Genç kadınlar, genç işçiler, öğrenciler, genç işsizler;
Türkiye ve Kürdistan’da sürmekte olan kıyasıya mücadele, toplumun her kesimini etkisi altına alarak ve giderek şiddetini arttırmaktadır. Savaşın biçimi, boyutu, şiddeti dünden farklıdır. Bu süreç bir taraftan toplumun tüm kesimlerini adeta bir mengeneye alıp boğarken diğer taraftan ise bundan kurtuluşun imkan ve olanaklarını yaratıyor. İnsanlarımız görülmemiş bir karanlığın içinde adeta nefessiz bırakılırken ondan kurtulmanın yolunu bulmaya çalışıyor. Büyük bir savaştır bu ve bu savaşta yeni bir eşiğe geldik. Büyük altüst oluşlara gebe bir sürecin içerisindeyiz.
Hem dayatılan bu karanlığı hem de ona karşı gelişen mücadeleyi en önde gençlik karşılıyor. Genç kadınlar, genç işçiler, işsizler, öğrenciler; yaşadığı her şey isyan nedeni haline gelen gençliğimiz karşılıyor.
Gençlik için kapitalist sistem içerisinde yaşam alanı kalmamıştır. Bu gerçeği, kışlalara çevrilmiş okullardan, zindana dönüştürülmüş fabrika ve atölyelerden, düşman mevzilerine evrilen sokaklardan biliyoruz. Gençlere faşizmin gerici ideolojisi, baskı ve yıldırma politikalarıyla kabul ettirilmeye çalışılmaktadır. Anti-bilimsel eğitim yöntemleriyle akademik eğitimden bahsedilemez hale gelindi. Binbir engele rağmen mezun olanlar, emekleri yok sayılarak, işsizler ordusuna katıldı. Ekonomik kriz yüzünden okuluna devam edemeyen gençler, çalışma alanlarına yöneldi. Çalışma alanlarında ise sorunlar katlanarak devam etti. Gençlik yaşamsal ihtiyaçlarını karşılamak bir yana, akşama alacağı ekmek parasını düşünür duruma getirilmiştir. Ucuz iş gücü olarak görülüp, en ağır çalışma koşullarına mahkum edildi. Fabrikalara, atölyelere hapsedildi. Genç kadınlar, sokaklarda gönül rahatlığıyla dolaşamaz hale getirildi. Dışarıda zaman geçirmek bir yana, yalnızca yürürken bile şiddete maruz bırakılıyorlar. Tanıdık ya da tanımadık kişiler tarafından taciz ediliyor, tecavüze uğruyorlar. Her gün katlediliyor, eğer ”şanslıysalar” kapanmayacak yaralarla “kurtuluyorlar.” Geleceğe dair tüm umutları, bu köhnemiş sistem ve faşizm tarafından ellerinden alınmıştır.
Sermaye ve temsilcilerinin kendilerine muhalif hiçbir sese tahammülleri kalmadı. Mahkum ettikleri bu yaşama karşı çıktıkları için devrimci, sosyalist, yurtsever gençler saldırılara uğruyor. Faşizmin polisi, askeri ve sivil faşist güçleri tarafından darp ediliyor, tehdit ediliyor, gözaltına alınıyor, tutuklanıyor, katlediliyor. Genç kitleler faşizmin her türlü gericiliğiyle sınanıp, şiddet araçlarıyla terbiye edilmeye çalışılıyor.
Faşizme Karşı Çözüm Devrimde!
Artık yeter! Sorunlarımızı sadece konuşma zamanı çoktan bitmiştir. Sistem içi hiçbir çözüm yolu bulunmamaktadır. Bütün bu köklü sorunların çözümü ancak yine köklü bir değişimle mümkündür. Kapitalist sisteme ve faşizmin egemenliğine son vermek bir zorunluluk haline gelmiştir. Şimdi yapmamız gereken, bizlere bu yaşamı reva görenleri alaşağı etmek için pratiğe atılmaktır.
Savaşı örgütlemekte, saflarımıza yeni savaşçılar kazanmakta ve Birleşik Devrim’i gerçekleştirmekte bizlere düşen hayati görevlerimiz var. Savaşmak gerek! Savaşmadan hiçbir şey elde edemeyiz. Ne kazandıysak elde silah kazandık. Zindanlarda, dağlarda, şehirlerde devrimci, yurtsever, sosyalist gençler karşı-devrimci zoru, zorla yendi; Kürdistan’da ve Türkiye’de, şehirlerin meydanlarını ve varoşlarını faşistlere dar etti. Birleşik devrim uğruna yürütülen inatçı savaşımla gelişti, gelişmeye devam ediyor. Halkların Birleşik Devrim Hareketi, bu eşsiz savaşın ve ölümsüz yoldaşların mirası üzerinde zafere yürüyor.
Geçmişte topraklarımızdaki devrim hareketinin çıkışını gerçekleştiren ve bizlere yol açan Denizler, Sinanlar, Mahirler, Mazlumlar, İbrahimler; bu gerici sisteme karşı verilen savaşta, genç komünist ve yurtsever önderler olarak ön saflarda yer aldılar ve halklarımızın umudu oldular. Onlar ve ardılı kuşaklar, on binlerce insanı harekete geçirdiler; işçilerin grevlerinde, köylülerin direnişlerinde yer aldılar. Emperyalizme karşı mücadeleden de geri durmadılar. İşte Denizler 6. Filo askerlerini denize dökerken bize kitlesel devrimci şiddetin öncü örneklerinden birini göstermiştiler. Faşistleri okullardan, emekçi semtlerinden atarken gözlerini budaktan sakınmadan kavgaya atıldılar. Kitle mücadelesini devrimci temelde ele aldılar. Reformizme, parlamenterizme kapılmadılar. Mücadelenin geleceğini militan hareket tarzında gördüler, yasal sınırlara teslim olmadılar. Nasıl gerilla savaşında bize örnek oldularsa, kitle mücadelesinde de mücadeleyi ileri taşıyacak her adımı atmaktan kaçınmadılar. Deyim yerindeyse kitle mücadelesinin önderleri olarak tıpkı bir gerilla gibi düşündüler, gerilla gibi hareket ettiler.
Bugün de Türkiye ve Kürdistan topraklarında faşizmin tüm kalıntılarını kökünden kazıyana kadar onların gösterdiği kararlı ve militan mücadele örnekleri rehberimiz olmalıdır. Bugün onların yolu, Halkların Birleşik Devrim Hareketi’nin bayrağı altında birleşip savaşanların yoludur.
Buz kırıldı, yol açıldı. Yan yanayız. Şehirlerdeyiz, dağlardayız, fabrikalardayız, okullardayız, meydanlardayız, sokaklardayız. Türkiye ve Kürdistan toprakları artık Birleşik Devrim tarihinin final sürecine tanıklık ediyor. Ya bu devleti yıkacağız ya da boğazımızı bir mengene gibi sıkan bu çürümüşlük soluğumuzu kesecek. Başka yolumuz yok. Faşizme karşı, tek yol birleşik devrimdir.
Birleşik Devrim’in gençleri, faşizme karşı savaşmak isteyen bütün gençliği saflarına katmak için bütün enerji ve kararlılıklarıyla öne atılmalı kavga bayrağını en önde militanca taşımalıdır. Şimdi birlikte daha güçlü, daha cesur, daha atılganız. Ve biliyoruz durum devrimcidir! Yapmamız gereken tek şey, ”İleri… Daha İleri…” gitmektir.
Kürdistan ve Türkiye devrim cephesindeki gençliğin mücadele silahlarını kuşanma zamanıdır. Birleşik Devrim’i gerçek kılma zamanıdır.
Tüm ayaklanmalarda gençlik en önde saf tutuyor. Haziran Ayaklanması, 6-8 Ekim Kobane Serhıldanı, özyönetim direnişlerinde gençlerimiz büyük bir kararlılık ortaya koydu. Bağrında Sinanları, Ozanları, Aynurları, Cerenleri, Taylanları, Ulaşları, Fıratları, Sara ve Rukenleri çıkaran bir gençliğimiz var. Gençliğimize inanıyor ve birleşik devrimin inşasında öncü bir rol oynayacağına güveniyoruz.
Gençliği HBDH saflarında; sokakta barikata, şehirde milise, dağda gerillaya katılmaya, örgütlenmeye çağırıyoruz.
Çözüm Devrimde!
İleri… Daha İleri!
Yaşasın Halkların Birleşik Devrim Hareketi!
HBDH YK
12 OCAK 2023