ADLARI SAVAŞA ÇAĞRI, ANILARI REHBERDİR KOMÜNİZME DOĞRU!
Çeşitli Milliyetlerden Türkiye Halkına;
Sınıfsız, sınırsız ve sömürüsüz bir dünya için mücadele eden uluslararası komünist hareket, bu amaca ulaşmak için çıktığı yolda bedeller ödeyerek yürümektedir. Bu yolda ilerlemenin başka bir yöntemi de yoktur. Komünizme giden bu kervanın Türkiye temsilcisi olan partimiz de nice yoldaşını şehit verdiği bu kavgada, büyük bir azim ve özveriyle ilerlemektedir. Bu büyük amaç için nice devrim ve komünizm neferi, yaşamlarını vermekten, son nefeslerini inançları uğruna harcamaktan çekinmemiştir.
Proletaryanın evrensel biliminin doğduğu günden bu yana can bedeli süren mücadele ile insanlığın gerçekten özgür bir dünyada yaşamasının yapı taşları döşenmektedir. Sömürenler, ezenler, egemenler saltanatlarını kolayca kaybetmemek için hiçbir dönem şiddete başvurmaktan çekinmemişlerdir. Bu zulme karşı devrimleri gerçekleştirmenin yolu da direnmekten, savaşmaktan geçmektedir. Özgürlük uğruna mücadele etme geleneği, tek yol olarak, egemenlerin olduğu her dönem filizlenmiştir. Spartaküslerin, Bedreddinlerin, Hasan Sabbahların zulme karşı direnişlerinden, Paris Komüncüleri, Ekim ve Çin devrimine imza atan komünistler ile sayısız ülke devriminde mücadeleye atılan ihtilalcilere kadar uzanan bu geniş yelpazede, bedel ödenmeksizin zafer elde edilemeyeceği defalarca kez ortaya çıkmıştır.
İnsanlığın sınıfsız bir topluma ulaşmasından öte hiçbir çıkarı olmaksızın canını dahi verebilecek bir bilinçle donanmış tüm devrim ve komünizm şehitleri, onlara kara çalmaya çalışanlara, değerlerimizi hiçleştirmeye çabalayanlara karşı mücadelemizin dayanağı, kavgamızın gücü olmuşlardır.
İşçiler, Köylüler, Gençler;
Kapkaranlık tarihinde soykırımlar, katliamlar ve sömürüyle emekçi halklara kan kusturan bu gerici sistem, tüm “yıkılmaz” palavralarına rağmen yıkılmaya mahkûmdur. Her geçen gün yoksulluğun derinleştiği, zenginlerin daha da semirip palazlandığı bu dünyada, hakkın, adaletin, eşitliğin esamesi okunmazken buna karşı mücadele etmenin “boş” olduğu, mücadele edenlerin “boşuna” çabaladığı nasıl söylenebilir? Marksizm-Leninizm-Maoizm biliminin öncülüğünde bu mengeneden kurtulmak mümkündür. Bugün de devrim yürüyüşlerinin uluslararası arenada öncüleri olan komünistlerin parça parça kurdukları iktidarlar, ezilen halklara ilham vermeye, moral ve güç aşılamaya devam etmektedir. Nepal’de, Filipinler’de ve Hindistan’da egemenleri sarsan mücadeleler dalga dalga yayılacaktır.
Demokratikleşme ve açılım sahtekârlıklarıyla perdelenmeye çalışılan zulmün sürdüğü bu ülkede Hrant Dinkler, Aydın Erdemler, Ceylan Önkollar öldürülmeye devam etmektedir. Bu zorbalık rejimi, egemenlerin ellerinde adresi belli mermiler şeklinde gerçek demokrasi sevdalılarını, devrim ve komünizm için mücadele eden militanları hedef almaktadır. Bu acının içerisinde ya şehitlerimiz gibi savaşmak ya da zulme boyun eğmek giderek daha da netleşen bir saflaşmayı işaret etmektedir.
Durmak, bekleyip görmek, soluklanmak için zaman yoktur. İşte şehitlerimiz bu bilinçle girmişlerdir kavgaya. Her biri ezenlerin, egemenlerin yüzyıllardır söyledikleri yalanlara verilen en net cevap olmuşlardır. Onlar, hayatı sınırsızca yaşayabilmek için, yaşamayı çok severek yani bizzat yaşamı savunmak için vermişlerdir canlarını. Adları sayılamayacak kadar çok, her biri unutulamayacak kadar değerli şehitlerimiz, büyüyen bir devrim davasının yıkılmaz tuğlaları olmuşlardır. Her bir şehidimiz, emekçi halkımıza tekrar tekrar yapılan örgütlenme çağrısıdır. Devrim ve komünizm şehitlerini anmak, devrim için örgütlenmekle mümkündür.
İşte bu bilinçle Partimiz, devrim mücadelesi içerisinde ilkesel olarak savunulması gereken devrim ve komünizm şehitlerini anmak için her Ocak ayının son haftasını “Devrim ve Komünizm Şehitlerini Anma Haftası” olarak ilan etmiştir.
Yoldaşlar, Devrimciler;
Devrim davasının başarısından, mücadelenin süreceğinden en ufak bir tereddüt bile duymaksızın canlarını veren şehitlerimizin vasiyeti bellidir. Başta kurucu önderimiz İbrahim Kaypakkaya yoldaş olmak üzere; aman dilemeksizin, gözünü kırpmaksızın ölüme gidenlerimiz; son sözleri umut, devrim olanlarımız; gerillada, zindanlarda, işkence tezgahlarında, barikat çatışmalarında, pusularda, infazlarda, darağaçlarında, mücadelenin sürdüğü her alanda, geride kalanların en temiz soluğu alması için son nefeslerini verenlerimiz, en büyük değerlerimizdir.
Onlardan sadece egemenlerin köhne sistemlerinin burçlarına dikmek üzere lekesiz kızıl bayrağı değil, direnişi, mütevazılığı, fedakârlığı ve devrim davasına sıkı sıkı bağlanmayı da devraldık. Güzergâhımız, sınıfa ve devrime “elveda” diyenlerin değil, şehitlerimizin çizdiği güzergâhtır. Nice engellerin karşımıza çıkacağını, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da şehitler vereceğimizi biliyoruz. Ancak yine biliyoruz ki bu yol, devrime giden tek yoldur. Yine biliyoruz ki şehitler vererek açtığımız yolda zafere ulaşacağız. Yine biliyoruz ki belki bazen yenileceğiz ama nihai olarak ve mutlaka yeneceğiz.
Emperyalistlerin kana doymaksızın, çıkarları uğruna talan ettikleri dünyanın kurtuluşunun ellerimizde olduğunu biliyoruz. Daha fazla rant uğruna kan gölüne dönen ülkeler, direnişleri bastırmak için tıka basa doldurulan zindanlar, tüm dünyada halkların emperyalist-kapitalist sistemden daha fazla nefret etmelerini de beraberinde getirmektedir. Emperyalistler ve uşakları zor yoluyla korku dağları yaratmaktadır. Ancak bu dağlar aşılmaz değildir. Her işgalde filizlenen direnişler, işgalcilere korku dolu anlar yaşatmaya devam edecektir. Direniş filizleri büyüyecek, korku dağları yıkılacak ve bir bütün sisteme karşı öfke dağları haline gelecektir. Ancak direnişlerin büyümesi, rotasını bulması, MLM ideolojiyle mümkündür. Saf öfkenin sınıf bilinciyle buluşması, bunun tek yoludur.
Bugün, dünden daha fazla devrime sarılmanın zamanıdır. Proletaryadan, emekçi halkımızdan ve şehitlerimizden aldığımız güçle ve güvenle zafere doğru yürüyüşümüzü tamamlayacağız. Andımız olsun ki 21. Yüzyıl devrimlerle sarsılacak. Şehitlerimiz nasıl devrim sözü vermenin savaşmaktan geçtiğini ve ölmeyi bilmeden savaşın kazanılamayacağını canlarıyla ispat ettilerse biz de kurtuluşa aynı yoldan yürüyeceğiz. Onları anma ve yaşatmanın, davalarına sahip çıkmanın ve uğruna ölümsüzlüğe yükseldikleri kavgayı kazanmanın yolu bu olacaktır.
Devrim ve Komünizm Şehitleri Ölümsüzdür!
Şehit Yoldaşlar, Kavganın Bütün Cephelerinde Mücadeleyi Daha da İleriye Taşıyor!
Şehitler, Dinmeyen Öfkemiz, Bilenen Sınıf Kinimiz ve Zafere Mahkûmiyetimizdir!
Kahrolsun Emperyalizm, Faşizm ve Her Türden Gericilik!
Yaşasın Partimiz TKP/ML, Önderliğindeki TİKKO ve TMLGB!
Yaşasın Halk Savaşı!
Ocak 2010
TKP/ML MK-SB