Yetiş Yalnız

Yetiş Yalnız

Ölümsüzleştiği tarih: 24 Kasım 2016

1981 Fransa doğumlu olan Yetiş Yalnız yoldaş, aslen Dersim Merkez’e bağlı Peter köyündendir.

Uzun yıllardır Partimiz saflarında mücadele yürüten yoldaş, Batı Avrupa alanında çeşitli komitelerde görev almıştır. Aynı zamanda kültür-sanat alanında çalışmalar yürütmüştür.

2010 Ağustos ayında ülkeye gelerek TİKKO saflarına katılmıştır. Yetiş Yalnız yoldaş aynı zamanda TİKKO Müzik Topluluğu kurucusu ve üyesiydi.

Yetiş Yalnız yoldaş, 24 Kasım günü saat 15:00 sıralarında faşist TC devletinin 24 Kasım 2016’da Dersim Aliboğazına yönelik hava ve kara saldırılarında, Munzur parti isimli Serkan Lamba, Ferdi parti isimli Doğuş Fırat Doğan, Tuncay parti isimli Murat Mut, Orhan parti isimli Alican Bulut, Cem parti isimli Umut Polat, Ekin parti isimli Gamze Gül Kaya, Özlem parti isimli Hatayi Balcı ve Zilan parti isimli Esrin Güngör yoldaşlarla birlikte ölümsüzleşti.

Düşmanın saldırısına karşı 28 Kasım’daki TKP-ML TİKKO gerillalarının devrimci eyleminde ise Aşkın parti isimli  Hasan Karakoç, Bakış parti isimli Samet Tosun ve Hakan parti isimli Ersin Erel yoldaşlar ölümsüzleşmişlerdir.

Parti ismi Ahmet olan Yetiş Yalnız yoldaş, TKP-ML’nin 1. Kongresi’nde Parti Üyesi olarak kabul edildi.

<em>Dersim Aliboğazı Ölümsüzleriyle ilgili Fransada yapılan bir grafiti<em>

*****

AÇIKLAMALAR

Maoist Komünist Partisi [Fransa]

Fransa|22.05.2017| Maoist Komünist Partisi Aliboğazı’nda şehit düşen halk savaşçıları için bir açıklama yayınladı.Açıklama da Yetiş Yalnız ve 11 TiKKO gerillası için de Fransa’nın Montpellier, Clermont-Ferrand, Villier le Bel ve Arnouville şehirlerinde afiş yaptığını duyurdu. Açıklama şu şekilde:

“Büyük bir acıyla TİKKO savaşçısı Yetiş Yalnız ve 11 yoldaşının ölüm haberini almış bulunmaktayız. Şehit ailelerine ve TKP/ML’li yoldaşlara başsağlığı diliyoruz.

Özellikle onu tanıma fırsatı yakalamamızdan kaynaklı Yetiş’in tarafımızca onurlandırılmasını önemli görüyoruz.

Yetiş öncelikle özel bir insandı. Fransa’da doğan Yetiş, Nevers ve ardından Strasbourg’da büyüdü. Yetiş, Türkiye’den sürgün edilen komünist bir aileden gelmekteydi. Bundan dolayı devrim mücadelesinin Fransa’da da sürdüğünün ve toplumu değiştirmenin gerekliliğinin farkındaydı.

Yetiş bir halk evladıydı ve doğal olarak küçük yaşından itibaren Fransa’da kapitalist saldırganlığa karşı Nevers’de, Strasbourg’da ve Paris’te mücadeleye girişti.

Yetiş, YDG`li yoldaşları için bir fedakârlık örneğiydi ve bunun ötesinde saygı duyulan bir faaliyetçi ve örgütleyici olarak tanınıyordu.

Böylece Yetiş YDG’de kısa zamanda önemli sorumluluklar aldı ve örneğin “Cüret” isimli dergi ve Fransa’daki gençlik örgütlenmeleri gibi görevleri coşkuyla yerine getirdi.

Sarsılmaz bağlılıkla, örnek komünist faaliyetçi olarak tüm kavgaların en ön sırasındaydı. Bu nedenle Fransa devleti anti-terör yargıçları tarafından izlendi ve kısa bir süre tutsak edildi.

Yetiş daha sonra Türkiye’de uzun süreli halk savaşı için TİKKO saflarına katılmaya karar verdi.

Yetiş müzikal anlamda çok yetenekli bir müzisyendi. Profesyonel bir kariyeri seçmedi, çünkü onun öncelikleri mücadele idi. O, şarkılarında, devrimci geceler ve festivallerde sanatı ve devrimi birleştiriyordu. Fransa’dan Türkiye’ye gittiği gerilla faaliyetinde de, TİKKO Müzik Topluluğu bileşeniydi.

Yetiş, sen alçak gönüllükle komünizm için mücadele ettin. Senin hatıran bize örnek oluşturuyor ve yön gösteriyor.

Devrim bayrağını yukarıda tutalım!”

*****

TKP/ML Dersim Parti Komitesi: “Yangınlara Fazla Bakan Gözler Yaşarmaz! 12’ler Savaş ve Mücadele Gerekçemizdir!”

TKP/ML Dersim Parti Komitesi: “Yangınlara Fazla Bakan Gözler Yaşarmaz! 12’ler Savaş ve Mücadele Gerekçemizdir!”

 

 

TKP/ML GYDK Açıklaması: “12’lerin Aliboğazı’nda Gösterdikleri Kahramanca Direniş Halk Savaşında Yeni Bir Manifestodur!”

TKP/ML GYDK Açıklaması: “12’lerin Aliboğazı’nda Gösterdikleri Kahramanca Direniş Halk Savaşında Yeni Bir Manifestodur!”

 

TKP/ML TİKKO ROJAVA KOMUTANLIĞI: “12’leri anmak, onların boş kalan mevzilerini doldurmaktır!”

TKP/ML TİKKO ROJAVA KOMUTANLIĞI: “12’leri anmak, onların boş kalan mevzilerini doldurmaktır!”

Enternasyonal Özgürlük Taburu Aliboğazı Ölümsüzlerini Andı

Enternasyonal Özgürlük Taburu Aliboğazı Ölümsüzlerini Andı

 

****

Yetiş Yalnız yoldaşla ilgili basında çıkan haber, yorum ve makale:

Bir sanatçı gerilla Yetiş Yalnız

Hikayeleri vardır; dağların, taşların, uçurumların, nehirlerin, insanların, hayvanların ve ağaçların. Her şeyin bir hikayesi vardır. Yolların da… Kimi ömürler kısa gibidir, ancak mesele ne kadar gün ya da yıl yaşadığın değil, ne kadar yol yürüdüğündür.“Mutluluk varılacak yerde değil, yoldadır” demiş Bern Williams.Yetiş Yalnız bir yolcuydu, ömrünün tümünü yol aşkına harcadı. Öyle bir inancı vardı ki; bin defa dünyaya gelse bin defa bu yolda korkusuzca yürüyecek cesarette, naif, temiz ve sanatçıydı.

2009’da Paris’te Pere-Lachaise Mezarlığı’nı gezerken bana rehberlik ediyordu Yetiş. Önce Yılmaz Güney’in mezarını ziyaret ettik. Sonra yukarıya doğru kıvrıla kıvrıla dönen Arnavut kaldırımlardan, Ahmet Kaya’nın mezarına kadar yürüdük. Birkaç cümle yazdığım kağıdı beyaz mermerin üstüne bıraktım. Çisil çisil yağmur yağıyordu. Orada kalıp kurumasındansa yağmur suyu ile mezarına akmasının bende yarattığı mistik bir duygu ile ayrıldık ordan. Bilenler bilir Pere-Lachaise Mezarlığı adamın aklını başından alır. Farklı yüzyılların filozof, yazar-çizer sanatçılarının mezar taşlarının bir destan gibi kükremesi, insanı şaşırtarak okutuyor. Hasbelkader kitaplarına, resimlerine rastlamıştır herkes. İnsan orada karıştırıyor hüzün ile coşkuyu. Mezar taşlarıyla iftihar olunur mu? Olunurmuş. Yetiş yolu istinat duvarına doğru götürdü.

“Bunlar Fransız komünarları yoldaşım” dedi iftiharla. “Burada kurşunlanmışlar ve hiçbiri diz çökmemiş.”

Gözlerine baktım. “Ölmek diye bir şey vardı,” diyor ya Hasan Hüseyin; evet, madem ölecektik, o zaman dik durup ölürsek mezar taşlarımızla iftihar edecekler. Öyle bakıyordu işte Yetiş. İlk defa orada fark ettim ki Yetiş Yalnız dağa açmış yüreğini. Ki iflah olmaz aşktır “dağ.” Açıkça ona şu cümleyi kurdum:

“Yetiş; sende dağa çıkma tutkusu var, bunu hissediyorum ama mücadele sadece dağ değil. Sen çok yetenekli bir sanatçısın, devrimin sanatçıya, sanata, bilime ve tekniğe de ihtiyacı var. Elbette sanatçı ille şehirde de olmaz, mücadele neredeyse orada olmalıdır. Lakin sana bu alanda çok ihtiyaç var.”

Yüzüme baktı illegal bir tavırla. Yetiş, çok genç ve çok heyecanlıydı. Sanat konusunda dahiyane bir yeteneğe sahipti. Her enstrümanı çalar, belgeselden aranjörlüğe kadar teknik alanda da bir derinliğe sahipti. Devrimci sanat noktasında tutarlılığı onu Yılmaz Güney’in tabiri ile “Halkın sanatçısı halkın savaşçısıdır” iradesine kavuşturmuştu.

Hozan Serhat, Halil Uysal-Dağ da aynı tutku ile dağa yolculuk yapmışlardı. Biri bağlama diğeri kamerası ile canlarından çok sevdikleri davalarına armağan ettiler kendilerini. Yetiş de öyle yaptı. Ve nihayet dağdan her gün inen haberlerin fotoğraflarla anlatıldığı bir sayfada yüzünden eksilmeyen sükûnet, kırmızı yanaklarına düşen karanfil, gözlüklerinin ardından gülümseyen o çocuk gözlerini gördüm.

Kirmanckî öğrenip dağ kokulu besteler yapan o sanatçı gerilla Dersim’de ölümsüzleşen 12 kişiden biriydi Yetiş Yalnız…Çok sahne aldık birlikte, çok sohbet ettik. Avrupa’da İbrahim’i anma konserlerinde özellikle ayrı bir heyecanla çalışırdı. Nerede olursa olsun bir devrim hamalıydı o. Bu kadar erken yaşta davayı bu kadar içselleştirmesi onu devrim yolcusu ve davanın kahramanı yapıyor benim nazarımda. Ölümüne İslami bir ibare yapıştırıp “şehit” demeyeceğim. Zira o komünistti, hakkı ile dövüştü ve Karl Marx’ın Fransız Komünarları için dediği; “Göğü fethetmeye çıkan kahramanlar” tanımı Yetiş Yalnız ve beraberindekiler için de en doğru tanımdır. Onlar Munzurlarda dorukları fethetmeye çıkan kahramanlardı.

H.S. 11 Mayıs 2017. Yeni Özgür Politika

******

VİDEOLAR