadın hareketinin kendi tarihine yaslanması, stratejik rol bilincini kuşanması önemli bir görev olarak önümüzde durmaktadır. Açık ki bu noktada özgüven ve inisiyatif sorunu aşılması gereken bir iç direnç olarak önümüzde durmaktadır. KKB’nin kongresini ve aldığı kararları aynı zamanda daha büyük mücadelelere atılma kararlılığı olarak görüyor ve bundan büyük bir heyecan duyduğumuzu belirtmek istiyoruz.

Teori ve deneyim bize göstermektedir ki; cins özgürlük mücadelesi, sınıf mücadelesi ve coğrafyamıza özgü olarak ulusal özgürlük mücadelesi birbirinden yalıtılamaz.

Dünyada ve coğrafyamızda heteroseksist, kapitalist egemenliğe karşı cins ayaklanması yaşanmaktadır. Ayaklanmanın ilerlemesinin kritik halkasını “özgürlük ve devrim” bağlamı oluşturmaktadır. Bu bağlamı kurma yeteneğinde olan devrimci kadın hareketidir. Cinsel ve toplumsal devrimi kendisine eksen almış, birleşik devrimci kadın önderliğini kurmak elzemdir. Türkiye ve Bakur Kürdistan’da kadın devriminin zaferi için KBDH bir imkandır ve ancak henüz hakkı verilebilmiş değildir. HBDH’nin tüm bileşenleri olarak bu görevin gereklerini yerine getirmek görevi önümüzde durmaktadır.

Rojava kadın devrimini savunmak ve geliştirmek görevi önümüzdedir.

Rojhilat’ta başlayıp İran’a doğru yayınlan ve kıvılcımını kadınların çaktığı ayaklanma aylardır devam ediyor. Ama bölgeden ve dünyadan bu ayaklanma ile ayaklanma düzleminde bağ kuramamış olmak zayıflığımızdır. 21. Yüzyılın ruhunu yakalamak için Türkiye, Kürdistan, Ortadoğu ve dünyada kadın ittifakı ve enternasyonalizmi güncel görevdir.

Değerli TKP-ML KKB savaşçıları, yürüdüğümüz yoldan biliyoruz ki çıktığınız yol heyecanlı olduğu kadar meşakkatli de. Ama değil mi ki özgürlük ve cins ayrımsız bir dünya istiyoruz. Değil mi ki bu köhne erkek egemen kapitalist düzenden nefret ediyoruz. Değil mi ki tarihsel olanı güncelle bağlıyor ve “vardık-varız-varolacağız” kararlılığındayız. Hiçbir güçlük bizi yolumuzdan alıkoyma kudretine sahip değildir. Zaman bizim! Devran bizim! Zafer bizim!

Bir kez daha büyük bir mutluluk ve heyecanla sizleri kutluyoruz. Tüm savaşçılarınızı selamlıyoruz

Yaşasın TKP-ML KKB!

Yaşasın kadın yoldaşlığı!

Yaşasın kadın devrimi, yaşasın sosyalizm!

MLKP/KKÖ