Doğan Altun

Doğan Altun

Ölümsüzleştiği tarih: 14 Nisan 1999

Doğan Altun yoldaş, 1972 yılında Erzincan/Tercan’a bağlı Kızılmağara köyünde Alevi kökenli, Kürt ulusuna mensup bir ailenin çocuğu olarak doğdu. Devrimci düşüncelerle ve partimizle genç yaşlarda tanıştı.

1993 yılında TKP-ML’nin komsomol örgütü TMLGB‘de örgütlendi. TMLGB’nin işçi-semt alanı örgütlenmesine bağlı olarak ailesiyle birlikte yaşadığı Soğanlı ve çevresinde faaliyet yürüttü. TMLGB faaliyetinde komsomol adı “Doğramacı”ydı.

Partimizin “sürekliliği sağlanmış gerilla savaşını yaratma” çağrısına bir TMLGB üyesi olarak yanıt verdi. 1996 yazında TİKKO’nun Karadeniz Bölgesi’ndeki gerilla birliklerine katıldı. Eseyurdu çatışmasında düşman çemberlerinden çıkmış olmasına rağmen yoldaşlarını kurtarmak için tereddütsüzce düşman çemberlerine geri dönen; yoldaşlarına yönelmiş düşman kurşunlarına göğsünü siper edendi o.

Seyit Külekçi yoldaşla birlikte 14 Nisan 1999’da Tokat merkeze bağlı Arhoğ (Yeşilalan) köyünde girdikleri çatışmada ölümsüzleşti.

Doğan Altun yoldaş, ölümsüzleştiğinde TKP-ML ileri militanı, TİKKO’nun bir Mıntıka Gerilla Birliği’nin komutan yardımcısıydı.

********

Seyit Külekçi ve Doğan Altun’un ölümsüzleşmelerinin ardından TKP/ML Basın Bürosu tarafından 16 Nisan 1999 tarihli yapılan açıklama:

 

İşçiler, emekçiler, devrimciler;

Çeşitli milliyet, inanç ve azınlıklardan sömürülen ve ezilen kitlelerin komünist öncüsü TKP/ML’nin emperyalizme, faşizme ve her türden gericiliğe karşı ısrarla, inatla, büyük bedeller ödeyerek yoğunlaştırıp geliştirdiği devrimci mücadele, partimizin kendi eksik ve yetersizliklerine hızla ve kararlıca yönelmesiyle birlikte şiddetini her geçen gün daha da artırıyor.

TKP/ML önderliğindeki Halk Ordusu TİKKO’nun Karadeniz boz kırlarını tutuşturarak büyüttüğü silahlı savaşım düşmanın yoğun saldırısı altında tüm ülke sömürülen ve ezilenlerin özgürlük ateşi olarak yaygınlaşmakta, her yıl nitel ve nicel gücünü katlayarak ilerlemektedir. İşçi sınıfının bilimi Marksizm-Leninizm-Maoizm öncülüğünde ki savaşın hızla gelişimi, faşist T.C’yi ve ağa-babaları olan emperyalist haydutların korkusunu büyütürken, başta ülkemiz işçi sınıfı ve emekçileri olmak üzere, enternasyonal proletarya ve ezilen dünya halklarının uyanışına katkı, direnişlerine destek, savaşlarına omuz, umutlarına umut katıyor.

Sınıfsız ve sömürüsüz bir dünya, tüm insanlığın özgürlüğü ve kurtuluşu için TKP/ML– TİKKO saflarında sınıf mücadelesine atılan Türkiye ve T.Kürdistan’lı Partizanlar, bu yüce ve onurlu dava uğruna Karadeniz’de bir kez daha bedel ödedi ve düşmana bedelini ödettirdi! Karadeniz, 14 Nisan’da Partizanların kanıyla, işçi-emekçi-köylünün harlanan özgürlük ateşiyle yine kızıllaştı!

Bu kez Tokat ili, Turhal ilçesine bağlı Yeşilalan kırsalının yoksul ve emekçi halkı gök gürlemeler, çakan şimşekler arasında Partizan gerillalarının düşman kuvvetleri ile girdikleri çatışmada destansı direnişine, Partizanca savaşına tanık oldu. Bu çatışma ile sırça köşklerde yaşayan zalimlerin korkusu daha da derinleşti! Sömürü ve zulüm cenderesi altında inleyen işçi-emekçi ve köylülerin ise onurlu yaşama olan inancı, “her türden sömürü ve zulme isyan” bilinci ve Partizanca savaşma direnci harlandı.

Bir kez daha, bire bin vererek ülkemizin verimli toprağına düşen Partizan tohumlar, hasadını “bu yola feda ise başımız kesindir zaferimiz” şiarıyla haykıran Komünist Partisi TKP/ML’nin militanları, Halk Ordusu TİKKO’nun gerillaları, Halk Savaşının yılmaz neferleri Seyit’ler (Külekçi–“Orhan”), Doğan’lar (Altun-“Xalo”) olarak proleter savaş cephesinde onurlu yerlerini aldı!

Hiçbir güç, ne düşmanın imha amaçlı askeri saldırıları nede psikolojik savaşın ideolojik manipülasyonları TKP/ML ve önderliğinde ki Halk Ordusu TİKKO’nun özgürlük savaşını durdurabilir! Düşmanın ‘bitirdik’, ‘kökünü kazdık’ ideolojik-psikolojik saldırıları, Partimizden peş peşe aldıkları darbeleri gizleme telaşından başka bir şey değildir. Bunlar, Halk Savaşı mücadelemizin geniş yığınlara, alanlara, bölgelere yayılmasını ‘önleme’nin sonuçsuz çırpınışlarıdır. Ama nafile! Çünkü Halk Savaşı emin ve güven veren adımlarla, hedefini sürekli büyüterek, kendisini örgütleyerek ilerliyor.

Sınıf düşmanlarımızın gördüğü ve bildiği tek bir şey var ki, o da, toprak ananın bağrına onurluca “düştüğümüz” yerde bir’e bin çoğaldığımız, hasat olarak da, ismimizi alan binlerce neferin “düştüğümüz” yerde daha güçlü biçimde ayağa doğrulduğudur. Dolaysıyla, şimdiden Seyit Külekçi ve Doğan Altun yoldaşların ektiği tohumların ürününü almaya, mücadele geleneğini sürdürmeye ve silahlarını kuşanmaya başladık.

Emekçi halkın canını alan zulümkarların, iş gücünü sömüren sınıf düşmanlarımızın, mazlum Kürt ulusunu soykırımdan geçiren zebanilerin canı daha fazla yanacak, kanı daha çok dökülecektir. Halk Savaşının özgür bir gelecek için durdurulamaz-engellenemez yürüyüşü, bu çakal ve köpek sürülerini döktükleri kanda boğacak, hesabını fazlasıyla soracaktır.

Bir kez daha, onurlu dava ve özgür bir dünya için tüm işçi-emekçi-köylü, devrimci, ilerici, aydın, demokrat ve yurtseverleri, emperyalizme, faşizme, komprador kapitalizme, feodalizme ve her türden gericiliğe karşı, partimiz TKP/ML saflarında örgütlenip mücadele etmeye, güçlerini birleştirip savaşı büyütmeye çağırıyoruz.

 

– Turhal – Yeşilalan şehitleri, SEYİT KÜLEKÇİ ve DOĞAN ALTUN yoldaşlar ölümsüzdür!

– Ya kızıl kanımız toprağa akacak ya kızıl bayrağımız doruklarda dalgalanacak!

– Yaşasın partimiz TKP/ML ve önderliğindeki TİKKO – TMLGB!

– Yaşasın Marksizm-Leninizm-Maoizm! 

– Yaşasın Halk Savaşı!

TKP/ML – Basın Bürosu

16 Nisan 1999

**********