ÇELİŞME, BAŞ ÇELİŞME, DÜŞMAN VE BAŞDÜŞMAN MESELESİ ÜZERİNE

Türkiye’de Baş Düşman Sorunu:

Türkiye’de Baş Düşman Sorunu:

Dünya olduğu gibi, tek tek ülkelerde de baş düşman tespiti, aslında baş düşman tespit edilen düşmana karşı diğer düşmanlarla da ittifak imkanının doğduğu, olağanüstü şartlarda yapılabilecek bir tespittir. Aksi halde, böyle bir imkan yokken, baş düşman tespiti yapmak, halkı baş düşman tespit edilen güce karşı, hakim sınıfların bir kanadının peşine takmaya hizmet edecek; devrimin hedeflerinden bir bölümünü devrimin itici gücü olarak göstermeye hizmet edecektir.

Ülkemiz yarı-sömürge, yarı-feodal bir ülkedir. Ülkemizde çeşitli emperyalist güçlerin menfaatleri vardır. Bu emperyalist güçler, yerli uşaklar aracılığı ile hüküm sürdürmekte; tek başlarına iktidar olmak için dalaşmaktadırlar. Ama bunların tümü, normal zamanlarda, halka karşı birleşmektedirler. Yarı-sömürge, yarı-feodal bir yapıya sahip olan ülkemizde, çok olağanüstü şartlar dışında, komprador burjuvazi ve toprak ağalarının bir kesimi ile; bir diğer kesimine karşı ittifak kurmak somut olarak imkansızdır. Böyle bir ittifak ancak, hakim sınıfların bir bölümünün varlığının bir bütün olarak, hakim sınıfların bir diğer kesimi tarafından ciddi bir şekilde tehdit edilmesi sonucu ortaya çıkabilir. Bu ancak, ülkenin bir emperyalist güç tarafından doğrudan işgal edildiği zaman ortaya çıkacak bir durumdur. Bir (ya da birkaç) emperyalist gücün ülkeyi işgal etmesi halinde; bu emperyalist güç (güçler) dışındaki emperyalist güç (güçler)e hizmet eden hakim sınıf kanatlarının varlığı; işgalci güç ve uşakları tarafından tehdit edilir. Böyle bir durumda hakim sınıfların bir bölümü, işgalci emperyalist güce ve uşaklarına karşı verilen mücadeleye katılabilir. (Kemalistlerin Kurtuluş savaşında yaptıkları gibi) Böyle bir durumda, baş düşman ilan edilen güce karşı, diğer devrim düşmanları ile geçici bir ittifak imkanı doğar.

Bu ittifakta unutulmaması gereken en önemli mesele, ittifak kurulan güçlerin bir bölümünün gerçekte demokratik devrimin hedefleri içinde olduğu; devrim düşmanı olduğu gerçeğidir. Bunun unutulması, bu güçlerin devrim düşmanı yüzlerinin halk içinde bizzat ittifak dönemlerinde de teşhirinin unutulması; devrime çok ağır zararlar verir.

İşte bu yüzden, ülkemizde baş düşman tespiti, yalnızca emperyalist işgal dönemlerinde yapılmalıdır. Bu dönemlerde “işgalci emperyalist güç ve uşakları, halkın baş düşmanı” ilan edilmeli baş düşman dışındaki düşmanlarla da ittifak aranmalıdır.

İşgal dönemleri dışında, baş düşman kavramının kullanılması, yalnızca kafa karıştırmaya yarar. Böyle dönemlerde, meseleye somut yaklaşmak-hakim sınıflar içindeki durumu somut olarak incelemek; her dönemde iktidarda ağırlıkta olan kesimi doğru tespit etmek, ve bu kesimin teşhir ve tecritine öncelik vermek tek doğru yoldur.

Bizim bu görüşlerimize oportünistler açıktır ki, azgınca saldıracak; bizim baş düşman tespiti yapmamızı eleştirecek, kendimizi uluslararası komünist hareketin üzerinde gördüğümüzü vs. söyleyecektir. Bu normaldir. Biz bundan korkmamalı; tam tersine oportünistlerin bizi övmesinden (siyasi olarak övmesinden) çekinmeliyiz.

Biz buradaki görüşlerimizle, bugün uluslararası alanda iyice yaygınlaşmış görüşlere karşı çıktığımızın; akıma karşı çıktığımızın bilincindeyiz. Bunu bilerek, isteyerek yapıyoruz. Uluslararası alanda da doğruların ancak mücadele ile kendini kabul ettireceğine inanıyoruz. İdeolojik siyasi mücadelenin de kapalı kapılar ardında değil açık yürütülmesinden yanayız.

Biz, bazı kavramların fetiş haline getirilmesine; içlerinin boşaltılmasına ve kavramlara tapılmasına karşıyız. Bunun yanında, kavramları herkesin kendi bildiği biçimde kullanmasına da karşıyız. Kavramlar konusunda, Marks, Engels, Lenin, Stalin’in, Komintern döneminin geleneklerine sahip çıkılmasının doğru olduğu görüşündeyiz.

Mao Zedung’un görüşlerinin Marksist-Leninist özünün oportünistler tarafından çarpıtılmasına karşı mücadelede kararlıyız.

Marksizm-Leninizm mutlaka oportünizmi yenecektir! Çünkü Marksizm-Leninizm gerçeğin bilimidir!

KAHROLSUN REVİZYONİZM ve HER TÜRDEN OPORTÜNİZM!

YAŞASIN MARKSİZM-LENİNİZM!

YAŞAŞIN MARKSİZM-LENİNİZM SİLAHIYLA SİLAHLANMIŞ, TÜRKİYE PROLETARYASININ ÖNCÜ ÖRGÜTÜ TKP(M-L)!

YAŞASIN TİKKO, TMLGB!