BEYANIMIZDIR!

BEYANIMIZDIR!

“Baskına uğradığımızda ayağımdaki ayakkabılarımın her ikisinin altı da topuğuna kadar yırtıktı. Ayaklarım donmaya başlamıştı.” (28 Şubat 1973, Amed, Hapishanesi’nden Mektup, İbrahim Kaypakkaya Bütün Eserleri, Umut Yayımcılık, s. 555)

Bu topraklarda –daha öncesi olmakla birlikte– yeniden ayağa dikildiğimizde ve yola koyulduğumuzda, ayağımızda 45 numara çelik marka lastik ayakkabı vardı. Bundan 46 yıl önce yola çıktığımızda bütün “mal varlığımız” ortadaydı:

“…Kafasında askeri parka, altında ceket, kazak ve diğer elbiselerin bulunduğu, paçasında üst üste giyilmiş üç tane pantolon, ayağında bir çift beyaz yünden yapılmış ve köylerde elle örülen çorap ve onun üzerinde naylon çorap, ayağında bir çift 45 numara Çelik marka lastik ayakkabının bulunduğu müşahade edildi…. 29 Ocak 1973” (age, s. 553)

Partimiz böyle yola çıktı. Dağları ve şehirleri binlerce militanın emeği, yüzlerce yoldaşımızın kanı ve canı üzerinden kızıla boyadı ve bu topraklarda devrim iddiasından bir an olsun bile geri durmadı. Ülkemizin tarihi, devrim ve komünizm şehitlerinin tartışmasız tanıklığında, halkımızın özgürlük, demokrasi ve sosyalizm iddiası ve cüretidir.

Kurucu önderimiz İbrahim Kaypakkaya yoldaştan, son şehitlerimiz Serdar Can ve Güzel Şahin ve de Nubar Ozanyan yoldaşa uzanan çizgide ayağımızda hep kara lastikler oldu! Ermenek’te yaşanan madenci katliamında, katledilen madencilerden biri olan Tezcan Gökçe’nin babası Recep Gökçe’nin yırtık kara lastiklerinin bize anlattığı sadece derin bir yoksulluk ve yoksunluk değildir. Bu toprakların halkı ve devrimcilerin arasındaki bağa işaret eder bu durum.

Cizre bodrumlarında tank bombalarıyla bedeni paramparça edilen Mehmet Tunç’tan Dersim Aliboğazı’nda uçak bombalarıyla bedeni paramparça olan 12 yoldaşımıza uzanan katliamlar silsilesi sadece bir vahşeti değil aynı zamanda zalimin zulmüne karşı direnişi, faşizme karşı mücadeleyi anlatır.

O Kürt çocukları ki vahşet bodrumlarında katledilmeden önce, geride kalan cenazeleri tanınsın/bilinsin diye boyunlarına bakır telle isimlerini yazarlarken bizim payımıza da devrimi yazdılar.

Yoldaşlar, çeşitli ulus ve milliyetlerden halkımız;

Zor bir süreçten geçiyoruz! Partimiz bir kez daha darbeci tasfiyeci bir saldırıyla karşı karşıya kaldı. Partimizin içinden geçtiği bu zorlu süreçte bir kez daha yönümüzü devrim ve komünizm şehitlerine dönüyoruz. TKP/ML, yarım asra yaklaşan tarihsel birikimi, binlerce yoldaşımızın emeği, yüzlerce yoldaşımızın kanı ve canı üzerinden yükselen geleneğimiz, bu süreci aşmaya ve partimizi sınıf mücadelesinde yeniden hak ettiği yere taşımaya muktedirdir. Bu süreçte dayanağımız, parti ve devrim şehitlerimizin bizlere bıraktığı miras kadar; halkımızın özgürlük, bağımsızlık ve demokrasi talebidir. Bu talebi Demokratik Halk Devrimi ile yerine getirmek, sosyalizmle taçlandırmak görevimizdir.

Faşizmin gemi azıya aldığı bu süreçte, gücümüz şehitlerimiz olduğu kadar bitmez tükenmez güç kaynağıyla halk kitleleridir. Partiyi yeniden örgütlememiz demek, şehitlerimizin yaşayan mirasıyla halk kitleleriyle daha güçlü bağlar kurmamız demektir. Bu görev başarıyla yerine getirildiği oranda yaralarımızı sarabilir, Partimizi ilkeleri üzerinde yeniden ayağa dikebiliriz. Bu görevi yerine getireceğimize inancımız tamdır. Biliyoruz ki, Partimiz, Türkiye devrimine önderlik etmeye muktedirdir. Çünkü partimiz Nubar Ozanyan yoldaşımızın yaşam ve mücadele pratiğinde de görüleceği üzere, Kaypakkaya yoldaştan devraldığı mücadele çizgisini ve yaşam pratiğini sürdürmektedir.

Olacaksa bu topraklarda devrim (ki olacak) nasırlı ellerin ve kara lastikli ayakların ve elbette boyunlarına bakır tellerle isimlerini yazan Kürt çocukların devrimi olacak!

Kaldırın başınızı! Meral Yakar yoldaşla başlayan yürüyüşümüz sürüyor!

Kaldırın yumruklarınızı! Nubar Ozanyan yoldaşla kavgamız sürüyor!

Devrim ve Komünizm Şehitleri Ölümsüzdür!

Meral Yakar’dan Güzel Şahin’e Şan Olsun Partimize!

Yaşasın Partimiz TKP/ML, Önderliğinde TİKKO, TMLGB!

 

TKP/ML Örgütlenme Komitesi

Ocak 2019