İnancımızı, Kararlılığımızı ve İddiamızı Güçlendirmek İçin Ölümsüzlerimizi Anıyoruz
TKP-ML Ortadoğu Parti Komitesi tarafından, “Devrim ve komünizm mücadelesinde ölümsüzleşenlerimizi anıyoruz, Leninizm’in bayrağı altında toplanalım” şiarı ile bir anma etkinliği gerçekleştirildi.
Anma etkinliği “Hepinizin bildiği üzere ocak ayının son haftası Parti ve Devrim şehitleri haftasıdır. Parti ve Devrim şehitlerimizi anmanın özel bir önemi vardır. Devrim inancımızın, devrim bilincimizin, parti bilincimizin ve aynı zamanda kendi kimliğimizi tekrar hatırladığımız bir haftadır” cümleleri ile başladı. Etkinliğin önemine dair vurguların yapıldığı açılış konuşması şöyle devam etti; “Ölümsüzlerimiz hem kendimizi hem de görev ve sorumluluklarımızı bize hatırlatmaktadır. Onları yas tutarak değil, yaşamlarına, fedailiklerine, kendimize, partimize ve her şeyden önce sınıf mücadelesine dair onların yürüdükleri yolda inancımızı, kararlılığımızı ve iddiamızı güçlendirmek için ölümsüzlerimizi anıyoruz. Bugün Parti ve Devrim şehitleri haftasını TKP-ML TİKKO savaşçıları olarak böyle bir etkinlikle taçlandıracağız. Parti Merkez Komitemizin de aldığı karar doğrultusunda bu yıl ölümsüzlerimizi 100. yılında Lenin yoldaş şahsında onun düşüncelerinin güncel ve doğruluğu üzerinden örgütledik. Lenin günceldir, dünya halklarının, Proletaryanın öğretmeni olarak canlı, yaşayan bir önder olarak karşımızda duruyor, bizlerde onun yolundan yürüyoruz” cümleleri ile son buldu.
Açılış konuşmasının ardından “Başta Lenin yoldaş olmak üzere beş büyük ustamız, komünist önderimiz İbrahim Kaypakkaya, dört genel sekreterimiz, yüzlerce şehidimiz huzurunda sizleri bir dakikalık saygı duruşuna davet ediyorum” cümleleri ile bir dakikalık saygı duruşu gerçekleştirildi.
“Partimizin tarihine, şehitlere baktığımızda ezilen halkımızın tarihini bulabiliriz”
Anma etkinliğinde ilk olarak TKP-ML Ortadoğu Parti Komitesi adına bir konuşma yapıldı. Konuşmada özet olarak şunlara vurgu yapıldı: “Partimizin sınıf mücadelesini anlamak istiyorsak şehitlerimizin yaşamlarından öğrenmesini bilmeliyiz. Geleceği yaratma konusunda şehitlerimiz bizlerin kararlılık sembolleridirler. Geleceğimizin, devrimimizin teminatlarıdırlar. Ölümsüzlerimiz, halkımızın bize güvenini teyit ederler. Halkımız, bize güven duymak istediklerinde şehitlerimizi bakmaktadırlar. Şehitlerimiz geleceğe dair iddiamızdır. Sadece idealleri değil, yaşamları da bizlere öğretmektedir. Marks, Engels, Lenin, Stalin ve Mao ile başlar Ölümsüzler Albümü. Bilimsel sosyalizmin kurucuları ve yol göstericileri olarak teorik ve pratik alanda çığır açmışlardır. Özellikle Lenin yoldaşın ölümsüzlüğünün 100. yılı vesilesiyle o günkü tezlerinin bugün de geçerli olduğunu görüyoruz. Emperyalizm bugün de azami kar hırsı sebebiyle dünyamızı talan etmekte, işgal ve yağma savaşlarını sürdürmektedir. Halkın kurtuluşu önünde emperyalizm büyük bir engeldir. Ortadoğu ezilen halklarının, işçi sınıfının, ezilen cinslerin, köylülüğün durumuna baktığımızda emperyalizm tarafından nasıl ezildiklerini görebiliriz. Bugün Filistin’de büyük bir soykırım yaşanmaktadır. Siyonizm eliyle gerçekleşen soykırımın arkasında emperyalizm vardır. Lenin’in 100 yıl öncesinde ortaya koyduğu tezle hala geçerlidir. İnsanlığın Ortadoğu ezilen halklarının, kadın ve LGBTİ+ özgürlük mücadelesi sınıf mücadelesi ile içi içe yürütülmektedir. Ortadoğu halklarının kurtuluşu Lenin’in ortaya koyduğu tezlerin hayat hakkı bulması ile mümkün olabilir. Leninizm’in bu anlamda Ortadoğu ezilen halkları ile buluşmalıdır. Partimizin Ortadoğululaşma perspektifinin bize yüklediği en büyük görev budur. Partimiz İbrahim Kaypakkaya’dan bu yana ezilen halkımızın tüm kesimleri kendilerini Patimizde ifade etmiştir. Her ezilen kesimden Partimize katılımların olduğunu görebiliriz. Şehitlerimiz, ezilen halkımızın tüm kesimlerinden katılımların ifadesidir aynı zamanda. Her ulustan, ezilen cinslerden toplumsal tabakalardan Partimize katılımlar olmuştur. Her şehidimiz bu anlamda ezilen kesimlerin temsilcileri olmuşlardır aynı zamanda. Partimizin tarihine, şehitlere baktığımızda ezilen halkımızın tarihini bulabiliriz.
Bugün bulunduğumuz alanda, her geçen gün halkımız bizi daha fazla tanımakta ve güven duymaktadır. Bu alanda ve özellikle emperyalizme, faşizme, feodalizme ve ataerkiye karşı savaş Partimizin omuzlarındadır. Bu bilinçle ve şehitlerimizden, ideolojimizden aldığımız güçle görevlerimize daha fazla sıkı sarılmak zorundayız. Devrimci yaşamımızda şehitleri anarken, onları kitlelerle buluşturma görevimiz olduğunu bilmeliyiz. Mücadelemizde daha kararlı olmanın sözü anlamında görevlerimize daha sıkı sarılmalıyız. Şehitlerimizi bir kez daha anıyoruz.
Yaşasın TKP-ML, Yaşasın TİKKO, Yaşasın KKB, Yaşasın TMLGB!”
“Onların devrettiği mücadeleyi, zaferle taçlandıracağız”
Günün anlam ve önemi üzerine TKP-ML KKB adında da bir konuşma gerçekleştirildi. Bu konuşmada şunlara yer verildi: “Hepimizin bildiği gibi tarihin ataerkil ve heteroseksist sayfalarında isimlerimiz yıllarca kayboldu. Sanki bu devrim mücadelesinde yer almamışız ya da önemsiz görevlerde yer almışız gibi durumlarla karşı karşıya kaldık. Ancak kadın ve LGBTİ+ özgürlük mücadelesi tek tek bu yoldaşlarımızın isimlerini tarihin bu tozlu sayfalarından çıkardılar. Tıpkı Maria Suphi yoldaşta olduğu gibi. Maria Suphi Türkiyeli ilk komünistlerin içindeydi ve o gemide esir alındı. Ataerkil, Kemalist sistemin korkunç işkencelerine maruz kalarak ölümsüzleşti. Yine yıllarca LGBTİ+lar devrim mücadele içerisinde yok sayıldı. Ama Komünist Kadınlar Birliğimiz çıkardığı albümde de bunun böyle olmadığını gösterdi. LGBTİ+ların faşizme karşı savaşta, devrim mücadelesinde ya da ulusal mücadeleler içerisinde ölümsüzler verdiğini ortaya çıkardı. Amelio Robles Avila, Frieda Belinfante yine Rojava’da ölümsüzleşen Helîn Qerecox, İsyan Tolhildana Pirsûsê, Avaşîn Tekoşîn Güneş yoldaş gibi birçok şehit verdik. Tıpkı Rosa Lüksemburg yoldaşın da söylediği gibi biz bu mücadelede hep vardık, bugün varız ve yarın da var olacağız. Partimiz bu yıl Ölümsüzler Haftasını Lenin yoldaşa atfetti. Lenin yoldaş önümüze devrimin pusulasını koydu. Lenin yoldaş devrimin ön günlerinde kadınlar olmadan devrim olmaz devrim olmadan kadınlar kurtulmaz fikrini ortaya koymuş ve kadınların devrimde yerini alması için mücadele etmişti. Onun çizdiği bu yolda Nadejda Krupskaya, Alexandra Kollontai gibi değerli önderlerimiz devrim mücadelesinde yer aldılar. Fabrikalarda tarlalarda işçileri örgütlediler. Orta Asya’nın çöllerine giderek orada işçi kadınları örgütlemek için mücadele ettiler. Partimiz içerisinde birçok kadın yoldaşımız bu bayrağı devraldı ve bu mücadeleyi sürdürdü. Ataerkil heteroseksist bu ablukayı kırmak ve bu ablukaya rağmen mücadele içerisinde yer almak devrim mücadelesinin Ataerki ve heteroseksizme karşı mücadele olmadan yürütülemeyeceğini ispatlamak anlamına gelmektedir. Zürih’ten Dersim’e enternasyonalizmin ölümsüz yıldızına dönüşen Barbara Anna Kistler’i, ataerkil devleti kendi mahkemelerinde yargılayan Kamile Öztürk’ü, hapishanelerde ilk ölüm orucu direnişçimiz olarak ölümsüzleşen Nergiz Gülmez’i, beş kızıl karanfilimizi, ömrünün son anlarına kadar barikatlarda direnen Güzel Ana’mızı anmadan geçmemek gerekir. Yoldaşlarımız bize birçok şeyi gösterdiler ama en çok düştüğümüz yerden yeniden kalkmayı ve devam etmeyi gösterdiler. Ve bütün yaşamını devrim mücadelesine adamayı gösterdiler. Bizde onların çizdiği bu yoldan devam edeceğiz. Onların devrettiği bu mücadeleyi zaferle taçlandıracağız.”
Ölümsüzler haftası sebebi ile hazırlanan sinevizyon gösteriminin ardından bir askeri tören gerçekleştirildi. TKP-ML TİKKO Andı’nın okunduğu askeri törende savaşçılar hep birlikte Parti, Ordu ve Enternasyonal Marşlarını okudu.