Ermeni Halkının Öz Örgütlenmesini Destekleyin! Soykırımın Çocuklarına Ses Verin!

MARTYR NUBAR OZANYAN ARMENIAN BATTALION...

Ermeni Halkının Öz Örgütlenmesini Destekleyin!

Soykırımın Çocuklarına Ses Verin!

Bugün Ortadoğu’da Kuzey-Doğu Suriye’nin özerk topraklarında tüm halkların birarada yaşama fırsatı doğmuştur. Diğer halklar gibi Ermeniler de bu topraklarda IŞİD gericiliğine karşı savaşmış ve evlerini savunmuştur. Soykırımın çocukları bugün bir askeri tabur ve bir sosyal konseyde hem askeri gücünü hem de halkını örgütlüyor. Halkların ortak yaşamını güvence altına alan bu topraklar, başta Türk devleti olmak üzere birçok devletin tehdidi altındadır. Ermeni Halk Meclisi olarak başta diasporada yaşayan Ermeni halkımız olmak üzere özgürlük, barış ve ortak yaşamı savunan herkesi, Kuzey-Doğu Suriye’nin özerk topraklarında vatanını savunan ve ulusunu oluşturan Ermeni halkıyla dayanışma kampanyamıza destek vermeye çağırıyoruz.

 

 

Suriye’deki Ermeni halkının tarihi

Osmanlı Devleti’nin 1915 yılında başlattığı soykırım sırasında Kemalizm’in ve Türkiye Cumhuriyeti’nin atası olan faşist Jön Türk rejimi tarafından yaklaşık 1 milyon Ermeni, Suriye topraklarına sürüldü ve Suriye’de yaşama fırsatı buldu. Ermenilerin küçük bir kısmı kültür, dil ve dinleri ile kendilerini koruyabildiler, ancak çoğunluğu Kürt veya Arap Müslüman ailelerce asimile edildi.

Ermeniler, Esad yönetiminin tekrar geleceğinden korkuyor. Esad rejiminden korkan Ermeni halkı Rojava devriminde, Kürt halkının başlattığı demokratik yönetime yaklaşmakta da tereddüt etmiştir. Kürt halkına hep belli bir mesafede durmuştur. Bugün Suriye’deki Ermenilerin sayısı net olarak bilinmemekle birlikte 40-50 bin civarında olduğu tahmin edilmektedir.

 

 

Rojava’da meşru müdafaanın anlamı (YPG-Kürtler, QSD-Arap, Asuri/Süryani Askeri Meclisleri) ve Ermeni halkının öz savunması

2004 yılında Suriye Rejimi’nin baskısı sonucunda başlayan meşru müdafaa örgütleri, 2011 yılında yeni bir döneme girerek YPG/YPJ’nin oluşmasına yol açmıştır. Sonraki yıllarda, Kuzey-Doğu Suriye topraklarının DAİŞ saldırısından kurtarılması ve halkların savaşa katılması, ortak vatanlarının toplu savunmasına yol açtı. Türk destekli DAİŞ’in başta Kürt halkı olmak üzere Arap, Asuri, Süryani, Ermeni, Türkmen ve diğer halklar tarafından yenilgiye uğratılmasıyla birlikte Kuzey-Doğu Suriye’de devrim yapılmış ve özerk bir yönetime kavuşmuştur. Her halk, askeri meclis ve toplumsal örgütlenmesini kendi öz savunması bağlamında yürütmektedir. Rojava devriminden sonra Rojava’da yaşayan Ermeniler tarafından Nubar Ozanyan Askeri Taburu ve Ermeni Sosyal Konseyi kuruldu. Ermeni halkının öz savunma taburu olan Nubar Ozanyan Taburu, Suriye Demokratik Konseyi ve Özerk Yönetimi’nin öz savunması olan Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) bir parçası olarak örgütleniyor. Türkiye Cumhuriyeti ve çetelerinin işgal tehditlerine karşı askeri alanda ülkenin savunmasına hazırlanırken, soykırımın tarihini, dilini ve kültürünü öğrenerek kimliklerini korumaya çalışıyorlar. Hıristiyan ve Müslümanlaşmış Ermeniler, aynı çatı altında kimliklerini sahiplenerek ikinci bir soykırım dayatmasına karşı halk olarak Rojava devrimini savunarak, diğer halklarla birlikte yaşamı geliştiriyorlar. Kadınların özgürlük mücadelesine özel önem verilmektedir: Sosyal Konsey çatısı altında kadın çalışmaları konusunda özel bir komite oluşturulmuştur; Nubar Ozanyan Kadın Taburu ise kadınların meşru müdafaaya katılması için örgütleniyor.

Bugün

Faşist Türk devletinin Karabağ’a yönelik saldırıları yanısıra Rojava’ya yönelik işgal ve tehditleri, Kuzey Doğu Suriye Özerk Yönetimi’nin topraklarında yaşayan Ermeni halkını daha da savunmaya zorluyor. 106 yıl önce yaşanan soykırımın tekrarını yaşamamak, bölgede oluşan halkların birliğini korumak, unutulan kültür ve dillerini yeniden öğrenmek için meşru müdafaa mutlak bir zorunluluktur. Dağlık Karabağ’daki işgal, Suriye’de yaşayan Ermenilere büyük dersler verdi: Öz savunmanın daha da geliştirilmesi ve diğer halklarla ilişkilerinin daha da güçlendirilmesi… Bu anlamda birçok farklı halktan biri olan Ermeniler, dikkatlerini kendi askeri ve sivil kurumlarını kurmaya yöneltmişlerdir. Daha güçlü Ermeni kurumları ve daha güçlü öz savunma ile diğer halklarla birlikte yaşamak mümkün hale geliyor.

 

Kampanyanın Amaçları Nelerdir?

  1. Ermeni halkının mücadelesi Rojava devriminden bağımsız değildir. Burada yaşayan Ermeniler de devrimi kucaklamak ve güçlendirmek için bu devrimi kendi cephelerinden de güçlendireceklerdir. Kampanyanın rolü, bu önemli çalışmayı desteklemek ve farkındalık yaratmaktır.
  2. Nubar Ozanyan Taburu, Rojava devrimini ve kendi halkını askeri olarak savunan öz savunma gücüdür. Bu anlamda Türk faşizmine ve desteklediği çetelere karşı cephede durmaktadır. Tabur, Ermenilerin ve dünyadaki müttefiklerinin siyasi, askeri ve mali desteğine ihtiyaç duyuyor.
  3. Ermeni Sosyal Konseyi, Kuzey-Doğu Suriye Ermeni halkının sivil örgütüdür. Soykırımdan sonra Müslüman olarak yaşayan ve Arap ya da Kürt olan Ermenilerin anadillerini öğrenmeleri ve tarihini bilmeleri gerekmektedir ve Konsey’in yaşayan bir kültürün geri getirilmesinde önemli bir yeri vardır. Hem Hıristiyan hem de Müslüman Ermeni halkını tek çatı altında örgütleme anlayışına, gözetimine ve yeteneğine sahiptir. Kendi halkını örgütlemeyi ve Rojava devriminin kazanımlarını yaygınlaştırmayı hedefliyor. Bu, varoluşun ve mücadelenin bakış açısıdır. Bu anlamda hem öz savunma hem de demokratik-kültürel kazanımları güçlendirecektir. Bu sosyal projeleri hayata geçirmek için Konsey’in Ermeni ve diğer sivil toplum kuruluşları ve aktörlerinden uluslararası desteğe ihtiyacı vardır.

 

 

Englısh: https://www.tkpml.com/support-the-self-organization-of-the-armenian-people-give-voice-to-the-children-of-genocide/