ÇELİŞME, BAŞ ÇELİŞME, DÜŞMAN VE BAŞDÜŞMAN MESELESİ ÜZERİNE

Temel Çelişme Nedir?

Temel Çelişme Nedir?

Doğada ve toplumda en basit harekettin, en karmaşık harekete kadar tüm hareketler, belli çelişmeler sonucu ortaya çıkarlar.

Bir hareket ne kadar karmaşıksa, o hareket içinde de onca çok çelişme mevcuttur.

Bu çelişmeler arasındaki ilişkileri kavramak da oldukça güçtür.

Toplumsal gelişme, en karmaşık süreçlerden biridir.

Her toplumsal gelişme süreci içinde birbiriyle ile ilişkili, küçüklü büyüklü yüzlerce, binlerce çelişme vardır. Toplumu değiştirmek isteyen devrimcilerin, toplumu kavraması gerektiğini yukarıda belirtmiştik. Toplumu kavrama konusunda yüzlerce, binlerce çelişki içinden, toplumun gelişmesine damgasını vuran çelişmeyi bulup çıkarmak; içinde bulunulan anda çözümü acilen gündemde olan çelişmeleri bulup çıkarmak; bunları diğer çelişmelerden ayırmak; çelişmeler konusunda doğru bir anlayışı, Marksist-Leninist bir yaklaşımı gerektirir.

Temel çelişme meselesi işte bunun için önemlidir. Nedir temel çelişme? Mao Zedung bu konuda şöyle diyor:

“Bir şeyin gelişme sürecindeki temel çelişme ve sürecin bu temel çelişme tarafından belirlenen özü, süreç tamamlanıncaya kadar kaybolmaz; ama uzunca bir süreçte şartlar genellikle her aşamada değişir.” (*)

Yani:

Temel çelişme, bir şeyin gelişme sürecinde var olan ve sürecin niteliğini belirleyen, tüm süreç boyunca varlığını sürdüren; çözümü sürecin tamamlanmasının beraberinde getiren çelişmedir.

Mao Zedung daha sonra bir şeyin gelişme sürecindeki temel çelişme değişmediği halde; gelişmenin çeşitli aşamalar izleyebileceğini, temel çelişmenin, süreç içinde artan bir yoğunluk kazanacağını; temel çelişmenin diğer çelişmeleri de etkileyeceğini; bunların bir bölümünün süreç içinde çözüleceğini; yeni bir takım çelişmelerin ortaya çıkacağını, bunun sonucunda sürecin aşamalı bir süreç olarak görüneceğini belirtiyor. Mao Zedung şu örnekleri veriyor;

“Örneğin, serbest rekabet çağının kapitalizmi emperyalizm aşamasına ulaştığında, temel çelişmeyi oluşturan iki sınıfın, yani proletarya ile burjuvazinin sınıf niteliğinde ya da toplumun kapitalist özünde bir değişme olmadı. Ama bu iki sınıf arasındaki çelişme şiddetlendi, tekelci sermaye ile tekelci olmayan sermaye arasındaki çelişme doğdu, sömürgeci devletler ile sömürgeler arasındaki çelişme şiddetlendi, kapitalist ülkeler arasında onların eşit olmayan gelişmelerinden doğan çelişme özel bir keskinleşme gösterdi ve böylece kapitalizmin özel aşaması, emperyalizm aşaması ortaya çıktı. Leninizm, emperyalizm ve proletarya devrimi çağının Marksizm’idir; çünkü Lenin ve Stalin bu çelişmeleri doğru bir şekilde açıklamışlar ve bu çelişmelerin çözülmesi için proletarya devriminin teori ve taktiklerini doğru bir şekilde ortaya koymuşlardır.

Çin’in 1911 Devrimiyle başlayan burjuva-demokratik devrim sürecini alalım. Bu sürecin de bir takım farklı aşamaları vardır. Özellikle devrimin burjuva önderliğindeki dönemi ile devrimin proletarya önderliğindeki dönemi son derece farklı iki tarihi aşama oluştururlar. Başka bir deyişle, proletarya önderliği devrimin bütün çehresini tepeden tırnağa değiştirmiş, sınıfların yeni bir mevzilenişine yol açmış, köylü devriminde muazzam bir yükseliş yaratmış, emperyalizme ve feodalizme karşı devrime köklü bir nitelik kazandırmış, demokratik devrimden sosyalist devrime geçiş olasılığını yaratmıştır, vb. Devrimin burjuva önderliğinde bulunduğu dönemde bunların hiçbiri mümkün değildi. Gerçi bütün olarak süreçteki temel çelişmenin niteliğinde, yani sürecin anti-emperyalist, anti-feodal, demokratik devrimci niteliğinde ‘ki bunun zıddı sürecin yarı-sömürge ve yarı-feodal niteliğidir) hiçbir değişme olmadı, ama gene de bu süreç yirmi yılı aşkın bir zaman boyunca çeşitli gelişme aşamalarından geçti. Bu süre içinde birçok büyük olay meydana geldi: 1911 Devriminin başarısızlığa uğraması ve Kuzeyli savaş ağaları rejiminin kurulması, birinci milli birleşik cephenin kurulması ve 192-27 devrimi, birleşik cephenin dağılması ve burjuvazinin karşı-devrim safına geçmesi, yeni savaş ağaları arasındaki savaşlar, Toprak devrimi savaşı, ikinci milli birleşik cephenin kurulması ve Japonya’ya Karşı Direnme Savaşı. Bu aşamaların, bazı çelişmelerin şiddetlenmesi (yani Toprak Devrimi Savaşı ve dört kuzeydoğu eyaletinin Japon istilasına uğraması), bazı çelişmelerin kısmen yada geçici olarak çözülmesi (yani Kuzeyli Savaş ağalarının yok edilmesi ve toprak ağalarının topraklarına el koymamız) ve başka bazı çelişmelerin doğması (yani yeni savaş ağaları arasındaki tartışmalar ve güneydeki devrimci üs bölgelerimizi kaybetmemizden sonra toprak ağalarının topraklarını geri almaları) gibi belirli özellikleri vardır.” (*)

Temel çelişme, her toplumda, eski ile yeniyi temsil eden güçler arasındaki çelişmedir. Her toplumda, o toplumun gelişme sürecinin niteliğini belirleyen bir tek temel çelişme vardır. Bu temel çelişme süreç içinde giderek yoğunlaştığı ve temel çelişmenin etkilediği çeşitli irili ufaklı çelişmelerin de süreç içinde kısmen veya bütünüyle çözümlendiği için, her devrimci süreç çeşitli aşamalara ayrılır ve sanki birden fazla temel çelişme varmış gibi görünür. Gerçek durum bu değildir. Sürecin çeşitli aşamalarında, temel çelişme ve onun tarafından tayin edilen sürecin niteliği değişmez. Sürecin son aşamasında, temel çelişme en yoğun bir biçimde ortaya çıkar; bu çelişmenin çözümü ile süreç tamamlanır. Yeni bir süreç başlar.