“SOSYALİZM VE SOSYALİZMDEN GERİYE DÖNÜŞ SORUNLARI” ÜZERİNE

ALINAN DOĞRU KARARLARIN REVİZYONU ÇABASININ VE RESTORASYONUN İTİRAFI

Deng Siao-ping’in teşviki üzerine kaleme alınan bir makale üzerine yorum:

Kapitalist yoldaki iflah olmaz parti iktidar sahibi Deng Siao-ping geçen yıl var gücüyle alınan doğru kararların revizyonunu hedefleyen sağdan esen rüzgarı başlattığında, “tüm ülke ve parti çalışmasına ilişkin esas halka üzerine” başlıklı bir makale kaleme alındı. Bu makalede “üç direktifi esas halka alalım” (x) programının yalnızca “bugün” için değil, fakat aynı zamanda “gelecek 25 yıl” için “tüm çalışmada esas halka” olduğu tantanalı bir şekilde açıklanmaktadır. Yayınlanmaya zaman bile olmayan on bin kelimelik bu makale büyük bir zehirli ottur. O, eşsiz bir olumsuz öğretmen ve aynı zamanda alınan doğru kararları değiştirme ve restorasyon çabasının itiraf edilmesidir. Bu makalenin tahlili, Deng Siao-ping’in “üç direktifi esas halka alalım” başlıklı programının tepeden tırnağa revizyonist bir program olduğunu, alınan doğru kararları değiştirmeyi hedefleyen bu sağ sapmacı faaliyetin bir teoriye dayandığını, bir program çerçevesinde örgütlü ve komplocu olduğunu daha da açıkça göstermektedir.

Deng Siao-ping’in bu makale ile ilgili olarak büyük ümitler beslediğini söylemek gerekir. O, o zaman şu iddiada bulunmuştu “makalenin yayınlanması bir yumruk darbesi gibi etki edecektir”. Acaba o, hangi “yumruktan” bahsediyor ve bunu kime indirmek istiyordu? Bir avuç sınıf düşmanının kundaklamalarda bulunduğu ve insanları dövdüğü Tienanmen meydanındaki karşı-devrimci olay ele alındığında parti içindeki ve dışındaki burjuvazinin sürekli her “yumruk”unu da salladığı görülür, yani karşı-devrimci kamuoyu ve karşı-devrimci şiddet. Revizyonist “yumruk” Büyük Proleter Kültür Devrimine, başkan Mao’nun devrimci çizgisine ve proletarya diktatörlüğünün sosyalist sistemine indirilecekti.

“SOL SAPMAYA KARŞI MÜCADELE” BAYRAĞI ALTINDA BÜYÜK KÜLTÜR DEVRİMİNE SALDIRI

Şu “esas halka” başlıklı makalede baştan sona kadar “Lin Piao’nun eleştirilmesi” ve “sol sapmaya karşı mücadele” bayrağı altında Büyük Kültür Devrimine saldırılmaktadır. Lin Piao aşırı sağ revizyonist bir çizgi izliyordu, adı geçen makalenin yazarları ise bu çizgiyi ard niyetli bir şekilde “aşırı sol” bir çizgi olarak gösterdiler ve “sol sapma”nın “zehirli etkileri”nin “kökünden yok edilmesi” gerektiği, ve ancak bu taktirde “istikrar ve birliğe dayalı siyasi bir durumun yaratılabileceği” gibi sansasyonal bir iddia ortaya attılar. Bu kişiler kararlılıkla aşırı sağ bir tutum benimsediklerinden Büyük Kültür Devrimi onların gözünde “aşırı sol”dur. Onların şu sözüm ona “sol sapmaya karşı mücadele”leri başkan Mao’nun Marksist-Leninist çizgisine karşı mücadeledir. Onların “Lin Piao’yu eleştirme”leri bir aldatmacadır. Ve gerçekte onlar Büyük Kültür Devrimini inkar etmek istemektedirler.

Büyük Proleter Kültür Devrimi nedir? O, sınıf mücadelesidir, özünde o, sosyalizm şartlarında burjuvazi ve tüm diğer sömürücü sınıflara karşı proletaryanın büyük siyasi bir devrimidir. Bu hareketin esas hedefi kapitalist yoldaki parti iktidar sahipleridir. Geçenlerde Başkan Mao şu açıklamada bulundu: “Sosyalist devrim yapılıyor ve burjuvazinin nerede olduğu bilinmiyor; o, komünist partisinin göbeğindedir -onlar kapitalist yoldaki parti iktidar sahipleridirler. Kapitalist yoldaki parti iktidar sahipleri hala bu yolda yürümektedirler.” Büyük Kültür Devriminin esas nesnesinin, kapitalist yoldaki parti iktidar sahipleri olduğu gerçeğini inkar etmek bir tüm olarak Kültür Devrimini reddetmek demektir. Deng Siao-ping iftiracı bir şekilde Büyük Kültür Devriminin “tecrübeli kadrolara vardığını” söylemiştir. Onun teşviki üzerine yazılan makalede saldırı daha açık bir şekilde Büyük Kültür Devriminin “iyi parti kadrolarını yönetici mevkilerden uzaklaştırdığı” iddiasında yoğunlaştırmaktadır. Burada sormak gerekir: Liu Şao-şi ve Lin Piao’nun iki burjuva karargahı defedilmemeli miydi? Partiye sızmış olan bir avuç hain, gizli ajan ve karşı-devrimci atılmamalı mıydı? Kapitalist yoldaki parti iktidar sahipleri teşhir edilip, mahkum edilmemeli miydi? Büyük Kültür Devrimi kadroları sınıf mücadelesi ve çizgi mücadelesinde derin bir şekilde eğitmiş ve hata yapmış olan bir dizi kadroyu kurtarmıştır. Bu, proletarya diktatörlüğü altında devrimin sürdürülmesinde onların yararınadır. “Esas halka” üzerine makale, başkan Mao’nun Büyük Proleter Kültür Devriminin niteliği, konusu ve görevleri üzerine direktiflerine hiç değinmemekte, bunun yerine kapitalist yoldaki iktidar sahiplerine karşı mücadeleyi “aşırı sol” olarak karalamakta, Büyük Kültür Devrimine küfretmekte ve hata yapıp kitlelerce eleştirilmiş kadrolar arasında Kültür Devrimine ilişkin memnuniyetsizliği körüklemek amacıyla kapitalist yoldaki iflah olmaz iktidar sahipleri için feryat etmektedir. Bütün bunlar bir kez daha Deng Siao-ping’in “alınan karara asla karşı gelmeme” yemininin Konfüçyüs ve Mensiyus’un taraftarlarının “kurt, uzamak üzere kısalıyor” diye tanımladıkları oyunun tekrarından başka bir şey değildir.

Büyük Proleter Kültür Devrimi başka bir örneği olmayan büyük bir kitle hareketidir. “Onlar, daha önceki hiçbir kitle hareketinde bugünkü gibi genişlik ve derinlikle seferber edilmemişlerdir.” Başkan Mao, kapitalist yoldaki parti iktidar sahiplerine karşı ayağa kalkan milyonlarca kitleye büyük saygı duymuş ve coşkuyla taktir etmiştir. Proletarya diktatörlüğünün tarihi deneyimleri revizyonizmin iktidara gelişini engellemek için yalnızca bir azınlığa dayanılamayacağını, aynı zamanda tüm ülke halkının mücadeleye seferber edilmesi gerektiğini kanıtlamıştır. Büyük Kültür Devrimi tam da geniş kitlelerin revizyonizme karşı mücadeleye seferber edildiği ve bu mücadelede onlara dayanıldığı böyle bir pratiktir. Her zaman Konfüçyüs’ün “asilerin bilgililiği ve sefillerin cehaleti” gibi idealist tarih anlayışına sarılan Deng Siao-ping, “işçi, köylü ve askerlere dayanmak sadece izafidir” diye iddia edecek kadar ileri gitmiştir. Onun teşviki üzerine makalede utanmazca kitlelerin, körü körüne izleme ve rastgele isyan etme eğiliminde oldukları söylenmektedir. Yazarların (söz konusu makalenin yazarları kastedilmektedir -Çn) gözünde halk kitleleri sadece cahil, vurucu-kırıcı takımıdır. Bu kişilerin sinsice Büyük Kültür Devriminin kitle hareketine saldırmaları tam da bu mücadelenin en hassas noktaya isabet ettiğini ve devrimci kitle hareketinin dev gücünü ortaya koyduğunu kanıtlamaktadır. Onlar kitlelere karşı durmuş ve çoğunluğu, kitlelere duydukları kini kusmuşlardır. Bütün bunlar parti içindeki burjuvaların gerici asalete tutkun özünü gün ışığına çıkarmıştır. 1959’da başkan Mao, revizyonist çizginin ele başlarından Peng Dö-hay’ın devrimci kitle hareketine karşı öne sürdüğü saçmalıkları reddederken şunları söylemiştir: “Lenin’in dönek Plehanovu ve şu burjuva bayları ve onların kuyrukçularını can çekişen burjuvaziyi ve onun kuyruğuna takılan küçük-burjuva demokrasisini nasıl eleştirdiğini okudunuz mu? Şayet okumadıysanız bir kere okumanız gerekmez mi?”

Deng Siao-ping makalenin kaleme alınması talimatını verirken, aynı zamanda şu safsatayı da yaymıştır: “Büyük Kültür Devriminde ortaya çıkan sorunlar tamamen unutulmalı, hiç akla getirilmemeli, ağıza alınmamalıdır. Benim hafızam zayıftır ve her şeyi unuttum bile.” O, birkaç kelimeyle açıkça Büyük Kültür Devrimine karşı olan kin ve nefretini dile getirmiştir. Onun sözleri, Büyük Kültür Devrimini dikkate almamak, onu hiçbir şeymiş gibi görmek ve daha öncede olduğu gibi kapitalist yolda yürümeye devam etmeyi istemek olarak anlaşılmalıdır. Onun, “hafızasının zayıf” olduğunu ve “her şeyi unuttuğunu” iddia etmesi sadece bir aldatmacadan ibarettir. Onun kudurgan faaliyetleri gece gündüz Kültür Devrimi ile hesaplaşmayı ve restorasyonu özlediğinin, proletarya ve tüm devrimci halk yenilene ve Büyük Kültür Devriminin inkar edilemez doğru değerlendirmesi geçersiz kılınana dek asla rahat durmayacağının özlü bir kanıtıdır.

ELİ SOPALI DÜZENLEME İLE KÜLTÜR DEVRİMİNİN DOĞRU DEĞERLENDİRİLMESİNİN GEÇERSİZ KILINMASI:

Büyük Kültür Devriminin doğru değerlendirmesini geçersiz kılmak amacıyla Deng Siao-ping tüm ard niyeti ile şunu belirtmiştir: “Şimdiki durumda tüm alanlarda düzenleme sorunu söz konusudur.” Onun teşviki üzerine kaleme alınan makalede şöyle denilmektedir. “Üç direktifi esas halka alarak, Büyük Proleter Kültür Devriminin başlangıcından bu yana elde edilen zengin tecrübeleri özetlemek, çeşitli çalışmalara ilişkin somut siyasi direktifler hazırlamak ve tüm çalışmadaki bu esas halka ve çeşitli siyasi direktifler sayesinde tüm alanlardaki çalışmaları yönlendirmek ve düzenlemek zorunludur.” Demek ki onlar, “üç direktifi esas halka” alarak Büyük Kültür Devriminin “özetlenmesi”ni talep ediyorlardı. Bu, partimizin 9. ve 10. Kongrelerinde yapmış olduğu Büyük Kültür Devriminin özetlenmesini geçersiz kılmaktan başka ne anlama gelmektedir. “Büyük Proleter Kültür Devrimi mutlaka zorunludur ve proletarya diktatörlüğünü sağlamlaştırmak, kapitalizmin restorasyonunu önlemek ve sosyalizmi inşa etmek için tam zamanında uygulanmaktadır.” Başkan Mao’nun bu talimatı artık geçerli değil midir? Açıktır ki, Deng Siao-ping’in revizyonist çizgisi ile uyum içerisinde yapılacak olan bir “özetleme” intikam tutkusuyla Büyük Kültür Devrimine karşı girişilen bir saldırıdan başka bir şey olmayacaktır. O, ayrıca çeşitli siyasi direktiflerin “hazırlanması”nı talep etmiştir. Bununla o, Başkan Mao tarafından partimiz için ortaya konulan proleter siyasi direktifleri reddetmeyi, bunlara karşı durmayı ve burjuvazinin örneğine uygun bir şekilde tüm alanlardaki çalışmayı ve aynı zamanda partimizi ve devletimizi de değiştirmeyi amaçlamaktadır. “Esas halka” üzerine makalede, bir nefeste “düzenlenecek” dokuz unsur sıralanmakta ve “ağırlık noktası” da, “kilit noktası” da yönetici kurallar olmak üzere partinin düzenlenmesine verilmektedir. Makalenin yazarları, şu sözüm ona “anti-Marksist sınıf düşmanları”nın yıkılması ve “yönetimin yeniden ele geçirilmesi” zorunludur şeklinde feryadı basmaktadırlar. Onların “anti-Marksist sınıf düşmanları”ndan söz etmelerinin aslında belli gerici bir anlamı vardır. Bununla kararlılıkla Başkan Mao’nun devrimci çizgisini uygulayan proleter devrimciler kastedilmektedir. Onlar revizyonizmi uyguladıklarından Marksizm ve proletarya diktatörlüğünde sebat edenleri de tabii ki kendi sınıf düşmanları olarak görmektedirler. Bundan başka, “anti-Marksist sınıf düşmanı” dedikleri kimseleri kötü niyetle dönek ve vatan haini Lin Piao ile bağdaştırdılar ve bu kimselerin “Lin Piao’nun mirasını devraldıkları”nı ve “Lin Piao’nun eski oyunlarını tatbik ettikleri”ni açıkladılar. Gerçekte ise bu sözler harfi harfine kendi kendini tasvirdir. Sağdan esen rüzgarı geri püskürtme mücadelesinde açığa çıkarılan sayısız gerçekler, Liu Şao-şi ve Lin Piao’nun revizyonist çizgisinin mirasını gerçekten devralan, “kızıl bayrakcık”la kızıl bayrağa karşı mücadele etme eski oyununa başvuran ve Marksizm-Leninizm ve Mao Zedung Düşüncesine kudurmuşçasına saldıranın kapitalist yoldaki iflah olmaz iktidar sahibi Deng Siao-ping’den başkası olmadığını kanıtlamıştır. Onlar, demagojik propaganda yapıp karışıklık yaratmış, Büyük Proleter Kültür Devrimini lekelemiş, proleter devrimcileri karalamış ve bir avuç açık ve gizli karşı-devrimcinin söylemeye cesaret edemediğini dile getirmişlerdir. Burada esas nokta partimizi ve kitleleri bölmek ve proletaryanın elinden iktidarı gasp etmek çabasıdır.

Neden Deng Siao-ping böyle alelacele Büyük Kültür Devriminin doğru değerlendirmesini geçersiz kılmak ve proletaryanın elinden iktidarı gasp etmek istiyordu ki? “Esas halka” üzerine makale buna en iyi dipnotudur: O, partinin temel çizgisinin değiştirilmesini ve kapitalizmin çok yanlı restorasyonunu istiyordu.

ÜRETİME SARILMA BAHANESİ ALTINDA KAPİTALİZMİN RESTORASYONU:

Makale daha başında, Parti Merkez Komitesinin 2. genel toplantısında ve IV. Milli Halk Kongresinde gelecek 25 yıl içerisinde Çin ekonomisinin gelişmesi gibi muhteşem bir görevin ortaya konulduğundan bahsetmektedir. Bunun hemen arkasından yazarlar açıkça “üç direktifi esas halka ele alalım” programının gelecek 25 yıl içindeki “tüm çalışmada esas halka” olduğunu açıklamaktadırlar. Burada onlar kasıtlı bir şekilde X. Merkez Komitesinin 2. genel toplantısının ve IV. Milli Halk Kongresinin ruhunu tahrif etmiş ve partimizin sınıf mücadelesinin sebatla esas halka olarak kavranılmasına ve gelecek 25 yıl içinde sosyalist modernleştirmenin gerçekleştirilmesine ilişkin şiarını çarpıtmışlardır. “Kalas ve sütunu kurtlanmış kereste ile değiştirmek” hırsız oyunu ile onlar, “25 yıl” kelimesini alarak, programları “üç direktifi esas halka ele alalım”a eklemişlerdir. Onlar devrim ile üretim, siyaset ile ekonomi yani komuta eden ile komuta edilen arasındaki ilişkiyi ters yüz etmişler ve “üç direktifi esas halka ele alalım” programının yalnızca modernleştirmenin gerçekleştirmesini hedeflediğini iddia etmekle modernleştirmenin gerçekleştirilmesini her şeyden önce gelen baş noktaya oturtmuşlardır. Böylece sınıf mücadelesi, yani esas halka ortadan kaldırılmakta ve proletarya diktatörlüğü altında devrimin sürdürülmesine ilişkin temel görev yok edilmekte ve sadece geriye şu “modernleştirme” kalmaktadır. Bu şekilde partimiz bir “üretim partisi”ne, revizyonist bir partiye dönüşmez miydi ve partimizin programı değiştirilmiş olmaz mıydı? Buna uygun hareket edilseydi bütün Çin 25 yıldan daha az zamanda siyasi rengini değiştirirdi.

Marksizm, tarihi gelişmenin tüm süreci boyunca üretici güçlerin ve ekonomik temelin genelinde başlıca ve belirleyici rolü oynadığı görüşündedir. Fakat aynı zamanda üretim ilişkilerinin üretici güçlere ve üst yapının ekonomik temelde etki yaptığı da kabul edilmelidir. Eski üretim ilişkileri ve eski üst yapı, üretici güçlerin ve ekonomik temelin gelişmesini engelledikleri zaman, işte o zaman üretim ilişkilerinin ve üst yapının değiştirilmesi başlıca belirleyici rolü oynar, Demokratik Devrim döneminde başkan Mao “Koalisyon hükümeti üzerine” yazısında şuna işaret etmişti: “Son tahlilde, Çin’deki herhangi bir siyasi partinin siyaset ve uygulamasının halk üzerindeki etkisinin iyi ya da kötü, çok ya da az olması, halkın üretici güçlerini geliştirmesine yardım edip etmediğine ve ne kadar ettiğine, bu güçleri engelleyip engellemediğine bağlıdır.”

Bunu takiben şunu açıklamıştı: “Çin’deki sosyal üretici güçleri ancak Japon saldırganlarının yok edilmesi, toprak reformunun uygulanması, köylülerin esaretten kurtarılması, modern sanayinin geliştirilmesi ve bağımsız, özgür, demokratik, birleşik, müreffeh ve güçlü bir yeni Çin’in kurulmasıyla serbest kılınabilir ve Çin halkı bunu sevinçle karşılar.” Başkan Mao burada yalnızca devrimin üretici güçleri özgür kılabileceğini vurgulamaktadır. O, sosyalist dönemde de her zaman üretim ilişkileri ve üst yapıdaki sürekli değişmenin üretici güçlerin gelişmesine ön ayak olucu rolünü vurgulamış ve partimiz için “devrime sarılalım üretimi ilerletelim” direktifini ortaya atmıştır. Büyük Kültür Devrimi’nin başlangıcından bu yana Çin’de bütün alanlardaki canlı gelişme bu büyük devrimin, Çin toplumunun üretici güçlerinin gelişmesinin güçlü bir motoru olduğunun çarpıcı bir kanıtıdır.

“Üç direktifi esas halka alalım” revizyonist programını gerçekleştirmek amacıyla “esas halka” üzerine makale tüm araçlarla devrime sarılalım üretimi ilerletelim talimatına ve proleter siyasetin öncelikliğine saldırmakta ve üretici güçler teorisi gibi eski şeyleri okutmaya çalışmaktadır. Başkan Mao’nun “koalisyon hükümeti üzerine” yazısındaki söz konusu bölüm yüzsüzce çarpıtılmakta ve parçalama oyununa başvurularak bölümün ikinci yazısı kasten atlanmaktadır. Makalenin yazarları devrimi hiç dikkate almadan üretimin sözünü etmekte ve yalnızca üretimi ilerletmekle “gerçek devrimci” olunabileceğini ve tutulan yol ne olursa olsun “doğru bir çizgi” izlenebileceğini söylemekteler. Tek kelime ile onların reklamını yaptıkları Deng Siao-ping’in vaaz etmeye devam ettiği “beyaz kedi, kara kedi” teorisidir. Bu mantığa göre iki süper devletin en çok çeliğe ve atom bombasına sahip olduklarından dolayı “en doğru” ve “en devrimci” olmaları gerekmez mi? Ve emperyalizm ve sosyal-emperyalizmin denetimi ve yağmasından dolayı iktisaden az gelişmiş olan üçüncü dünya ülkelerinin “en yanlış” ve “en az devrimci” olmaları gerekmez mi? “Marksizmi kavradıkları”nı iddia eden bu kişilerin saçmaladıkları şu gülünç şeylere bakın!

Tarihi tecrübelerinde gösterdiği gibi eski ve yeni revizyonistler proletarya devrimine ve proletarya diktatörlüğüne karşı savaşmaktadırlar. Onların izinden giden Deng Siao-ping’de kendisini üretimle en fazla ilgilenen ve en fazla üretimden birisiymiş gibi, bir ekonomi “uzmanı”ymış gibi göstermeye çalışmış ve tüm bunları üretime sarılma bahanesi altında kapitalizmi yeniden inşa etme çabasıyla yapmıştır. Bir yandan; “her şey modernleştirme için” şiarı altında çeşitli üst yapı alanlarındaki devrime karşı gelmek için tüm gücünü kullanmış, diğer yandan da boşuna Çin’de sosyalist inşanın yönünün değiştirmeyi ümit ederek inatla ekonomik alanda kendi revizyonist çizgisini gerçekleştirmeye çalışmıştır. Açıktan açığa ekonomi alanındaki burjuva düşünceleri piyasaya sürmüş ve bilim ve tekniğin öncelikliğini, sözde her şeye kadir revizyonist kural ve kararnamelerin ve bireyin maddi çıkarlarının her şeyden önce geldiğinin reklamını yapmıştır. Ne söylediyse de, insan unsurundan ve devrimden hiç bahsetmemiş ve proletaryanın burjuvaziye karşı sınıf mücadelesini yok etme çabasında kasıtlı olarak kapitalist yoldaki iktidar sahiplerinin eleştirilmesine yan çizmiştir. Parti yönetimine karşı gelmiş ve “fabrikaların uzmanlarca yönetilmesi”ni savunmuştur; proleter siyasetin öncelikliğine karşı gelerek, maddi teşviki onaylamıştır, kitlelere dayanmaya, büyük çapta kitle hareketlerinin geliştirilmesine karşı gelmiş ve “denetim, sınırlama ve baskı”dan yana çıkmıştır; yalnızca merkezi inisiyatifin geliştirilmesini vurgulamakla merkezi ve yöresel olmak üzere her iki inisiyatifinde uygulanmasına karşı savaşmış ve “yetkili bakanlıkların doğrudan denetimi”ne büyük değer vermiştir; “iki ayak üzerinde yürüme” direktifine karşı gelmiş ve tek yanlı olarak büyük ve yabancı olan şeye önem vermiştir; bağımsızlık ve kendi gücüne güvenmeye karşı direnmiş ve ateşli bir şekilde yabancı olan her şeye tapmanın felsefesini ve kuyruğunu yalama siyasetini yaymıştır. Yabancı olan şeylere tapan ve körü körüne inanan Deng Siao-ping kendisini bir komprador burjuva yabancı kölesi olarak açığa çıkarmıştır. Böylece o, Çin’de sosyalist inşayı baltalamış ve kötü sonuçlara neden olmuştur. Onun yaptığı gibi yapılsaydı ekonomik inşamız kapitalist yola sapmış ve ülkemiz bir sömürge ve yarı-sömürge durumuna geri dönmüş olurdu.

ALINAN DOĞRU KARARLARIN REVİZYONU HALKIN İRADESİNE AYKIRIDIR:

“Esas halka” üzerine makalenin piyasaya sürülmesi bir kere daha sınıf mücadelesinin objektif olarak varlığını ve insan iradesinden bağımsız olduğunu kanıtlamaktadır. Son derece kendini beğenmiş bir tarzda proletaryaya karşı saldırıyı başlattığında Deng Siao-ping, ne kadar da vahşi, ne kadar da küstah idi! Utanmazca şu “anti-Marksist sınıf düşmanları”nın hezimete uğramasında, “gerçek uğruna mücadele ettikleri”nden ve “sarsılmaz güven”leri olduklarından bahsetmişti. Mümkün olsaydı bir çarpıda proletaryanın işini halledecekti! Sağdan esen rüzgar bir süre üstün olsa da özünde son derece zayıftır. Alınan doğru kararların revizyonu halkın iradesine aykırıdır. Gerçek, alınan doğru kararları değiştirme ve kapitalizmi yeniden inşa çabası güdenlerden yana değildir. Onlar en fazla gerçekten ve gerçeğe hakim olan halk kitlelerin den korkmaktadırlar. Bu gülünç makalenin ortaya çıkmasından kısa zaman sonra hemen tehlike kokusu almışlar ve makaleyi yeniden gözden geçirmek için ateşli bir çaba sarf etmişlerdir. Bu arada “anti-Marksist sınıf düşmanları” gibi ifadelerinden de şimdilik vazgeçmişlerdir. “Anti-Marksist” ve “sınıf düşmanı” olanları yerle bir etmekten bu kadar çabuk vazgeçmek düşündürücüdür. “Gerçek uğruna” savaşmalarına ve “sarsılmaz güven”leri olmalarına rağmen neden birdenbire vicdanen huzursuz oldular ki? Makalenin gözden geçirilmesi sırasında dillerinin zor döndüğü bazı sözleri eklemek ve kolaylıkla söyleyebildikleri bazı sözleri de atmak zorunda kaldılar. Daha kurnaz ve daha gizli araçlarla proletaryaya karşı saldırıya giriştiler. Bununla birlikte makalenin gözden geçirilmesi de niyetlerini daha açığa çıkartarak maskelerini indirdi.

Tarihte, büyük devrimlerin başarılarının sağlamlaştırılması ve genişletilmesi genellikle bu devrimlerin gerçekleştirilmesinden daha fazla zaman almıştır. Devrim dönemi ile devrimden sonraki uzun bir süreçte alınan doğru kararların revizyonu ile buna karşı direniş arasında, restorasyon ile bunun önlenmesi arasında sürekli mücadele olmuştur. Başkan Mao’nun bizzat başlattığı ve yönettiği Büyük Proleter Kültür Devrimi proletarya diktatörlüğü altında devrimin sürdürülmesinin önüne geniş bir yol açmıştır. Onun (Kültür Devriminin -Çn) çözmesi gereken sorun sosyalizm döneminde geniş kitlelerin burjuvaziye, özellikle de parti içindeki burjuvaziye karşı harekete geçirilmesidir. O (Kültür Devrimi -Çn) revizyonizmle mücadele edilmesi ve onun engellenmesi, proletarya diktatörlüğünün sağlamlaştırılması, kapitalizmin yeniden inşasının önlenmesi, sosyalizmin inşası için son derece değerli tecrübeler kazandırmıştır.

Büyük Kültür Devriminin niteliği, görevleri ve önemi revizyonizmi uygulayanların, restorasyon ve gerileme ile uğraşanların, kaçınılmaz olarak Büyük Kültür Devriminin doğru değerlendirilmesini geçersiz kılmaya uğraşanları şart koşmaktadır. Büyük Kültür Devriminin kabulü veya reddi sorunu, gerçek veya sahte bir sosyalizmin inşası, devrimin proletarya diktatörlüğü altında sonuna kadar sürdürülmesi veya eri püskürtmek için verilen büyük mücadele Büyük Proleter Kültür Devriminin bir devamı ve derinleştirilmesi, partimiz ve ülkemizin kaderi ve geleceği ile ilgili birinci derecede öneme sahip bir meseledir. Ülkemizin Başkan Mao’nun devrimci çizgisinde zaferle ilerlemesi için burjuvazinin saldırısını kararlı bir şekilde püskürtmeli ve Büyük Proleter Kültür Devriminin parlak başarılarını sağlamlaştırmalı ve genişletmeliyiz.

“Peking Rundschau”

13 Temmuz 76, Sayı: 28