Zeki Uygun

Zeki Uygun

Ölümsüzleştiği tarih: 22 Kasım 1986

Sivas-Hafik Kervansaray’da 10-13 hanelik küçük bir dağ mezrasında Mayıs 1953 yılında doğan Zeki Uygun yoldaş, ekonomik nedenlerle 1965’li yıllrda ailesiyle İstanbul’a göç etti. Burada hem çalıştı hem de okudu. Öğretmen okulunu bitirdikten sonra, çeşitli bölgelerde köy öğretmenliği yaptı. 70’li yıllarda Ardahan!da ve Çorum, Alaca ilçesine bağlı bir köyde ilkokul öğretmenliği yaptı. Bu köyde kaldığı zaman zarfında küçük büyük demeden yoksul köy halkıyla bütünleşen Zeki Uygun, artık onların doğal bir parçası haline geldi.

Zeki Uygun yoldaş öğretmenlik yaptığı sırada içinde yaşadığı toplumun koşullarını daha iyi anladı ve 1980 öncesi devrimci mücadeleye katıldı.

1 Mayıs 1980 yılında gözaltına alındı ve 3 yıl hapishanede kaldı, ardından şartlı tahliye oldu. Bu tarihten sonra siyasi nedenlerden dolayı Almanya’ya yerleşti.

Zeki Uygun yoldaş ideolojik anlayış birliği içinde olduğu yakın çalışma arkadaşlarıyla olan ilişkilerinde değil, diğer devrimci gruplarla ve halkla ilişkilerinde ölçülü ve saygılı olmasını bilirdi.

Zeki Uygun yoldaş; 22 Kasım 1986’da TKP-ML’nin 3. Konferans hazırlıkları sırasında yaşanan çatışmada Konferans delegeleri; Hüseyin TosunRıza Sökmen, İbrahim PolatÜnal KüçükbayrakA. Rıza BoyoğluM. Kemal Yılmaz ve savaşçılar Kamile Öztürk ve İsmail Doğan ile birlikte ölümsüzleşti.

Parti ismi “Hoca” olan Zeki Uygun yoldaş ölümsüzleştiğinde TKP-ML 3. Konferans Yurtdışı Delegesiydi

 

****

Zeki Uygun yoldaş hakkında basında çıkan haber, yorum ve makale:

“Şanlı Partimiz TKP/ML Yanılgılarından Dersler Çıkararak Savaşını Sürdürecek, Faşist Türk Devletinin Sevinci Kursağında Kalacaktır!”

İŞÇİ-KÖYLÜ KURTULUŞU, Sayı: 75, Aralık 1986, Sayfa 1, 6 ve 7

(3. Konferans Delegeleri-Hürmek Ölümsüzleriyle ilgili İşçi-Köylü Kurtuluşu’nda çıkan bir. Haberde dönemin koşulları gereği kimi hatalı ve eksik bilgiler vardır. ed.)

Zeki Uygun yoldaşın ölümsüzleşmesinin hemen ardından onun hakkında yapılan kısa bir bilgilendirme:

Zeki Uygun yoldaş hakkında kısa bir bilgi, “Şanlı Partimiz TKP/ML Yanılgılarından Dersler Çıkararak Savaşını Sürdürecek, Faşist Türk Devletinin Sevinci Kursağında Kalacaktır!”, ikk-sayı-75_Aralık-1986, Sayfa 6

*********

“Faşist Türk Ordusu Tarafından Dersim’de Katledilen Zeki Uygun Yoldaşın Anısına”

(Zeki Uygun yoldaşın ölümsüzleşmesi sonrasında “Bir mücadele arkadaşı” imzasıyla yayınlanan makale)

 İŞÇİ-KÖYLÜ KURTULUŞU, Sayı: 75, Aralık 1986, Sayfa 22 ve 23

*****

Zeki Uygun yoldaş ölümsüzleştikten sonra daha önceden kaleme aldığı ve İşçi Köylü Kurtuluşu Özel sayısında imzasız olarak yayınlandığı ifade edilen “Parti Şehitlerimizi Anıyoruz” başlıklı makale:

 İŞÇİ-KÖYLÜ KURTULUŞU, Sayı: 75, Aralık 1986, Sayfa, 24, 21 ve 22

*****

“Kasım ayında Dersim’de katledilen yoldaşlarımızın ve Ocak ayında andığımız tüm Parti şehitlerimizin ölümsüz anıları, işçilere ve tüm ezilenlere mücadele çağrısıdır:

Hiçbir Katliam Partimizin İlerleyişini, Faşist Diktatörlüğün de Çöküşünü Engelleyemez!”

İŞÇİ-KÖYLÜ KURTULUŞU, Sayı: 76, Ocak 1987, Sayfa, 1, 5, 6 ve 7

“Bir Kuşağın Mücadele Tarihine Malolan Anlamlı Bir Ölüm: YOLDAŞ ZEKİ UYGUN’UN ARDINDAN…” ve “Direnen Ses’in Anısına”

İŞÇİ-KÖYLÜ KURTULUŞU, Sayı: 76, Ocak 1987, sayfa 23, 26

Zeki Uygun yoldaş hakkında <strong><em>Bir Kuşağın Mücadele Tarihine Malolan Anlamlı Bir Ölüm YOLDAŞ ZEKİ UYGUNUN ARDINDAN ve Direnen Sesin Anısına<em><strong> <a href=httpstkpmlmediatkpmlcomwp contentuploads20230804173226ikk sayi 76 Ocak 1987pdf>ikk sayi 76 Ocak 1987 Sayfa 23<a>
Zeki Uygun yoldaş hakkında DHB Taraftarı bir devrimcinin yazısı <em><strong>Direnen Sesin Anısına<strong><em> <a href=httpstkpmlmediatkpmlcomwp contentuploads20230804173226ikk sayi 76 Ocak 1987pdf>ikk sayi 76 Ocak 1987 sayfa 26<a>

*****

Açıklama: “TARİH 26 ARALIK’LARI, 12 EYLÜL’LERİ DE YARGILAYACAKTIR! Bir Siyasi Mahkumun Kamuoyuna Açıklaması”, başlıklı makale, TKP-ML’nin merkezi yayın organı İŞÇİ-KÖYLÜ KURTULUŞU Gazetesinde 50, 51, 52, 53, 54, 55 ve 56. Sayılarda tefrika olarak imzasız yayınlanmıştır. Metnin Zeki Uygun yoldaşın kaleminden çıktığına dair, açıklama içinde yer yer ifade edilen kimi vurgulardan (Sivas doğumlu olması, öğretmen oluşu, Çorum Alaca’da öğretmenlik yapması, 1 Mayıs 1980’de gözaltına alınması ve tutuklanması vb. vb.) güçlü kanıtlar vardır. Makale bu nedenle Zeki Uygun yoldaşa aittir.  Ed.

*****

“V.İ. LENİN ÖLÜMSÜZDÜR!”

[Lenin yoldaşın ölümünün 61. Yıldönümü vesilesiyle Zeki Uygun yoldaşın kaleme aldığı bir makale]

İŞÇİ-KÖYLÜ KURTULUŞU, [NOS], Ocak 1989

*****

“Oğlunu bulamadan yaşamını yitirdi

Öldü denildi, tam 29 yıl geride kaldı ancak ailesi kemiklerine bile ulaşamadı Anne Hanım Uygun, oğlunu bulamadan yaşamını yitirdi. Gömülürken, vasiyeti üzerine oğlundan geriye kalan mendili yüzüne örtüldü, fotoğrafı koynuna konuldu, Tunceli’den getirilen bir avuç toprak da üzerine serpildi.

Tunceli’de güvenlik güçleri ile girdiği çatışmada öldüğü belirtilen TKP/ML TİKKO üyesi 32 yaşındaki öğretmen Zeki Uygun’un cenazesi, kaybolduğu 22 Kasım’dan bu yana tam 29 yıldır bulunamadı. Aile, o günden sonra yetkililere sayısız başvuru yaptı ancak cenazelerine bir türlü ulaşamadı. Anne Hanım Uygun, oğlunun öldüğüne ise uzun yıllar inanamadı. Gözyaşları bir türlü dinmeyen anne, bu yıl yaşamını yitirdi.

Vasiyeti üzerine, gömülürken oğlundan geriye kalan mendili yüzüne örtüldü ve fotoğrafı da koynuna konularak, Tunceli’den getirilen bir avuç toprak üzerine serpildi. Uygun’un amcasının oğlu Yüksel Uygun, “Annenin gözleri açık gitti, her gün oğlundan bir haber gelecek diye bekledi. Cesedini görmediği için öldüğüne bile inanmıyordu. Kemiklerinin nerede olduğunu bilsek, bir dua edebileceğimiz bir mezarı olsa bu bizi biraz olsun rahatlatacak” dedi.

Zeki Uygun, lise öğretmeniydi ve TKP/ML TİKKO üyesiydi. 1 Mayıs 1980 yılında gözaltına alındı ve 3 yıl cezaevinde kaldı, ardından şartlı tahliye oldu. Bu tarihten sonra siyasi nedenlerden dolayı Almanya’ya yerleşti. 1986 yılında Tunceli’de düzenlenen konferansa katılmak üzere geldiği sırada güvenlik güçleri ile girdiği çatışmada 9 arkadaşı ile birlikte yaşamını yitirdiği söylendi. Ailesi ise bu haberi, aylar sonra yurtdışındaki siyasi bildirilerde yazması ile öğrendi.

Cenazeye ulaşmayı denedi ancak hiçbiri sonuç vermedi. Baba Süleyman Uygun, oğlundan geriye bir iz bulabilmek için Almanya’ya kadar gitti ancak hiç bir ize rastlayamadan 1996 yılında yaşamını yitirdi. Babanın ölümünün ardından oğullarını bulma görevini anne Hanım Uygun üstlendi. Oğlunun cenazesini görmediği için uzun yıllar ölmediğini bile düşünen anne Uygun, belki “kapı çalar da oğlum gelir” diye yıllarca bekledi. Bu süre içinde böbrek ve şeker hastası olan anne Hanım Uygun’un hastalığa bağlı olarak ayağının kesilmesi sonucu o zaman “Ben asıl şimdi öldüm. Zeki sağ olsaydı bunu duyar gelirdi, demek ki Zekim ölmüş” diyerek oğlunun öldüğünü kabul etti. Hanım Uygun, yıllarca oğlunun hasreti ile beklerken geçtiğimiz Şubat ayında ise yaşamını yitirdi.

“Devlet öldüğünü yeni kabul etti” Uygun’un amcasının oğlu Yüksel Uygun, yıllarca cenazelerinin peşinde koştuklarını ancak hiçbir ize rastlamadıklarını söyledi. Uygun “Başvurduğumuz makamlar yıllarca ‘öyle biri yok’ dedi. Polis, ailenin Büyükçekmece’deki evine sık sık gelerek ‘Zeki nerede’ diye sordu. Hatta anne ‘oğlumu biz de arıyoruz, bulursanız bize de haber verin’ dedi. Asker kaçağı olarak yıllarca arandı. Nüfustan iki yıl önce düştü. Devlet öldüğünü iki yıl önce kabul etti” dedi. Uygun, şöyle devam etti: “Anne Hanım Uygun, hep oğlunun peşindeydi. Berfo Ana gibi hep ‘oğlum oğlum’ derdi. Hastalığı ilerleyince bize vasiyeti olarak ‘beni gömdüğünüzde Zeki’nin fotoğrafını göğsüme koyun, mendilini yüzüme örtün, Tunceli’den toprak getirin, o toprağı da yüzüme serpin’ dedi. Ölünce de vasiyetini aynen yerine getirdik. Herkesin ölüsüne ağlayabileceği bir mezarı var, çiçek koyuyor, su döküyor, oturup dertleşiyor. Bilinmezlik çok acı.

Zeki ağabeyim el işlerinde becerikliydi, ahşap oymacılığı yapardı, cezaevinde çerçeveler yapmıştı, çantası ve el radyosu ile birlikte hepsini 78’lilerin Utanç Müzesi’ne bağışladık. Bir annenin gözyaşları ölene kadar hiç dinmedi. Yeğeni Ceren Gözde Uygun ise 5 ay önce dayısının öğretmenlik yaptığı Ardahan’daki köye gittiğini anlatarak “Öldü denildiği ay ana rahmine düşmüşüm. Dayı yeğen ilişkisini hiç kuramadık, bir kitap üzerine tartışamadık, ideallerini heyecanla anlatırken dinleyemedim. 5 ay önce öğretmenlik yaptığı köye Ardahan’a gittim. Kaldığı lojmanı gördüm, anılarına dokundum. Yaşayan öğrencilerinden nasıl bir eğitimci olduğunu dinledim. Ananem gözleri açık öldü” dedi.

Sibel Bahçetepe/Cumhuriyet

22 Kasım 2015 Pazar”

*******

Dersim Hürmek Ölümsüzleri için söylenen bir şarkı

(TİKKO Müzik Topluluğu: Yetiş Yalnız (Ahmet) ve Umut Polat (Cem)-Sürecek)