“FAŞİZMİ YIKACAĞIZ, ÖZGÜRLÜĞÜ KAZANACAĞIZ!”
Saraylarda oturup halka ahkam kesenlere; “askıda ekmek” kampanyaları yapıp “evimize ekmek götüremiyoruz” diyene; “al keyif çayı iç” diyenlere; komünist önder İbrahim Kaypakkaya’nın resmini bahane ederek gençliğin eylemine saldırıp katil, tecavüzcü, hırsız ve yağmacı cihatçı destekçilerinin gösterilerine yol verenlere; gençliği işsizlik kıskacında geleceksizleştirenlere; bütçe adı altında halktan toplanan vergilerin işgalci ve saldırgan politikalarla “yandaş” ve “candaş”lara aktaranlara; işçi sınıfının kazanılmış haklarından olan kıdem tazminatını gasp etmeye girişenlere; “milli zülüm” şampiyonluğunu kimseye bırakmayıp Kürde helikopterden atıp ölümü reva görenlere; “Vurun Ermeni’ye” diyerek ırkçılık ve şovenizmi körükleyenlere; kadın ve LGBTİ+ katliamını teşvik edip aklımızla alay edercesine “kadın kırımında düşüş” olduğunu ilan edenlere; Alevi inancından halkımız başta olmak üzere hakim inanç dışında kalan inançlardan halkı ölüm tehditleriyle aşağılayanlara; doğayı ve çevreyi kapitalizmin kâr hırsıyla yağmalayan ve talan edenlere; hayvanlara yönelik işkence ve katliamların sürdürülmesine önayak olanlara karşı durmuyoruz….
HBDH ve KBDH’nin başlattığı “Faşizmi Yıkacağız, Özgürlüğü Kazanacağız” kampanyasıyla bir mücadele hattı örüyoruz. Mücadeleye ve devrime çağırıyoruz.
Eğer faşizmin zulmünün, bizleri açlık ve yoksulluğa, işsizliğe ve son süreçte daha bir görünür ve anlaşılır olan virüs salgınındaki tavrıyla ölüme sürüklemesine “hayır” diyorsak mücadele etmekten başka yolumuz yoktur. Bu halk düşmanlığının sürgit devam etmesini istemiyorsak saflarımızı sıklaştırmaktan, birleşik mücadelenin ivmesini yükseltmekten başka çaremiz bulunmamaktadır.
Çare biziz! Çare kendi gücümüz, Kürdün, Türkün ve çeşitli milliyet ve inançlardan halkımızın, kadınların, gençlerin, LGBTİ+’ların, göçmen ve mültecilerin “Artık Yeter!” demesindedir.
Faşizme karşı mücadele ettiğimiz, söz söylediğimiz, slogan attığımız, sokakları ve meydanları doldurduğumuz; duvarları kızıla boyadığımız; şarkılarımızda ve türkülerimizde, halaylarımızda ve horonlarımızda; dershanelerde, okullarda ve amfilerde, merdivenaltı atölyelerde ve fabrikalarda, köylerde, toprakta, dağ başlarında, göçmenlik koşullarında yaşamak zorunda kalanlara, kadın emeğinin yok sayıldığı ev işlerinde ve mutfakta, silahların eleştirel gücünü aktif bir şekilde kullandığımız tüm alanlarda…
Kısacası mücadelenin sürdüğü her yerde bu kampanyayı sahiplenmeye, faşizme karşı her aracı ve yöntemi kullanarak mücadeleyi yükseltmeye çağrı yapıyoruz.
Kampanyamızla faşizmin her türden saldırı ve politikasına karşı mücadele bayrağını yükseltmeye, özgürlüğü kazanmak için faşizme “anladığı dilden” yanıt olmaya çağırıyoruz.
Madencilerin haykırışıyla söylüyoruz: “Vallahi de billahi de” faşizmi yıkacağız, özgürlüğü kazanacağız!
TKP-ML MK
Ekim 2020