TKP-ML TİKKO Rojava Komutanlığı: “Kobane Zaferini Selamlıyoruz!”

Kobane Zaferini Selamlıyoruz!

Rojava’da kantonların ilanının yıl dönümünün 1. yılına girerken Kobane’ye işgal girişiminde bulunan DAİŞ çetelerine karşı alınan zafer zulme karşı direnenlere umut kaynağı olmuştur. DAİŞ çetelerine karşı yürütülen destansı direnişin 134. gününde Kobane’nin çetelerden temizlenmesi “Düştü, düşecek!” pervasızlığına karşı inancı ve kararlılığı temsil etmektedir. Kobane direnişi emperyalizm ve onun uşağı olan T.C devletine karşı saltanatlarının elbet bir gün yıkılacağının, rahat uyku uyuyamayacaklarının habercisi olmuştur.

Kobane’deki zafer, direnişin başından itibaren çok az cephaneyle çetecilere karşı savaşan, mevzileri terk etmeyen, “gerekince de şehit düşen” çeşitli milliyetlerden kadın ve erkek savaşçıların özgürlüğe sevdalı yürekleriyle kazanılmıştır.

4 ayı aşkın süredir zulmü yaymaya çalışan çeteciler, bugün arkalarına bile bakmadan kaçmaya başlamış, kaçmaya çalışanlar ise yine halk savaşçılarının hedefinde olmuştur. Kazanılan zafer, tüm zorluklara, ödenen bedellere rağmen, kurtuluşa duyulan özlemin son bulmasıyla birlikte, dünyanın birçok yerinde zafer kutlamaları gerçekleştirilmeye devam ediyor. Miştenur tepesinden Kobane’de bulunan her mevziye kadar ateşler yakılarak, zafer halayları çekilmeye devam ediyor. Bu mücadelenin bir parçası olan TKP-ML TİKKO Rojava olarak Kobane zaferini ve bu zaferi yaratan YPG/YPJ, TİKKO, MLKP ve BÖG savaşçılarını selamlıyoruz. Bu zafer, kurtuluşu için canlarını veren şehitlerimize ve sömürüye, zulme uğrayan halkımıza verdiğimiz sözün gerçekleşmesidir.

Bugün, direnişin 134. gününde yükselen sese kulak verelim. Cüret, fedakârlık, umut ve ne tankın ne de tüfeklerin sarsamayacağı inanç abidesi bu ses haykırıyor; Düşen insanlık onuru mudur yoksa katliamlarla beslenen kanlı düzeniniz midir? Düşen yaşamak için verdiğimiz bedeller midir yoksa yaşam dolu diye sunduğunuz içi boş düzeniniz midir? Düşen barışı var etmek için uğruna bedel verdiğimiz halk savaşı mıdır yoksa sermaye derdine düştüğünüz savaş kokan bozuk düzeniniz midir? Düşen Kürt, Türk, Çerkez, Ezidi, Ermeni, Arap ve ezilen halkımızın birbirlerine kenetlenerek verdiği onurlu mücadele midir yoksa mezhepsel, ulusal, kültürel ve benzeri sebepler üzerinden ürettiğiniz şovenist düzeniniz midir? Düşen, imkânsızlıklara ve kısıtlamalara rağmen zafer nidalarını bilinçlerine, yüreklerine işleyenler midir yoksa çeteleri, direnişin kırılması için halkımızdan çaldıklarınızla besleyen sömürü düzeniniz midir? Düşen, deklanşörüyle gerçeğin aynası olan, direnişi kâğıtlara parsel parsel ören ve köhnemiş zihinlerinizi alt ederek direnişi halkımıza ulaştıranlar mıdır yoksa halkımıza sunduğunuz yalanlarla, karalamalarla dolu burjuva-feodal medya düzeniniz midir?

Nitekim Roboski’de, Maraş’ta, Sivas’ta, Dersim’de, Rojava’da olduğu gibi bu soruların da cevapsız bırakılacağı kesinkes ve ortadadır. Sömürü, talan ve baskı düzenine karşı tarih boyu direnişlerle, serhildanlarla, mücadeleyle, bedel verip-bedel ödetme bilinciyle daha önce nasıl cevap vermişsek bugün tekrardan cevap verme sorumluluğu bizlere düşmüştür. Bu anlamda Kobane direnişi halkımızın özgürlük tüten demokrasi ve devrim mücadelesi tarihini, zaferiyle selamlamaktadır.

Nasıl ki “Kobane direnişi, direnişimizdir” diyerek bu mücadelenin bir parçası olduysak aynı şekilde bugün de “Kobane zaferi, zaferimizdir” diyoruz.

TKP-ML TİKKO Rojava Komutanlığı

29 Ocak 2015