Murat Çelik

Murat Çelik

Ölümsüzleştiği tarih: 9 Aralık 2023

Murat Çelik (Tufan) 1969 yılında Bayburtlu emekçi bir ailenin çocuğu olarak, İstanbul’da dünyaya gözlerini açtı. Gençlik ve öğrencilik yıllarında, devrimci mücadelenin, örgütlü bir militanı oldu. Partimizin Komsomol örgütü TMLGB’nin inşa sürecinde, genç yoldaşlardan biri olarak devrimci faaliyet yürüttü.

Murat Çelik yoldaş daha sonra, gittiği Avrupa coğrafyasında, devrimci mücadeleden kopmayarak çalışmalarına devam etti. Parti ve devrim mücadelesine mütevazi katkılarını sürdürdü.

Parti adı “Tufan” olan Murat Çelik yoldaş yakalandığı hastalık sonucunda tedavi gördüğü Almanya’nın Nürnberg şehrindeki hastanede, 09 Aralık 2023 tarihinde ölümsüzleşti.

*******

Murat Çelik yoldaşla ilgili basında çıkan haber, yorum ve makale:

TUFAN (Murat) Çelik Yoldaş anısına

“Tufan yoldaş o dönem gençlik mücadelesinin önemli militanlarından biri olarak yerini alıyordu.  Aynı dönem, İsmail Oral, Tuncay Çakırcıoğlu yoldaşları ile birlikte TMLGB’yi inşa etme sürecindeydi. “

09 aralık 2023 de Almanya-Nürnberg de 54 yaşında ağır ve uzun süren bir hastalık sonrası ailesi ve yoldaşlarının yanında hayata gözlerini yumdu ve yoldaşlarının “ölümsüzdür1 sloganları eşliğinde Türkiye’ye uğurlandı.
Yüreğimizdeki acı daha dinmemişken O‘nun hakkında birkaç söz söylemek istedim.

1980’lerin ikinci yarısında İstanbul Teknik Üniversitesi’nde başlamıştı mücadele serüveni…
O yıllar; 12 Eylül Faşist Cuntasının estirdiği terör ve katliam yıllarından sonra aldığı yenilginin etkisinden kurtulma sürecindeki komünist ve devrimci örgütlerin toparlanmaya başladığı, aynı zamanda Netas – Migros grevi ile başlayan ve yıllar içerisinde bahar eylemleri ile gelişip, büyük maden işçileri/ Zonguldak yürüyüşü ile, işçilerin Ankara’yı zorladıkları yıllardı.

Öte yandan “Glasnost-Perestroika” söylemleri ile kapitalist restorasyoncular, Rusya ve Doğu Almanya’da teslim olup yüzlerindeki “sosyalist” maskeyi çıkarıyor ve “Marksizm’in ölü” tarzında çığlıklar atıyordu.

Özellikle üniversite gençliğinde militanca gelişen akademik–demokratik mücadelesi, 14 Nisan yürüyüşü, öğrenci derneklerine karşı çıkartılmaya çalışan yasaya direniş, politik tutsakların açlık görevleri gibi eylemler o döneme damgasını vuruyordu.

Tufan yoldaş o dönem gençlik mücadelesinin önemli militanlarından biri olarak yerini alıyordu.  Aynı dönem, İsmail Oral, Tuncay Çakırcıoğlu yoldaşları ile birlikte TMLGB’yi inşa etme sürecindeydi. Tufan yoldaş, inşa edilen TMLGB’nin üzerine yükseldiği genç ve devrimci neferlerinden birisiydi.  Kampüs sınırlarında başlayan mücadelesi, kampüs dışına çıkıp, gelişerek sürüyordu.

O sürecin şehitleri İsmail Oral ve Tuncay Çakırcıoğlu yoldaşlar ile sınırlı değildi.  Tufan yoldaş, Naki Göksu ve Mehmet Demirdağ yoldaşlarla birlikte, aynı kampüste omuz omuza mücadelesini sürdürdü.  Evet O, İsmail’in, Tuncay’ın, Naki’nin, Mehmet’in ve daha nicelerinin mücadele arkadaşı idi. Ve ömrünün sonuna kadar onurla taşıdı.

1990’ların başlarında Almanya’ya gitmek durumunda olan Tufan yoldaş, Avrupa alanında çeşitli görevler alarak mücadeleye devam etti. Kesintileri de olan örgütlü mücadelesini ağır hastalığına rağmen ömrünün sonuna kadar sürdürdü.

Dönemsel olarak örgütlü mücadeleye ara vermesine karşı, sınıfsız, sömürüsüz ve daha adil, yaşanılabilir bir dünya için mücadele vermekten asla vazgeçmedi. Devrim ve sosyalizm isteği yüreğinde küllenmedi, inancı ve direnci hiç kesintiye uğramadı. Bulunduğu alanlarda yarattığı etki, dürüst, samimi ve özverili çalışma ile hep olumlu oluyordu.

Ondan kaynaklanan sebeplerle ya da genel ortamımızın bir sonucu olarak, sağlayacağı katkıyı azami ölçüde almadığımızı söyleyebiliriz. Ancak yaşamının ana hattını hep sosyalizm doğrultusunda tutma çabasında oldu. O hep yoldaşlarına layık olmaya çalışırdı.  Anısını daima yanı başımızda hissediyoruz ve O’nunla yoldaş olmaktan daima büyük bir mutluluk ve onur duyacağız.

Bir yoldaşı….

27 Aralık 2023

*****

Tufan (Murat ) Çelik yoldaşın anısına

“Unutmamak için emek vererek yüceltmeye çalıştığı değerleri bir adım daha ileriye taşıma sorumluluğumuzu yerine getirerek bunu başarabiliriz.”

Asıl soru nereden ve nasıl başlamalı? Yirmi üç yıllık bir yoldaşlığın ve tanışmışlığı satırlara nasıl dökebilmeli? Doğruluğu, yanlışlığı, eksikliği, güzelliği, mütevaziliği, bilgi birikimini nereye koyabilmeliyiz?

Abartmadan, kırıp dökmeden, yalın ve duru anlatabilmek becerisini gösterebilmek… Kısacası yarım asra dayanan yoldaşlık öyküsünü duygular ile yoğrulmuş kelimelerle ifade etmek zor olacak.

Murat Çelik ama Avrupa da hepimizin bildiği Tufan. Yakalandığı hastalığından bu yana dört yıl yaşamla mücadele etti. Bu yaşam mücadelesini yaşamının en olgun döneminde kaybetti. Mütevazi bir yaşamı vardı. Aşırıyı sevmeyen pek ortalıkta göze batmayan, sessiz biraz utangaç biraz paspal bir tarz. Üniversite kökenli ve aynı zamanda Türkiye’de birlikte mücadele ettiği Komsomol gençliğinin heyecan ve bilgi birikimini üzerinde taşıyordu. Seminerin ve eğitim çalışmalarındaki anlatım ve bilgi akışı onu dinleyene katkı sunuyordu.

Panel ve tartışmalarda sakin ama sert hiddeti göze batan yanlarıydı. Okumayı ve araştırmayı seven ama pratik faaliyette yaklaşım isteği zaman zaman zayıf olan bir yoldaşımızdı. Teorik bakış açısındaki zenginliği pratik faaliyete farklılık katardı.

Yoldaşlarına yaklaşımı sevecen ve kazanımcıydı. Ama utangaç ve çekingen duruşunu üzerinden atamayan nadir yoldaşlardan biriydi. Bu yönünü Cafer yoldaşa benzetiyorum.  Türkçe imla ve yazım kurallarına çok hakim bir yoldaştı. Avrupa da eğitim konuları üzerine yapılan çalışmalarda yazımlarda tereddütsüz yazım katkıları vardı. Yazımların da imla hataları neredeyse yok gibi güçlü bir kalemi vardı.

Kendisine ayrıcalık istemezdi.

Abartıyı sevmezdi. Yanlış bulduğunu her ortamda ifade ederdi. Yoldaşlık kavramını uygulamaya çalışır ama kişi fetişizmini reddederdi. Son dönemlerde bazı dergilerin çıkarılmasında o derginin editini yapmada oldukça emeği geçen yoldaşlardan biriydi. Kısacası yaşam hikayesinde o yaşamı bir bütün kurmada ve korumada yani kesitlerinde haksızlık ve hatalar yaptı. Aynı zamanda bu kesitler onun örgütlü mücadelede kolektifin dışında kaldığı yıllar oldu.

Bu onun en büyük eksikliği oldu. Bütün bu süreçlerle yüzleşebildi mi onu bilemiyorum. Bildiğim şu ki; insanların hayatın içinde yanlışlıklar yapabildiğidir. Asıl olan bu yanlışlar ile yüzleşe bilme cesaret ve cüreti gösterebilmektedir. Olması gereken yere dönebilmek ve mücadeleye katkı sunmaktır. İşte bu noktada Tufan yoldaşın sonuçta durduğu veya döndüğü yer kolektifin yanıydı. Zaten uzun dönemdir yaşadığı alandaki kitle örgütünde yöneticilik yapması emeğini sunması bunun bariz örneğiydi. Ve cenaze merasiminde her kesimden yüzlerce yoldaşı ve dostunun sahiplenmesi de bu sevgi ve saygınlığın sonucuydu.

Vasiyetinde söylediği gibi “Dini tören istemiyorum. Beni yoldaşlarım uğurlasın ama abartmadan ve sade”. Tıpkı yaşamdaki duruşu gibi. Öylede oldu…

Kısacası  sınırlı yaşam içinde yetmeyen zamana yoldaşlık, mütevazilik, emek, sevgi, güven, geride yetiştirdiği ve hala faaliyetleri omuzlayan yoldaşları, onlarca değer….Yirmi üç yıllık yoldaşlık ve tanışıklıkta bıraktığı derin sevgi ve güven.

Unutmamak  için emek vererek yüceltmeye çalıştığı değerleri bir adım daha ileriye taşıma sorumluluğumuzu yerine getirerek bunu başarabiliriz. Bu geleneği yaşatabiliriz. Ve bu gerçekliği yaşatabildiğimiz oranda yoldaşlık değeri giden bedenlere rağmen geride kalanların zihinlerinde yaşam bulacaktır.

Sevgi ve özlem ile Tufan yoldaşım…..

(Bir Yoldaşı)

27 Aralık 2023