TKP/ML MK’dan 7 Haziran 2015 Seçimleri Açıklaması

Türk, Kürt Uluslarından Çeşitli Milliyet Ve Mezheplerden İşçi Sınıfı Ve Halkımıza;

 

Bilineceği üzere 7 Haziran 2015 tarihinde genel seçimler yapılacaktır. Bu amaçla Türk hakim sınıflarının çeşitli kliklerini temsil eden partiler seçim çalışmalarına başlamışlardır. Halk saflarında değerlendirdiğimiz çeşitli parti ve örgütlerin seçimlere ilişkin çalışmalarına da tanık olmaktayız.

Her şeyden önce şu gerçeği vurgulamamız gerekir. Partimizin parlamentoya ve seçimlere bakış açısında bir değişiklik olmamıştır. Parlamento denilen kurumun özü ve fonksiyonu bizim açımızdan Lenin yoldaş tarafından yıllar önce ortaya konulmuş durumdadır: “Belirli bir süre için parlamentoda halkı yönetici sınıfın hangi bölümünün ayaklar altına alacağına, ezeceğine, dönem dönem karar vermek: Sadece meşruti parlamenter monarşilerde değil, en demokratik cumhuriyetlerde de burjuva parlamentarizminin gerçek özü budur.” (V. İ. Lenin)

Kaldı ki Türkiye’de parlamento sıradan burjuva demokratik devletlerde ki burjuva parlamentoları işlevine de sahip değildir. Türkiye’de dün olduğu gibi bugünde parlamentonun işlevi aynıdır: Faşizmi maskelemek! “Eski” ve “Yeni” Kemalist ya da bir kaç nüans dışında “İslamcı Türkiye”de de meclisin temel işlevi, Türk hakim sınıflarının yolsuzluklarını, hırsızlıklarını, katliam ve sömürülerini gizleme aracı olarak kullanılması biçiminde ortaya çıkmaktadır.

Ve hatta içinden geçtiğimiz sürecin ruhuna uygun olarak, kelimenin gerçek anlamında parlamento “yürütme”nin başı olduğunu kanıtlamıştır. Türkiye’de parlamento; her türlü hırsızlığın, yolsuzluğun, çalıp çırpmanın gerçekleştirilmesinin yanında, işçi sınıfına ve halka saldırı yasalarının torba torba çıkarıldığı bir kurum olarak işlev görmektedir. Dolayısıyla meclis işçi sınıfı ve halka karşı saldırı yasalarının çıkarıldığı bir yer olmanın yanında, her türlü hırsızlığın ve yolsuzluğun AK’lanıp Paklandığı bir kurum olarak, her zamanki gibi halktan çalmanın yani “yürütme”nin yasal kılıflarının hazırlandığı yer olmaya, faşizmin saldırıların demokrasi adı altında maskelendiği bir kurum işlevi görmeye devam etmektedir. Parlamento seçimleri, bu anlamıyla her beş yılda bir TC faşizminin kendi “demokratik yüzü”nün yenilenmesi anlamına gelmektedir.

Türkiye koşullarında parlamentonun ve seçimlerin işlevi bu durumdayken, partimizin Türkiye işçi sınıfına ve halkımıza seçimleri bir “kurtuluş” olarak göstermeyeceği çok açıktır. Ancak bu gerçeği ifade etmek demek, önümüzdeki seçim sürecinde, partimizin seçimlere dair aktif bir politikası olmayacağı anlamına gelmemektedir.

Partimiz, başta Kürt sonunu olmak üzere, faşizm koşullarında demokratik hak ve özgürlüklerin genişletilmesi için mücadele edilmesi; seçimlerin işçi sınıfının ve halkın demokratik taleplerinin dillendirilmesi ve propaganda edilmesinin bir aracı olarak kullanılması yaklaşımıyla, yurtsever demokratik ilerici adayların desteklenmesi anlayışından hareketle, HDP adaylarını destekleme kararındadır. Önemle altını çizmemiz gerekir ki, partimiz “doğrudan seçimlere katılmamakta”, gücü oranında yurtsever demokratik ilerici adayları destekleme kararını beyan etmektedir!

Partimizin seçimlere ve parlamentoya ilişkin bakış açısının değişmemesine rağmen seçim yarışında yer alan bir partinin adaylarını destekleme kararının arkasında yatan nedenler, tamamen içinden geçtiğimiz sürecin özellikleriyle ilgili olarak ele alınmalıdır.

TC devleti, işçi sınıfına, halkımıza ve özellikle de Kürt hareketine yönelik saldırısını tüm hızıyla sürdürmektedir. %10 baraj tartışmalarını bu minvalde ele almak gerekir. Devlet seçimleri esas olarak Kürt hareketini, -özellikle de silahlı gücünü-, tasfiye sürecini hızlandırmak açısından ele almaktadır. Bu bir çelişkidir. Çelişkinin hangi yönde çözüleceği, halk yararına bir sonuca yol açıp açmayacağının yolu mücadeleyle belli olacaktır. Devlet seçimler aracılığıyla legal alanda Kürt hareketini gerileterek, “çözüm süreci”nde elini güçlendirmek istemektedir. Böylelikle devlet Kürt sorununda hakimiyet alanını genişletmeyi ve kendi elini güçlendirmeyi hedeflemektedir. Tersi de doğrudur. Kürt hareketi yıllarca sürdürdüğü ulusal mücadelesini belli bir sonuca ulaştırmak, statü elde etmek istemektedir. Bu amaçla seçimleri ele almakta, ulusal demokratik taleplerini düzen içide olsa bir statüye kavuşturmak istemektedir.

Yurtsever, demokratik ilerici adayların desteklenmesi anlayışından hareketle HDP adaylarını destekleme politikamız, Kürt ulusal sorununa ait demokratik nitelikli tüm taleplerin savunulması temelinde gerçeklik ve somutluk kazanmaktadır. Bunun için önceliğimiz kuşkusuz ki ulusların Özgürce Ayrılma Hakkı’na yönelik vurguya aittir ama bizce hatalı bir rota tutturmasına karşın, ulusal mücadeleye önderlik rolü oynama yeteneğini elinde bulundurması sıfatıyla, bu desteği hak eden güçlerin ileri sürdüğü demokratik talepler ya da başka bir deyişle mücadelenin demokratik içeriği, propaganda faaliyetimizin ana temasını oluşturacaktır. Düzenin teşhiri ve sisteme ait partilere oy vermeme çağrılarının içeriğini dolduracak ana malzemenin bu sorun etrafında gerçekleştirileceği ve fakat bunun yanında demokratik devrim taleplerimizin de dillendirileceği bir “seçim çalışması” olarak ele alınacağı açıktır.

İkincisi seçimlerden birinci parti olarak çıkması muhtemel karşı devrimci partinin olağanüstü gelişmeler olmadığı taktirde beş sene hükümet olacağı hesap edilmekte ve böylelikle “yeni anayasa”, “başkanlık” vb. tartışmaları adı altında halka saldırının ve “yürütmenin” istikrarlı bir şekilde sürdürülmesi amaçlanmaktadır. Bu amacı boşa düşürecek ve faşizmin yönelimini aksatacak, silahlı mücadeleden seçimlere kadar her türlü aracın kullanılması son derece önemlidir. Ve partimiz bu araçların kullanılması konusunda herhangi bir tereddüte sahip değidir. Devrimci ilkeler çerçevesinde her yol ve yöntem kullanılarak faşizmin kaleleri döğülmeye, burçlarında gedikler açılmaya devam edilecektir.

Bu amaçla partimizin Haziran 2015 seçimlerinde yurtsever, demokratik ilerici adayların desteklenmesi anlayışından hareketle HDP adaylarını destekleme politikası; hem faşizmin seçimler yoluyla kendi istikrarını sağlama çabalarına darbe vurmak, hem demokratik devrim mücadelesinde işçi sınıfı ve halkımızın taleplerini propaganda etmek ve hem de başta Kürt ulusal demokratik haklarını savunmak olmak üzere devletle yürüttüğü mücadelede Kürt ulusal hareketine destek olmak kararlığımızın ifadesi olarak görmek gerekir.

Kürt ulusuna ve azınlık milliyetlere yönelik baskı ve saldırılara son verilsin!

Kürt ulusuna yönelik imha ve inkar zulmüne karşı isyanı büyütelim!

Kurtuluş seçim değil, tek yol demokratik halk devrimi!

Yaşasın intifada, isyan, serhıldan!

Patron ağa devletini yıkacağız, halk iktidarı kuracağız!

Yaşasın halk demokrasisi, bağımsızlık ve sosyalizm mücadelemiz!

Yaşasın halk savaşı!

 

TKP/ML MK

Şubat 2015