Süleyman Cihan

Süleyman Cihan

Ölümsüzleştiği tarih: 15 Eylül 1981

1949 yılında Dersim’in Ovacık ilçesinin Hülükuşağı köyünde orta halli bir köylü çocuğu olarak dünyaya gelen Süleyman Cihan, ilk ve ortaokulu Ovacık’ta okudu. Lise öğrenimini ise Elazığ’da tamamladı. Daha genç yaşlarda TKP-ML ile örgütsel ilişkiye geçti. Ancak Partinin 1973 yılında aldığı yenilgi nedeniyle örgütsel ilişkisi uzun sürmedi. Süleyman Cihan, bir taraftan okurken, diğer taraftan öğretmenlik yapıyordu.

Öğretmen olduktan sonra da aktif siyasal mücadelesi sürdü. 1974 yılında İstanbul’da Tunceli Kültür ve Dayanışma Derneği’ni kurarak bizzat başkanlığını yaptı. Aynı yıl Batı Anadolu Bölge Komitesi’nde görev aldı. TKP-ML’nin yenilgisinden sonra  partiyi tasfiye girişimlerine karşı mücadele bayrağını açan komünistlerden biriydi. Yine onun kararlı ve sabırlı mücadelesi sonucu Parti çizgisini, örgütsel, siyasi ve ideolojik olarak tasfiye etmeye çalışan GKK hizbi Partiden atıldı. O, görevlerin en büyüğünü bundan sonra da omuzlamakta tereddüt etmedi. Tüm ülke çapında bir ilişki ağı kurdu. Nitekim Konferans Örgütleme Komitesi, onun sayesinde toplanmış oldu.

Süleyman Cihan’ın önderliğinde TKP-ML 1. Konferansı yapıldı. 1. Konferans’ta Merkez Komitesi Siyasi Büro üyeliğine ve Örgütlenme Komitesi’ne getirildi. Ve bir dönem de Halk Ordusu’nun Genel Konseyi’nde örgütlenme görevini üstlendi.

Zulmün, baskının, işkencenin kol gezdiği dönemlerde aranır duruma düştü. 1977 ve ‘80 dönemi arasında uluslararası alanda ortaya çıkan “Üç Dünya Teorisi” ve sonrasında AEP modern revizyonizmine karşı Mao Zedung‘u ve Çin Devrimi’ni savunarak modern revizyonizmin ideolojik saldırılarının karşılanmasında ve partinin MLM’de ısrarında aktif rol oynadı.

Türk hakim sınıflarının 12 Eylül Askeri Faşist Cuntası’nın ardından devrimci harekette ortaya çıkan ve giderek gelişen yılgınlık, karamsarlık, örgütleri feshetme, mültecileşme vb. lerinin yaşandığı bir süreçte TKP-ML, cunta koşullarında 2. Konferans’ını Şubat 1981’de gerçekleştirerek, devrimde ve silahlı mücadelede kararlılığını bir kez daha beyan etti. Bu Konferans’ta Süleyman Cihan yoldaş, Merkez Komite üyeliğine ve MK tarafından da TKP-ML Genel Sekreterliği’ne seçildi.

Faşist Cunta koşulları tüm hızıyla sürerken o, faaliyetini bir an olsun aksatmadı.

29 Temmuz 1981 tarihinde İstanbul’da düşmanın eline geçti. Ancak faşizmin böylesi yılmaz bir komünisti ele geçirmekten duyduğu çılgınca sevinç, Süleyman Cihan’ın İbrahim Kaypakkaya’dan devraldığı direnişiyle “hayal kırıklığına” döndü. Kimliğini dahi kabul ettiremeyen düşman, çareyi onu katletmekte buldu.

Süleym Cihan yoldaş aylar süren işkenceli sorguların ardından 15 Eylül 1981 tarihinde katledildi.

Süleyman Cihan, İbrahim Kaypakkaya’dan sonra işkencede katledilen, TKP-ML’nin İkinci Genel Sekreteriydi.

*******

“SÜLEYMAN CİHAN YOLDAŞ ÖLÜMSÜZDÜR!”

[31 Ekim 1981 tarihli TKP/ML Merkez Komitesi açıklaması]

İŞÇİ-KÖYLÜ KURTULUŞU, [NOS], 31 Ekim 1981

BELGELER

 

******

Süleyman Cihan yoldaşın katledilmesine dair belgeler:

Açıklama: Düşman Süleyman Cihan yoldaşı işkencede katlettikten sonra hakkında “düzmece ancak gerçek” resmi belgeler düzenlemiştir.

Süleyman Cihan yoldaşın katledilmesinden sonra düzenlenen bu düzmece belgelere dönemin “2. Şube Müdürü” olarak imza atan Mehmet Ağar’ın, aslında “1. Şube Müdür Muavini” olduğu ortaya çıkmıştır. Yine o dönemde görevli olan Mehmet Ağar’ın 2013 tarihli belgede “dosyası bulunmadığı” ifade edilmektedir.

Bu “düzmece ancak gerçek” belgelerde somut olarak göstermektedir ki Süleyman Cihan yoldaş 29 Temmuz 1981’de faşizme esir düştükten sonra aylar boyunca işkence görmüş ve katledilmiştir.

Katledildikten sonra ise hakkında “gözaltına alındıktan 1 gün sonra örgüt evi teşhisi gerekçesiyle götürüldüğü Bostancı’daki bir apartmanın 6. katından atlayıp intihar ettiğine” dair düzmece resmi belgeler düzenlenmiştir.

Bu belgelerinde kanıtladığı üzere Süleyman Cihan yoldaş düşmana esir düştükten sonra yoğun bir işkenceye tabi tutulmuştur. Süleyman Cihan yoldaşın kesin ölüm tarihi bilinmemekle birlikte, düzmece belgelerde iddia edildiği üzere, esir düştükten 1 gün sonra katledilmediği partimiz açısından nettir. Dönemin tanıklarının bu yönde beyanları vardır.

Düşman Süleyman Cihan yoldaşı esir aldıktan sonra onu işkenceye tabi tutmuş, Süleyman Cihan yoldaş ise partimizin “İşkencede Kızıl Direnme Ruhunu Yaşatmış”tır. Bu nedenle düşman Süleyman Cihan yoldaşı katletmiştir. Düşman Süleyman Cihan yoldaşı katlettikten sonra ise “kimsesizler mezarlığı”na gömmüştür.

Ailesinin ve yoldaşlarımızın mücadelesi sonucunda Süleyman Cihan yoldaşımızın naaşına 15 Eylül 1981 tarihinde ulaşılmıştır. Partimiz bu tarihi Süleyman Cihan yoldaşın ölümsüzleştiği tarih olarak kabul etmiş ve propaganda etmiştir.

Aşağıda faşist TC devletinin hazırlamış olduğu “düzmece ama gerçek” olan belgeler sunulmuştur.

 

******

Süleyman Cihan yoldaşın işkencede katledildikten “intihar süsü” vermek için 5. katından atıldığı Bostancı semtindeki “Yalı Yolu İpek Apartmanı”

Süleyman Cihan yoldaş işkencede katledildikten sonra intihar süsü vermek için 6. kattan atıldığı apartman (Mehmet ağar imzalı düzmece belgede “Bostancı Yalı Yolu İpek bir (?) Apartmanı” olarak ifade edilen apartman)

 

Süleyman Cihan yoldaş hakkında basında çıkan haber, yorum ve makale:

Süleyman Cihan yoldaşın esir düşmesi sonrasında yapılan işgal eylemi haberi, ikk-sayı-35_Eylül 1981-Batı Avrupa Baskısı, Sayfa 4
Süleyman Cihan yoldaşın esir düşmesi sonrasında yapılan işgal eylemi haberi, ikk-sayı-35_Eylül 1981-Batı Avrupa Baskısı, Sayfa 4_
Süleyman Cihan yoldaşın katledilmesi sonrasında ABD Komünist Partisi Mekrz Komitesi açıklaması, ikk-sayı-38_Nisan-1982, Sayfa 8 

YOLDAŞ SÜLEYMAN CİHAN’IN ÖLÜMÜ ÜZERİNE ABD DKP (RCP USA) MK BİLDİRİSİ

Yoldaş Süleyman Cihan’ın Türkiye’deki askeri faşist cunta tarafından katledildiği haberi –üstelik bu cuntanın ABD hakim sınıflarının güdümünde olması- bizi üzüntü ve hiddetle doldurdu.

Devrimci mücadele içindeki çalışmaları sırasında TKP/ML kurucusu ve ilk başkanı İbrahim Kaypakkaya da dahil olmak üzere devrimci mücadele uğruna şehitler verilmiştir. Bugün Türkiye’nin içinde bulunduğu durum, ABD ve yanındakileri Türkiye’deki yerlerini korumak için daha çılgınca yollara iten, devrime karşı çıkan ve tek çıkar yolları olan yeni bir dünya savaşının hazırlıkları içindeki emperyalizmin krizinin çarpıcı bir örneğidir.

Devrimin yükselen şartları tüm dünya proletaryasını üzüntüye boğan, yoldaş Cihan’ın ölümünü hazırladı.

Ama bu aynı zamanda ölüm karşısında ve iki ay boyunca onu yenemeyen işkence karşısında yoldaş Cihan’ın yükselen devrimci mücadelesinde daha çok önem kazanmasına dayanan bu yenilmez cesaret ile devrimci güçler yaralarını sarabilirler ve Türkiye’de ve diğer bölgelerde çoktan patlamış olan yükselen mücadelelerde büyük atılımlar yapabilirler.

Yoldaş Cihan’ın ölümü karşısındaki acımız daha büyük ve bununla dövülen gücümüz daha büyüktür.

ABD Devrimci Komünist Partisi

Merkez Komitesi” (Kaynak: ikk-sayı-38_Nisan-1982, Sayfa 8 )

Süleyman Cihan yoldaşın katledilmesi sonrasında çıkan bir haber, ikk-sayı-38_Nisan-1982, Sayfa 8 

DEVRİMCİ KOMÜNİST LİDER YOLDAŞ, SÜLEYMAN CİHAN TÜRKİYE’DE KATLEDİLDİ!

TKP/ML’nin Merkez Komitesi Siyasi Büro üyesi Süleyman Cihan’ın 20 Ekim’de hapishanede katledildiği haberi geldi.

Yoldaş Cihan, 1974 yılından beri Türk hakim sınıflarınca aranıyordu. Onu TKP/ML’nin lideri olarak nitelendiren cunta, sıkı yönetim komandolarına görüldüğü yerde vurulmasını emretti. İstanbul ve çevresinde onu yakalamak için geniş çaplı aramalar yapıldı. ABD uşağı cunta işi karısına ve dokuz yaşındaki kızına işkence yapmaya kadar vardırdı. Sonuçta kızı ruhi bozukluğa uğradı, karısı da ciddi şekilde sakatlandı. Kürt milliyetine mensup olan yoldaş, 1 Ağustos’ta çelik yelekli polisler tarafından yakalandı.

Süleyman Cihan yoldaşın tutuklandığından öldürülüşüne kadar süre içinde bulunduğu yer ve durumu hakkında bilgi vermekten kaçındılar. Şimdi bile ölüm nedenini açıklamayı ve ölüsünü ailesine vermeyi reddediyorlar.

Yoldaş Cihan, iki aydan fazla bir süre aralıksız işkence altında tutuldu. Bize ulaşan bir habere göre, Süleyman Cihan’ın babası Süleyman’la yüzleştirilen diğer işkence gören tutuklulardan öğrendiği bilgilere göre arkadaşlarını hatta kendi kimliğini bile açıklamayı reddetmiş. Diğer cezaevlerindeki siyasi tutuklularda onun idamını yasalaştırmak için Cihan’ı tanımak ve onun hakkında “tanıklık” etmek için zorlanmışlar.

Süleyman Cihan’ın tutuklanmasından hemen sonra cuntanın Cihan’ın yerini açıklaması ve idamını önlemek için uluslararası kampanya başlatıldı. 15 Ağustos’ta Devrimci Partizan dergisinin 80 taraftarı dışarıdaki basına sesini duyurabilmek ve Türkiye içinde cuntanın basına uyguladığı sansürü yıkacak bir davranış olarak Batı Almanya Köln’de Türk Konsolosluğu’nu işgal ettiler. Bu eylem ayrıca TKP/ML sempatizanları tarafından yönetilen, Temmuz başında başlayıp 7 hafta süren ve cunta ile emperyalist dayanaklarına karşı güçlü bir siyasi darbe olan 500’den fazla devrimci siyasi tutuklunun katıldığı bir açlık grevi ile desteklendi. Bu açlık grevi cuntayla iktidara getirilen darbeden sonra yapılan en büyük eylemdi.

TKP/ML ve sempatizanları tarafından yönlendirilen bu gelişen mücadele, cuntayı partiyi yıkmak ve ellerindeyken liderlerini öldürmek için daha çılgın yaptı. Geçtiğimiz aylarda cunta, ülke içinde yer altı baskını sürdürebilen TKP/ML’yi yıkmak için gayretlerini yoğunlaştırdı. Baskınları artırdı, TKP/ML üyesi olduğu ileri sürülen 26 kişiyi tutukladı. Bugün 1000’in üzerinde parti üyesi ve sempatizanı askeri cezaevinde, bunun yanında “yıkıcı” ve “terörist” olarak gösterilip, devrimci ve ilericiler var. Başka önemli gösterge de cuntanın 5 Eylül’den beri Türkiye’nin Kürtçe konuşulan Doğu bölgelerinde köyleri de kapsayan ve gerilla savaşının geliştiği yerlerdeki halk desteğini de yok etmeyi de amaçlayan, büyük çapta bir karşı devrimci harekete giriştiği haberidir.

Tüm bunlar geçen Eylül ayındaki darbelerden beri “sol terörü” kazıdıklarını tekrarlayan cuntanın önünde duruyor. Aslında bu general Evren ve ABD güdümlü generallerin Milli Güvenlik Konseyini sağ ve sol arasındaki kavgayı durdurmayı, gelecekte Türkiye halkının desteğini kazanmayı bir yurtseverlik görevi sayan iyi niyetli ‘tarafsız güçler’ olarak göstermeye çalışan Orta Avrupa’nın yasalarından biridir.

Bir yıl önce Eylül ayında askeri cuntayı başa getiren darbelerin ‘ABD malı’ olduğu her yerde yazılıyor. Aslında darbe Türkiye’de yapılmadan önce Washington’da açıklanmıştı. Açıkça ABD bu işe hiç şaşırmadı. Çünkü cuntanın yönetici üyelerinden biri olan Hava K. K. Gen. Tahsin Şahinkaya tanklar sokaklara dökülmeden hemen önce ABD’nin üst düzey askeri yöneticileri ile bir toplantıdan dönmüştü. ABD bloğu ülkeler 1970’li yıllarda Türkiye’ye milyonlarca dolar ve mark pompa etmişti ve Türkiye Rusya sınırı yakınlarındaki 25 ABD üssü ve istihbarat bürolarıyla, ABD ve NATO savaş planlayıcılarının stratejik hesaplarında daha çok göze batmaya başladı. Türk hakim sınıfları içindeki bir iki ağız dalaşının, ülkeyi kendi halkına karşı “koruma” gibi önemli bir görevin dikilmesine izin verilmezdi.

Cuntanın tarafsızlık sağ ve solun dışındaki olduğu sözü, yoldaş Cihan’ın katledilmesinden birkaç gün sonra, eski başbakanlardan, 1970’lerde başa gelmiş ve gelecekte yine emperyalistlere yararlı olabilecek bir sosyal demokrat olan B. Ecevit’in cuntaya aleni ve hiddetle çatmasıyla (bütün politik partileri kapatıp, kendisini işsiz bırakmasından dolayı) daha iyi anlaşıldı. Ceza olarak kendisine sert bir uyarı verildi. Ve birkaç aylık bir hapis yedi. Ecevit’in tevkifi dış basında “demokrasiye dönme”, “yavaş davranıyorlar” şeklindeki bir iki tepki yaptı ama genişlemedi.

Gerek cunta gerekse yerini aldığı “demokrasi” tarafından 1974’den beri yakalanmaya çalışılan Süleyman Cihan’ın öldürülmesinden Amerikan basını hiç bahsetmedi.

Ama Türkiye halkının devrimci dünya proletaryasının bu konuda söyleyeceği çok şey var. Aslında bu köpekler hiçbir zaman sonlarını düşünmüyorlar.” (Kaynak: ikk-sayı-38_Nisan-1982, Sayfa 8 )

Fotografın orjinali İşçi Köylü Kurtuluşu, Sayı 38, Nisan 1982 Batı Avrupa baskısında yayınlanmış, tarafımızdan renklendirilmiştir.
Süleyman cihan yoldaş hakkında bir makale ve şiir; ikk-sayı-39_Mayıs-1982, Sayfa 7

******

“Parti Şehitlerini Anma Haftasında,

DHD ve Sınıfsız Toplum Yaratma

 Mücadelemizde Şehit Düşen

Yoldaşlarımızı Anıyoruz!”

[Ocak 1984 Numarasız Özel İşçi-Köylü Kurtuluşu sayısı]

*****

“KOMÜNİST ÖNDER SÜLEYMAN CİHAN YOLDAŞIN’IN ÖLÜMSÜZ ANISI, KIZIL BİR DİRENİŞ ÇAĞRISIDIR!”

İŞÇİ-KÖYLÜ KURTULUŞU, Sayı: 69, Ekim-Kasım 1985, Sayfa 34, 35

Süleyman Cihan yoldaş hakkında bir makale; “KOMÜNİST ÖNDER SÜLEYMAN CİHAN YOLDAŞIN’IN ÖLÜMSÜZ ANISI, KIZIL BİR DİRENİŞ ÇAĞRISIDIR!” ikk-sayı-69_Ekim-Kasım-1985, sayfa 34
Süleyman Cihan yoldaş hakkında bir makale; “KOMÜNİST ÖNDER SÜLEYMAN CİHAN YOLDAŞIN’IN ÖLÜMSÜZ ANISI, KIZIL BİR DİRENİŞ ÇAĞRISIDIR!” ikk-sayı-69_Ekim-Kasım-1985, sayfa 35

 

Süleyman Cihan yoldaşın katledilmesinde rol oynayan Muhsin Bodur adlı faşistin cezalandırılmasına dair bildiri; ikk-sayı-91_Haziran-1990, Sayfa 35

******

“Herşey düşlerimiz ve umudumuz içindi”, Özgür Gelecek, 12-25 Eylül 2012, Sayı 41, Sayfa 26

******

Süleyman Cihan yoldaş katledildikten sonra burjuva basında çıkan haber küpürleri:

“İşkencede katledilişinin 2. yılında partimizin genel sekreteri SÜLEYMAN CİHAN yoldaş düşünce ve mücadelesi ile yolumuzu aydınlatıyor” TKP/ML (1983?)