TKP/ML MK’dan Newroz Açıklaması: “PAROLAMIZ NEWROZ OLACAK, İSYAN VE DİRENİŞ BÜYÜYECEK!”

PAROLAMIZ NEWROZ OLACAK, İSYAN VE DİRENİŞ BÜYÜYECEK!

Çeşitli milliyetlerden emekçi halkımız!
Tunus’tan Bahreyn’e, Mısır’dan Yunanistan’a; Suriye’den Fransa’ya isyan ve direniş alevlerinin tüm dünyayı yakıp kavurduğu, sınıf mücadelesini her gün biraz daha ateşlediği bir süreçte karşılıyoruz Newroz’u.
Uluslararası proletaryanın, dünya halklarının ve ezilenlerin; baskı, şiddet ve sömürüye karşı yükselen sesi, yerkürenin dört bir yanında yankılanıyor. Sokağı zapt eden işçi ve emekçiler, ezilen yığınlar; yenilmez, yıkılmaz denilen diktatörlerin tahtını sarstı, yere çaldı, yerle bir etti. Efendilerin korkuları bu yüzden. Her gün biraz daha derinleşen ve yayılan kriz içinde debelenen emperyalistler, panik içinde. Arap isyanlarına saldırmaları, kontrol altına alma çabaları, aç kurtlar gibi Libya’yı yağmalamaları ve gözlerini Suriye’ye dikmeleri bundan.
Ülkemizde dalga dalga yaşanan gözaltı ve tutuklama terörünün, işçi ve emekçilere, başta Kürt ulusu olmak üzere çeşitli milliyetlerden ezilenlere yönelik sınırsız, dizginsiz kudurganlığın altında da bu korku var. Değişim, demokratikleşme, kalkınma adı altında her türlü demokratik hakka saldırılması, 24 Ocak kararlarını aratmayacak düzenlemeler getirmeleri bu yüzden. AKP eliyle yürütülen bu bütünlüklü saldırı furyasının hedefinde işçi ve emekçilerin kazanılmış hakları, mevzileri; nice bedeller uğruna inşa edilmiş direniş siperleri var. Özgürlükten kasıtları tüm demokratik hakların gasp edilmesi, değişimden muradları sökülen dikişlerin tamir edilmesi, kalkınmadan anladıkları kasalarının şişmesidir. AKP’nin yürütmeden yargıya, eğitimden sağlığa geniş bir yelpazede ve hemen her alanda sömürü ve zulüm çarkını, azgın bir şiddet eşliğinde uygulamaya sokmasının başka bir açıklaması yoktır. Ne var ki Türk hakim sınıflarıda tıpkı akıl hocaları gibi çırpındıkça daha fazla batıyor, öldürdükçe daha çok kan kaybediyor, yığınların nefretini, düşmanlığını büyütüyorlar. Ancak başka çareleri yok, emperyalist efendileriyle birlikte aynı yazgıyı paylaşacaklar.

İşçiler, emekçiler!
İmha, inkar ve asimilasyona karşı direniş ve isyandan asla geri durmayan, serhildanlarla coğrafyamızı sarı-kırmızı-yeşile bezeyen Kürt ulusu, bu saldırı konseptinin başlıca hedefidir. Açılım sahtekarlığının iyice ayyuka çıkması ve tüm engelleme, baskı, şiddet ve vahşete karşın söndürülemeyen direniş ateşi, yerel ve genel seçimlerde yaşadıkları ağır hezimet, egemenlerin tüm maskelerini atmasını sağladı. AKP’den CHP ve MHP’ye sistem partilerinin kumandaya oturduğu bu “topyekün mücadele konsepti” bağlamında 2009’dan bugüne; aralarında belediye başkanları, milletvekili, avukat, gazeteci, BDP üye, yöneticilerinin bulunduğu, adına “KCK” denilen operasyonlarda 5 binden fazla insan tutuklandı, 8 bini aşkın insan gözaltına alındı. PKK lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit koyulaştırıldı. Bu kapsamda, yurtsever hareketle ilişkili devrimci, ilerici güçleri önceliğe alınarak toplumsal muhalefetin tüm güçlerine azgınca saldırıldı. Gerillaya karşı kimyasal silahların daha yoğun bir şekilde devreye sokulduğu, askeri operasyonların kesintisiz sürdüğü bu konseptin temel hedefi, Kürt halkının tüm direnç noktalarını kırmak, örgütlülüklerini dağıtmak ve koşulsuz bir itaate zorlamaktır. Sınıf mücadelesinin bu alanında, çatışmanın en yoğun ve hesaplaşmanın en keskin olduğu gerçekliğinin bize anlattığı, egemenlerin gündüz gözüyle rüya gördüğüdür.
Koçgiri’den Şeyh Sait’e, Ağrı’dan Dersim’e; isyanlar ve katliamlarla yoğrulmuş, bilenmiş, deneyimlerini sonsuz acılarıyla büyütmüş bir halkın direnişi söz konusudur. Yalnızca son 30 yıllık savaşta Kürt halkının ortaya koyduğu irade, direniş ve isyan pratiği, Türk hakim sınıflarının bu saldırganlığının nedenlerini anlaşılır kılmaktadır. Roboski’de F-16 uçaklarıyle 35 Kürt köylüsünün bombalanmasının ardından Erdoğan’ın takındığı küstah ve saldırgan dil ve vahşeti sahiplenen tavrı, devletin savaş menzilini gerilladan Kürt halkının bütününe doğru büyüttüğünün açık bir işaretidir. Kuşkusuz geçmişten bugüne devletin esas yaklaşımı buydu ancak buna yeniden ihtiyaç duyulacak noktaya gelinmesi temelli bir tıkanmışlığın sonucudur.
Newroz, Türkiye Kürdistanı’na topyekün bir savaş açan, bunun için tüm olanaklarını seferber eden, vahşet ve saldırganlıkta sınırları zorlayan Türk devletine güçlü bir yanıtımız olmalıdır!
Newroz, Kürt halkının onu ezen, yok sayan, sömüren Dehaklara karşı isyan ateşlerini yaktığı, direnişi tutuşturduğu gündür!
Newroz, karanlıkları parçalayan, Kürt halkını geleceğe taşıyan bir meşaledir.
Newroz, Kürt halkının ezilen, sömürülen tüm toplumsal kesimlerle ortak düşmana karşı isyan bayrağını göndere çektiği gün olacaktır.
İmha, inkar ve asilimasyona karışı Newroz parolamız olacak, isyan ve direniş büyüyecek!
Newroz piroz be!
Kahrolsun Faşist Kemalist Diktatörlük!
Yaşasın Halk Savaşı!

TKP/ML MK