MKP, TKP-ML: KOMÜNİST ÖNDER İBRAHİM KAYPAKKAYA DEVRİM KARARLILIĞIMIZIN VE FAŞİZMİ YIKMANIN ADIDIR!

KOMÜNİST ÖNDER İBRAHİM KAYPAKKAYA DEVRİM KARARLILIĞIMIZIN VE FAŞİZMİ YIKMANIN ADIDIR.

 47 YILDIR SÖNMEYEN MEŞALEMİZDİR!

Çeşitli milliyetlerden ve azınlıklardan ezilen halkımızın yüreğinde 18 Mayıs’ın çok özel bir yeri vardır. 18 Mayıs, komünist önder İbrahim Kaypakkaya yoldaşın zindanlarda faşizmi yenilgiye uğrattığı günün adıdır. 18 Mayıs, komünistlerin zindanlarda dahi faşizme ağır darbeler indirebileceğinin ispatı ve aynı zamanda kuşaklar boyu sürecek devrim mücadelesinin, direnişin, başkaldırının simgesi olmuştur.

18 Mayıs; ülkemiz topraklarında ezilen halkımızın, sömürülen işçinin, her geçen gün daha fazla fakirleşen ve toprağı zehirlenen köylünün, kırıma uğrayan kadınların ve LGBTİ+’ların, soykırıma uğrayan Ermenilerin, Kürtlerin ve diğer azınlıkların, inancını yaşayamayan Alevilerin, hayatları parçalanan ve sefalete/ırkçı saldırılara maruz bırakılan mültecilerin zulme karşı haykırışlarının günüdür aynı zamanda.

18 Mayıs, işkenceler karşısında ser verip sır vermemenin, kararlılığın, devrim bilincinde netliğin ve yol göstericiliğin adı olmuştur.

18 Mayıs’ı zaferleştirerek komünizm mücadelesinin bayrağını bu topraklarda en yükseklere taşıyan İbrahim yoldaşın devrim çağrısı, dayatılan sınırları çoktan aşmış, Rojava’da TC faşizmine karşı savaşanların yüreğinde, bilincinde yer edinmiştir. İbrahim yoldaş sadece Türkiye halkının yüreğinde değil, Ortadoğu halklarının gönlünde daha fazla yer edinmektedir.

TC’nin faşist iktidar güçleri, 47 yıl önce İbrahim yoldaşı katlederek yok ettiklerini sandıkları komünizm mücadelesi Türkiye ve Kürdistan coğrafyasında sürmeye devam etmektedir. Nerede bir antifaşist, anti emperyalist bir isyan, başkaldırı, direniş varsa İbrahim yoldaş orada yaşıyor, yol göstermeye devam ediyor. Sömürülen işçilerin çekiç seslerinde, cefakar köylülerin nasırlı ellerinde, dağlarda silah elde faşizme isyan bayrağını açan gerillaların mavzerlerinde, kırıma uğrayan kadınların/LGBTİ+’ların ve geleceği gasp edilen halk gençliğinin sloganlarında, gölgesi satılamadığı için kesilen ağaçların/ormanların köklerinde, inancını yaşayamayan Alevilerin adalet arayışında, soykırıma uğrayan ulusların sessiz çığlığında İbrahim yoldaşın devrim çağrısı yankılanmaktadır.

Tüm baskılar, zulümler, katliamlar yetmezmiş gibi korona salgınında da bedel ödeyen halkımıza sesleniyoruz. Bu salgının tek sebebi, doğamızı katleden, sağlık sistemini özelleştirerek kendi dükkanları haline getiren emperyalistler ve kapitalistlerdir. Alınan önlemler pansumandır, ilk etapta zenginlerin kendilerini korumaları amaçlanmaktadır. Salgın döneminde işçilere ve emekçilere ölüm reva görülmüştür. Bu salgın, sistemin gerçek ve kanlı yüzünü bir kez daha karşımıza çıkarmıştır. Felaket dönemlerinde sistem karşısında hiçbir ezilenin, sömürülenin kıymeti yoktur.

Halkımız bilmelidir ki, İbrahim yoldaşın devrim çağrısının karşılığı faşist iktidarın yıkılmasıdır. Baştan sona silah zoru ve baskıyla iktidarını sürdüren faşist iktidara karşı devrimci şiddet olmazsa olmazımızdır. Salt sözcüklerle ezilmişliğimizden kurtuluş sağlanamaz, faşizmden kurtulmanın tek yolu örgütlülüğümüz ve silahımızdır.

Kaypakkaya yoldaşı andığımız bugün de faşizme, emperyalist-kapitalist düzene meydan okumaya devam ediyoruz. 18 Mayıs 1973’te olduğu gibi bugün de İbrahim yoldaştan devraldığımız kızıl bayrağı tüm mevzilerimizde dalgalandırıyor, umudu yükseltmeye devam ediyoruz.

Sanılmasın ki medyası ve üstün teknoloji ile donatılan faşist iktidar, bu sömürü çarkı yıkılamaz.

Sanılmasın ki soykırımlara uğrayan halklar ilelebet susacak, kaderlerine maruz kalacak.

Sanılmasın ki işçi sınıfı bu sömürü düzenine başkaldırmayacak. Bu düzeni elbet yıkacağız. Helin Bölek’lerin, Mustafa Koçak’ların, İbrahim Gökçek’lerin ve mezarları tahrip edilen devrimci ve yurtsever şehitlerin hesabını mutlaka soracağız.

Kendi küllerimizden yeniden doğuyor, ateşten kanatlarımızla isyan ateşini körüklüyoruz. Vartinik kıvılcımını tüm ezilenlerin yüreklerinde yeniden tutuşturuyoruz. 18 Mayıs 1973’te söndüremedikleri bu kıvılcımı ülkenin her yanında tutuşturacağız.

Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan, Haki Karer, Ferhat Kurtay, Necmi Öner, Mahmut Zengin, Eşref Anyık ve Ulaş Bayraktaroğlu şahsında Mayıs ayında yitirdiklerimizin ve enternasyonal proletaryanın tüm ölümsüzlerinin önünde saygıyla eğiliyor, mücadelelerini büyüteceğimize bir kez daha söz veriyoruz. Bugün Kürdistan’ın dört parçasında, üniformalı Dehaq’ların karanlığına karşı bedenleriyle meşale olan Hakilerin, Dörtlerin ve nice Ulusal Özgürlük Mücadelesi şehitlerinin kavgasını büyütmeye devam ediyoruz.

Tüm halkımızı mücadelemize güç katmaya ve devrim güzergahında saf tutmaya çağırıyoruz.

Komünist önder İbrahim Kaypakkaya yoldaş ölümsüzdür!

Devrim şehitleri ölümsüzdür!

Yaşasın Marksizm-Leninizm-Maoizm!

Yaşasın devrimci dayanışma!

Yaşasın Proletarya Enternasyonalizmi!

 

Maoist Komünist Parti 

Türkiye Komünist Partisi-Marksist Leninist

Mayıs 2020

Kurdısh:https://www.tkpml.com/partiya-maoist-komunist-partiya-komunisten-tirkiye-marksist-leninist-komunist-reber-ibrahim-kaypakkaya-nave-tekcuna-fasizme-u-biryardariya-soresa-me-ye-47-sale-mesala-me-ya-venemir-e/

Englısh: https://www.tkpml.com/maoist-communist-party-communist-party-of-turkey-marxist-leninist-communist-leader-ibrahim-kaypakkaya-is-the-name-of-consistency-of-revolution-and-destroying-fascism-he-is-our-torch-for-the-past-4/