TKP-ML MK: Nerede Bir Direniş ve Mücadele Varsa Orada Yaşıyor ve Savaşıyor İbrahim Kaypakkaya!

Açıklama No: 2025/6

Nerede Bir Direniş ve Mücadele Varsa

Orada Yaşıyor ve Savaşıyor İbrahim Kaypakkaya!

Komünist önder İbrahim Kaypakkaya yoldaşın, faşist Türk devleti tarafından katledilmesinin 52. yıldönümündeyiz. Kürt ve Türk uluslarından, çeşitli milliyet ve inançlarından Türkiye işçi sınıfı ve emekçi halkının bu genç komünist önderi ve partimizin kurucusu İ.Kaypakkaya; 18 Mayıs 1973’te aylar süren işkenceler sonucunda Amed Hapishanesi’nde ölümsüzleşti.

İ.Kaypakkaya’nın katledilmesinden günümüze kadar yaşanan sınıf mücadeleleri ve toplumsal pratiğin dersleri; onun sınıf düşmanları tarafından neden “ihtilalci komünizmin en tehlikeli” temsilcisi olarak görüldüğü ve neden tam da bu nedenle katledildiğini ispatlamış durumdadır. İ.Kaypakkaya yoldaş halen Türk devletinin kabusu olmaya devam etmektedir. Bırakalım görüşlerini savunmayı, resminin olduğu afiş ve pankartları taşımak suç olarak görülmektedir. Bu sebepsiz değildir elbette. Çünkü İ.Kaypakkaya yoldaş, TC devletinin üzerinde yükseldiği zemine ışık tutmuş ve dahası bu gerici faşist iktidarın nasıl yıkılacağını göstermiştir.

TC faşizminin korkusu bakidir çünkü İ.Kaypakkaya, coğrafyamızın sınıflar mücadelesinin ürünüdür. Bu toprakların sınıf mücadelesinin en ileri bilincidir. Bu bilinç; coğrafyamızda sınıflar var olduğu ve sınıf mücadelesi sürdüğü müddetçe yaşamaya ve savaşmaya devam edecektir.

İ.Kaypakkaya, coğrafyamızda komünizm ve devrimcilik adına savunulagelen teorileri yırtıp atan, her türden parlamenterist ve reformist anlayışa karşı devrimci hareketin görkemli silkinişi olan ’71 devrimci hareketinin komünist yönünü oluşturmaktadır. TC devletinin öncülü olan Osmanlı Devleti’nin son döneminde başta Ermeni ve Rum devrimcilerin mücadelelerin soykırımla kesintiye uğraması ve aralarında M.Suphi’nin de olduğu TKP’nin önder kadrolarının katledilmesiyle tasfiye edilen devrimci ve komünist hareket, yaklaşık yarım asırlık suskunluktan sonra ’71 devrimci hareketiyle yeniden kendini var etti.

Bu hareket içinde İ.Kaypakkaya hiç kuşku yok ki bir istisna olarak ortaya çıktı. Onun ’71 devrimci önderleri arasında bir istisna olması, aylar süren işkenceler sonucunda “ser verip sır vermeyen” genç bir komünist önder olarak işkencede katledilmiş olması değildi. Onu özel kılan ve ileriye sürdüğü tezlerin önemli bir kısmının halen güncel olmasını sağlayan neden, emperyalizm ve proleter devrimler çağının bilimsel teorisi Marksizm-Leninizm-Maoizm’i savunması ve diyalektik materyalizmi kavrayışıdır. İ.Kaypakkaya yoldaş her şeyden önce pratikte devrimcidir. O, döneminin kitle mücadeleleri içinde yer almış, “sınıf mücadelesinin engin denizine bütün varlığıyla atılmış” ve bu pratikten edindiği tecrübeyi MLM ile sentezleyerek ve “bayatı atıp tazeyi alarak” coğrafyamızda komünist hareketin yeniden ayağa doğrulmasına önderlik etmiştir.

İ.Kaypakkaya’nın ortaya çıkışı, coğrafyamızda başta gençlik olmak üzere işçi sınıfının ve halk kitlelerinin sınıf mücadelelerinden ayrı değerlendirilemez. ’60’lı yıllarda uluslararası alanda yaşanan gelişmeler ve özellikle Çin’de Başkan Mao’nun önderliğinde gerçekleştirilen Büyük Proleter Kültür Devrimi’nin dünyayı sarsan fırtınası, coğrafyanızda da yankısını bulmuş; anti-emperyalist gençlik eylemleri, köylülerin toprak işgalleri ve işçi sınıfının 15-16 Haziran büyük işçi direnişiyle sınıflar mücadelesi yeni bir aşamaya evrilmiştir.

İ.Kaypakkaya bütün bu direnişler içinde yer almış ve bu direnişlerden öğrenerek; Türkiye devriminin niteliği ve yolu, başta Kemalizm’in faşist karakteri olmak üzere Türk devletinin sınıfsal yapısı ve tarihsel gelişimi, başta Kürt ulusal sorunu olmak üzere milli meseleye dair tezleri ve hatta sosyalizmde sınıflar mücadelesine dair tezleri, komünist parti başta olmak üzere örgütlenmeye ve silahlı mücadeleye dair tezlerini ileriye sürmüştür.

İ.Kaypakkaya’nın önce pratikte devrimci olmak ilkesine sıkı sıkıya bağlı olması, onun ülkemizde komünist hareketi bir kez daha ayakları üzerine dikerken ileri sürdüğü tezlerin devrimci ve komünist harekete yol göstermeye devam etmesine neden olmuştur. Böyle olduğu içindir ki; aradan yarım asır geçmesine rağmen İ.Kaypakkaya’nın Türkiye devrimi için ileri sürdüğü tezlerin önemli bir kısmı güncelliğini korumaktadır. Pratikte devrimci olmak, teoriyi pratik devrimci faaliyet içinde oluşturmak, MLM bir ilkedir ve bilimselliğin teminatıdır. Komünist Partisinin üzerinde yükseldiği zemin, ülkemizin sınıf mücadeleleri, kitle hareketlerinden çıkarılan tezler olduğu için, sınıf mücadelesi ve kitle hareketleri sürdüğü müddetçe bu tezlerin güncelliği ve bilimselliği yaşamaya devam edecektir.

52 yıl önce İ.Kaypakkaya yoldaşı katlederek coğrafyamızda işçi sınıfı ve halkın sınıf mücadelelerinin ürünü olarak yeniden ayağa dikilen ihtilalci komünizmi yok ettiğini sananlar büyük yanıldılar. İ.Kaypakkaya’nın “yükseklere çektiği bayrak” dalgalanmaya devam etti. Bugün onun ismi 19 Mart ve sonrasında yaşanan kitle eylemlerinde ve mücadelelerinde özellikle de halk gençliğinin dilinde yankılanıyor, resimleri ellerde dalgalanıyor. İ.Kaypakkaya yaşıyor!

İstanbul’dan Ankara’ya İzmir’den Dersim’e, Orta Doğu’dan Almanya’ya ve hatta Bangladeş’ten Hindistan’a, Filipinler’den Nepal’e bütün direniş ve eylemlerde İ.Kaypakkaya yoldaşın ismi ve resmi yankılanıyor. Ölümsüzleşmek budur işte! Sahte kimlik yapmak için çektirdiği kasketli fotoğrafı halen hakim sınıfları korkutmaya yetiyor. İ.Kaypakkaya yoldaş, nerede bir direniş ve mücadele varsa orada yaşıyor ve savaşıyor.

İbrahim Kaypakkaya Kavgamızda Yaşıyor, Yaşayacak!

TKP-ML MK

Mayıs 2025

Englısh: https://www.tkpml.com/tkp-ml-cc-wherever-there-is-resistance-and-struggle-there-lives-and-fights-ibrahim-kaypakkaya/?swcfpc=1

Arapça: https://www.tkpml.com/tkp-ml-حيثما-توجد-المقاومة-والنضال-يعيش-ويق/?swcfpc=1